Bir parti Çeviri İspanyolca
7,731 parallel translation
Kâğıt üstünde bu gece bir parti veriyorum.
Bueno, en teoría, tengo una fiesta esta noche.
Ve o hazır gitmişken ben de yazılımcı dostlarıma ufak bir parti vereceğim.
Y mientras está fuera voy a celebrar una fiesta.
- Bu bir parti otobüsü, parti yapıyorlar.
Es un autobús de fiesta, están de fiesta.
Törenden sonra da müthiş bir parti vereceğiz.
Nos vemos allá. Haremos una fiesta fabulosa.
Harika bir parti olacak.
Va a ser una fiesta genial, chicos.
Dur bi', kendi inancını terk etmek için bir parti mi istiyorsun?
Espera... ¿ estás dispuesto a sacrificar tu propia religión por una fiesta?
Cuma günü öğrenci birliğimde bir parti vardı.
Había una fiesta en mi fraternidad ese viernes.
Dostum, dün gece bizimkinden daha iyi bir parti bulmuş gibisin.
Socio, parece que encontraste una fiesta mejor que a la que fuimos nosotros anoche.
Bu, ah... o tür bir parti değil.
Es, uh... no es ese tipo de persona.
Özel bir parti için kapattıklarını söylediler.
Un sujeto acaba de anunciar que están cerrando por una fiesta privada.
Eskiden burada büyük bir parti vermiştiniz.
Tuvieron una gran fiesta.
Özel bir parti var.
Es una fiesta privada.
Çok üzgünüm, ama bu özel bir parti.
Así que lo siento, pero esto es una fiesta privada.
Görünüşe göre benim tarzımda bir parti.
Esto se parece a mi tipo de fiesta.
Yarın geceki dans için bir parti otobüsü tuttum ikiniz de gelseniz iyi olur.
Nos alquilé un autobús de la fiesta para el baile de esta noche, y más os vale a los dos que esteis ahí.
Bir parti otobüsü neden öğrencilerin vücutlarını sekse doyursun?
¿ Cómo un autobús de la fiesta va a hacer más sexy a los estudiantes?
Görünüşe göre Gabby, Matty için bir parti düzenliyor, sürpriz parti, ve beni davet etti.
Aparentemente Gabby está organizando una fiesta para Matty, una fiesta sorpresta, y me invitó.
Eğer gerçekten Matty'nin arkadaşıysam, Gabby'ye Matty'nin seveceği bir parti hazırlamasında yardım etmeliydim.
Si yo era realmente amiga de Matty, ayudaría a Gabby a darle la fiesta que a él le encantaría.
Ona bir parti verdiğimizi ve onun da davetli olduğunu söyleyelim.
Le diremos que habrá una fiesta y lo invitamos.
- Bu küçük bir parti.
Es una fiesta pequeña.
Bir parti var.
Oye, hay una fiesta.
Ufak bir parti. Bu çok hoşuma giderdi.
- Una fiesta pequeña.
- Dün akşam müthiş bir parti kaçırdın.
A propósito, te perdiste una gran fiesta ayer. Sí, eso escuché.
Sadece yemekli parti değil, maskeli bir parti.
No es solo una cena, ¡ es una fiesta de máscaras!
Güzel bir parti geçirmesini istiyorum sadece. Tamam.
Solo quiero que tenga una buena fiesta.
Bu gece bir parti düzenliyorum, Bay Martin.
He organizado una fiesta esta noche, Sr. Martin.
- Özür dilerim dün burada bir parti vardı.
- Lo siento.
Ben sadece evlenmek üzere olan bir gelin gibi hissetmek istedim sürekli beni ölümüne korkutan o zindanda olduğumu düşünmek yerine saçma sepet parti malzemeleriyle ve gelinlikler giyip mutlu olmak istedim.
Solo quería sentirme como la futura novia quería sentir la felicidad con vestidos de novia juguetes pervertidos de fiesta en lugar de quedarme pensando acerca de estar en un calabozo con miedo a morir.
Bir grup uluslararası vakıf fonu şımarıklarıyla karadaki her parlamento binasında parti yapıp Avrupa boyunca jetle yolculuk ederek hayatının son iki yılını boşa harcadı.
Ha pasado los últimos dos años desperdiciando su vida, viajando por Europa con un grupo internacional de hijos de papá y mamá, de fiesta en fiesta, de capital en capital del continente.
Bence sen kıt beyinli küçük bir parti kızı değilsin.
Creo que no eres una descerebrada.
Bu haftasonundan önce üniversiteyi, T ile parti verdiğimiz ve ailemin kilometrelerce uzaklıkta olduğu daha iyi bir yer olarak hayal ediyordum.
Antes de este fin de semana, me imaginaba la universidad como el instituto, pero mejor... T y yo en una fiesta de pijamas permanente, mis padres a cientos de kilómetros.
O parti ben buraya gelene kadar beş para etmezdi. Şimdi ben yokken bir şeye benzerse ben de kadın değilim.
Ese barrio no era nada hasta que llegué allí, y que me aspen si no vuelve a serlo ahora que me he ido.
- Nasıl yani? Bir plan, parti falan yok mu?
Espera, ¿ no tienes plan, no hay fiesta?
Bu parti bile mi bir sebepten dolayı oluyor?
- Sí - A pesar de este partido pasó por una razón?
Charleston sürekli gezip tozmak, içmek, parti yapmak. Bundan bir hayır gelmez.
Charleston, estar siempre saliendo de fiesta, bebiendo, no creo que aporte nada bueno.
Red Pony ve sürekli parti için güzel bir gün.
Es un hermoso día en la Red Pony y velada continua.
Parti otobüsünde aileler olmaz şoför görmezden gelir, ve çıldırmaya zemin hazırlayan bir sürü kuytu köşe olur.
En un autobús de la fiesta, no hay padres, los conductores miran a otro lado, y están llenos de rincones y recovecos desagradables que harían que fliparas.
- Parti otobüsü de ciddi bir şey değil.
- Él dijo que no era nada serio.
Matty için küçük bir sürpriz parti veriyorum sen de gelmelisin.
Estoy preparando una pequeña fiesta sorpresa para Matty más tarde... debería venir.
Oh, hey, Matty için küçük bir sürpriz parti düzenliyorum.
Oh, oye, estoy organizando una pequeña fiesta sorpresa para Matty más tarde. Deberías venir.
Gabby senin için bir sürpriz parti veriyor ve sen kaçırıyorsun.
Gabby está celebrando una fiesta sorpresa para ti, y te la estás perdiendo.
- Bir başınıza mı parti yapıyorsunuz?
¿ Están de fiesta solos?
- Biliyorum, parti yok dedin ama liseden sadece bir kez mezun olacaksın ve başardığın şey için çok ama çok mutluyum. - Niye ki?
- ¿ Por qué?
Dün 22 çocuk daha mezun oldu. En azından yarısı bir çeşit parti vermiştir.
Ayer se graduaron otros 22 chicos... y al menos la mitad hará algún tipo de fiesta.
Şimdi ya da daha önce bir Komünist Parti'nin üyesi oldunuz mu?
¿ Es o ha sido miembro del Partido Comunista?
Beni parti sonrasına bile çağırmayan bir grup küçümseyen, samimiyetsiz çocukla oturmak zorunda kaldım! Eşyalarımı toplayacağım.
Me tuve que sentar con un montón de niños condescendientes y poco amistosos que ni siquiera me invitaron a juntarme con ellos después de la fiesta.
Sekiz ay önce sabah toplantısında takıma bir grup hırsızın parti otobüslerini hedef aldıklarını söylemiştim.
Hace ocho meses, en una sesión informativa, comenté a la unidad que un grupo de ladrones tenía como objetivo los autobuses fiesteros.
Bilin bakalım kim parti dükkanında büyük bir indirimi yakaladı.
- Feliz cumpleaños. Adivinad quién ha ido a las grandes rebajas de la tienda de fiestas.
- Bir başınıza mı parti yapıyorsunuz? Evet, evet.
- ¿ De fiesta vosotros solos?
Çeyrek final gecesi bir parti vermişler ve kaydetmişler. Anlaşılan o ki, futbol fanatikleriler.
Parece que son muy aficionados al fútbol.
- Parti yakın bir yerde demiştin sanki?
- ¿ No decías que la fiesta estaba cerca?