Brüno Çeviri İspanyolca
46 parallel translation
Otelin televizyonunda dün gece "Bruno" diye bir film oynuyordu.
En la televisión del hotel había una película llamada "Brüno" anoche.
Ben Brüno.
Soy Brüno.
"Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz!"
KUNAL NAYYER DISEÑADOR... "Están viendo Funkyzeit con Brüno"?
Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz. Muhteşem bir program.
Están viendo Funkyzeit con Brüno, un programa sensacional.
Brüno'yla Funkyzeit programını izliyorsunuz.
Están viendo Funkyzeit con Brüno.
Funkyzeit programında çalışmak demek Brüno'nun ön saflarda yer alması demektir.
Como conductor de Funkyzeit, Brüno siempre se sienta en primera fila.
Brüno, gerçek aşkı hayatında iki defa yaşadı.
Brüno sólo conoció dos veces el amor verdadero.
Brüno, bu gösterişli haftanın izlenimlerini aktarmak için kulise girdi.
Brüno tenía acceso a los camerinos del evento más importante, de la Prada.
Brüno out!
Brüno estaba aus.
Brüno tamamen dışlanmıştı.
Brüno estaba en la lista schwarz.
Adım Brüno.
Me llamo Brüno.
- Ben Brüno.
- Soy Brüno.
Brüno'nun birinci sınıf ünlülerle yaptığı röportajlardan oluşan yeni televizyon programını Maxout'u birazdan izleyeceksiniz.
Como ya sabrán, analizaremos un nuevo programa... Llegando al tope de la celebridad mit Brüno.
Ama Brüno'nun dansını izledikten sonra.
Pero primero, más baile mit Brüno.
Brüno!
¡ Brüno!
Bu yüzden Brüno, düzeltilmesi gereken bir trajediyi bulmak için yola çıktı.
Also, Brüno debía hallar la tragedia mundial más candente para solucionar.
Amacım, her iki tarafa dünya basını önünde barış anlaşmasını imzalatarak Brüno'yu şöhrete kavuşturmak.
Mein plan era hacer que las partes firmaran un acuerdo de paz ante la prensa mundial que haría über famoso a Brüno.
"Ben barış güvercini, Brüno."
# Ich bin Brüno, paloma de la paz. #
Ama Brüno'nın yeni planları var.
Pero Brüno tenía un nuevo plan.
Şimdi de Brüno'da bir tane var.
Y ahora, ¡ Brüno tiene uno!
Brüno'ya hoş geldin diyelim.
Demosle la bienvenida a Brüno.
Ama sen bir tüy kadar hafifsin, Brüno.
Pero usted es muy liviano, Herr Brüno. Como una pluma.
Brüno, tarağın sırtıma batıyor.
Herr Brüno, su cepillo se clava en mi espalda.
Brüno.
Brüno.
Ben Brüno'yum.
¡ Soy Brüno!
Brüno baltayı sağlam taşa vurmuştu.
Brüno había tocado fondo.
Sen ünlü biri olacaksın, Brüno ve dünyanın her yerinde homoseksüelliği bırakmak isteyen bir çok genç insana örnek olacaksın. Onların hayatı sayende değişecek.
Serás tan famoso, Brüno que allanarás el camino para otros jóvenes del mundo entero que quieran dejar la homosexualidad y hacer un cambio en sus vidas.
Ve şunu diyecekler : Brüno başardıysa, ben de başarabilirim.
Dirán : "Si Brüno pudo hacerlo, yo puedo".
Bunu nasıl başardın, Brüno? "
¿ Cómo cambiaste, Brüno? "
- Mike.
- Mike. Brüno.
- Brüno.
- Brüno.
Benim, Brüno.
Soy yo, Brüno.
Bu hadise dünyanın her yerine yayılarak, Brüno'yu ünlü yaptı.
La secuencia se exhibió en todas partes, und Brüno se volvió über famoso.
"İşte barış güvercini, Brüno."
# Y él es Brüno, paloma de la paz. #
"Hey sen, Brüno! Kancıkların nerede?"
# Oye, Brüno, ¿ dónde están las perras?
"Sen Brüno. Barış güvercinisin."
# Eres Brüno, paloma de la paz. #
"Sen Brüno. Barış güvercinisin."
# Du bist Brüno, paloma de la paz. #
Brüno barış istiyor.
Brüno quiere la paz.
"Ben Brüno, barış güvercini."
# Ich bin Brüno, paloma de la paz. #
Kusura bakmayın Brüno Bey.
Lo siento, Herr Brüno.
Ben Brüno'yum.
Soy Brüno.