Booze Çeviri İspanyolca
42 parallel translation
Booze.
Trae más bebida.
Benim ahali Şikago'dan geliyor,, booze old Otis up... ama belli ki hâlâ onun standartlarında bile değil.
Mis padres vuelan desde Chicago, alquilan esas residencias ostentosas... pero parece que todavía no es bastante para su nivel.
Şimdi sırada, Moe Better Booze ile Barmen Moe.
Ahora, Moe, el tabernero, en Moe mejor bebida.
- "The booze gratis" ister misin?
- ¿ La bebida es gratis?
Son bir arzunuz var mı?
Booze? Darles lo que quieren.
Some booze, cigarettes,... sen ne dersin, Brendan?
Tú, ¿ qué opinas, Brendan?
Önceden ikram etmeyi unuttum... dolapta booze var.
Olvidé ofrecerte antes.
Eğer böyleyse, paranın Utah'da olduğunu ve Meksika'ya gittiğmizi öğrenmesi an meselesi.
Si es así, es sólo cuestión de tiempo hasta que se entere del dinero en Utah del Bolshoi Booze, de nuestra ruta en México.
- Bolshai Booze'da.
- Bolshee Booze.
- Bolshoi Booze. - Üç gün sonra.
Bolshoi Booze.
Sınırın yakınlarında, Bolshoi Booze denen bir yerde.
Cerca de la frontera, un lugar llamado Bolshoi Booze.
Bolshoi Booze dediği bir yer.
Es el lugar al que llamó Licor Bolshoi.
"Boolshi Booze" dediği yer orası
Es un lugar al que se refiere como "Bolshoi Booze".
Biliyorsun, salyangoz, benim kargom, bir on sekiz, House of Blues'da içkiye basan.
Vos sabes, escargot, my cargo, one eighteen, sippin'on booze at the House of Blues.
Daha fazla içmeyelim, Bana yetti...
- No más booze, termine...
TIK TAK, BASLADI ICKILI SAAT.
Tic toc, Booze en punto.
Alkol geliyor.
Booze viene.
- Quantico, Booze and Bullets'tan...
Sí, han sido un equipo desde Quántico.
Buldozer gibi!
¿ El "Booze"?
Booze köpekbalıklarına sahip olamadı, şimdi de beni suçluyor.
El Sr. Boozell no pudo mantener a los tiburones en su tanque, y ahora me echa la culpa a mí.
Booze'dan, kendi havuzuna köpekbalığı atıp sonra suçu bana atmasını beklerim zaten.
Ya sabe, nunca diría que Boozell pudiera poner un tiburón en su propia piscina y culparme por ello.
Doktorun zamansız ölümü kimin işine yarar? - Booze'un mu Mack'in mi?
Así que, ¿ quién ganaba más con la muerte a destiempo del doctor, el Booze o el Mack?
Bir Booze açısında bakalım Aquavet'i arıyorum ve diyorum ki...
O soy el Booze, y llamo al Aquavet y le digo :
İçki dediğin mesela viski, votka ve tabii ki sert olanlardır.
Booze es, ya sabes, el whisky y el vodka y, usted sabe, espirituales
Erkek değilim, bu nedenle söz verebilirim ki booze yeteneklerimi sergilememi etkilemez.
Bueno, no soy un tipo, así que puedo prometerte, que la bebida no afecta el desempeño de mis capacidades.
Tamam, tamam. d Let's get it poppin'd d coppin'I'm blazed and rockin'd d loud and crazed got the crowd amazed d d I'm shockin'knock'em for a loop d d drop my loot on some booze and get retarded man d
Vale, vale.
- Booze ne alemde?
- ¿ Qué tal lo del licor?
# But let's a raise a glass of booze #
* Pero alcemos nuestras copas *
Anne ve baba barmenler Booze çiftliği ve Hooch şehri... gibi büyük mağazalarla rekabet edemez.
Los camareros no podemos competir con las grandes tiendas como El Granero del Alcohol y Ciudad Bebida.
Oh, bunu bana neden yapıyorsun, booze?
¿ Por qué me estás haciendo esto, alcohol?
Booze ve Molly.
Priva y meta.
Give me that goddamn scotch, you booze coot.
Dame ese maldito escocés, borracha
Bu kafa çekmek değil.
Ugh, Eso no es Booze tampoco
Alem yaparsan, kaybedersin.
Usted Booze, se pierde
Booze mu?
¿ El alcohol?
Booze'a bulanmış yanabilen kostümler.
Disfraces inflamables empapados de alcohol.
- Booze of the World diye bir alkol zinciri kurmuş.
Fundó la cadena de licorerías "Booze of the World".
I'll show you my buns if the booze is free
Te mostraré mi culo si la bebida es gratis
Booze and broads at the Continental Bar in Saigon while we catch shit in country.
A copas y fulanas en el Continental Bar de Saigón mientras nos llenábamos de basura en el país.
- Çay bardağında... içki!
¡ Booze... en una taza de té!
Booze.
Alcohol.
"Şaka yada içki!"
Booze o su vida.