Bonita Çeviri İspanyolca
16,609 parallel translation
Vay canına. O camın arkasından manzara güzel olmalı Marcus.
Debe ser una bonita vista desde la casa de cristal, Marcus.
Güzel bir törendi.
Ha sido una bonita ceremonia.
Merhaba güzellik.
Hola, bonita...
Güzel şehir Benedict.
Bonita ciudad, Benedict.
Güzel parti.
Bonita fiesta.
Batman kostümüm olsaydı daha güzel olurdu.
Lo único que la haría más bonita sería si batman hiciera su aparición.
Gelin adayından daha güzel bir şey gördünüz mü?
¿ Alguna vez vieron a una casi novia más bonita?
Hoşmuş.
Es bonita.
- Güzel oda.
- Es una bonita casa.
Güzel, esmer,... bir vakıf okulunda müdür olarak çalışıyor.
Es bonita, morena, trabaja como directora en una escuela.
Güzel tişört.
Bonita sudadera.
Charlie'nin o güzel yüzünü ayda bir kere görecek birine iletecek başka birine söylemeyi tercih ederdim.
Preferiría informar a un tipo que informe a un tipo que solo tenga que ver su cara bonita una vez al mes.
O kadar güzel olmayabilir Ya da kullanışlı
- Puede que no sea bonita...
Bunun ıçm harika bir akşam Hiç böyle bir ay görmüş muydun'
Bonita noche. ¿ Alguna vez viste una luna así?
Bunun için harika bir akşam Huh...
Bonita noche...
Skaar güzel hançeri sevdi.
Skaar gusta bonita hoja.
Ve insanlar her zaman öldürmek olduğunu Sen korkunç bir yaşlı cadı vardır O senin güzel yüzünü altında diyor.
Dice que bajo tu cara bonita, eres una horrible vieja bruja, que matas gente a todas horas.
- Evet, eminim çok güzeldir.
Sí que está bonita.
Pırıltılı ışıklarla dolu bir bahçesi var.
Tienen esa terraza realmente bonita con todas esas luces brillantes.
Güzel bir karyolaydı.
Una bonita cuna.
♪ Güzel olacak mıyım, zengin olacak mıyım?
# ¿ Voy a ser bonita? ¿ Voy a ser rica?
Bardaki güzel kız.
Oye, muchacha bonita cerca del bar,
Sana burada hoş koruyucu bir hücre veriyorum.
Te estoy dando una bonita celda protectora aquí dentro.
- Çok hoş, ne kadar büyük bir kız.
No puede dejar de mirarte. Qué bonita.
Hayatı güzel, mutlu, mükemmel.
Su vida... es bonita, feliz, perfecta.
Gördüğüm en tatlı şey sensin.
Eres la cosa más bonita que he visto nunca.
Neden otuzluk güzelim Rosa, kel, inatçı ve yaşlı bir adamdan hoşlanmasın?
¿ Por qué querría un bonita treintañera como Rosa... ir a por un viejo calvo y egocéntrico?
Güzel model yaptırmışsın,... yalnız IMAX'ler büyüktür.
Bonita maqueta, excepto porque se supone que IMAX iba a ser grande.
İyi sürüştü.
Oye, bonita forma de manejar.
O güzel yüzünün derisini soyacağım.
¡ Voy a arrancar la piel de tu bonita carita!
Nasılsın tatlı kızım benim?
¿ Cómo estás, mi niña bonita?
Güzel bir yüz ismi, doğum kaydı yok. Toplumla bir ilişiği yok.
Cara bonita... sin nombre, ni certificado de nacimiento, ni vínculos sociales.
Bence çok güzelsin.
Creo que eres bonita.
Güzel bir gece.
Es una bonita noche.
Evet, güzel dizayn.
Sí, bonita instalación.
Buraya bir ay önce gelen seksi şeysin sen.
Tú eres la chica bonita que vino hace un mes.
Güzel nakliye.
Bonita captura.
Zarif bir burun.
Bonita nariz.
Hoş bir gülüşün var.
Tienes una risa bonita.
Şimdiye kadar yapılmış en iyi araç ile gözlerin bayram etsin!
Fija la vista en la máquina más bonita que jamás se ha hecho :
- Fena değilmiş.
- Es bonita.
Oda güzel görünüyor.
Tu habitación se ve bonita.
Güzel mekânmış.
Qué bonita casa.
Eviniz güzelmiş.
Es una bonita casa la que tiene aquí.
Önemli değil tatlım.
No preocupes a tu bonita cabecita.
- Ne kadar da güzel.
Tan bonita.
Selam tatlım, ne güzel bir bebek o.
Hola, cariño. Es una bonita muñeca.
Kravatın güzelmiş.
Bonita corbata.
- Tatlı kızım benim.
Chica bonita.
Tatlı olduğu için yapacaktım zaten.
Iba a hacerlo porque eres bonita.
Sana güzel bir tabanca ayarlayalım.
Tendremos que conseguirte una gran y bonita pistola.