English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bulacağız

Bulacağız Çeviri İspanyolca

10,812 parallel translation
Onları bulacağız.
Los vamos a encontrar.
Sizi bulacağız!
¡ Te encontraremos!
- Öyle bir silahı nereden bulacağız?
- ¿ Dónde encontraremos esas armas?
Sahte tırı nereden bulacağız?
¿ Dónde vamos a conseguir un camión de señuelo?
Sana uyuşturucu bulacağız!
De meterte drogas.
Amacını bulacağız.
Encontraremos su objetivo.
Gelip seni bulacağız!
¡ Te encontraremos!
- Evet, onu bulacağız.
Sí.
Biz de onları orada bulacağız.
Allí los encontraremos.
Bunu bulacağız ve sığınağa götüreceğiz.
Lo encontraremos y lo llevaremos al Santuario.
Ateşte kaybettiklerimizi küllerde bulacağız.
Lo que perdimos en el fuego... lo hallaremos en las cenizas.
Bir yolunu bulacağız.
Encontraremos un modo.
Mesajımızı almayan olursa onun için bir cevap bulacağız.
Quién no reciba el mensaje, encontraremos una respuesta para ellos.
"Güneş'te tutkumuzu bulacağız."
En el sol... encontraremos nuestra pasión.
"Güneş'te amacımızı bulacağız."
En el sol... encontraremos nuestro propósito.
"Güneş'te tutkumuzu bulacağız."
En el sol, encontraremos nuestra pasión.
İmkansızlığın içinde umut bulacağız.
Encontraremos esperanzas en lo imposible.
Yakalanmadan içeri girip onları alacak birisini bulacağız.
Contratamos a alguien para meterse y tomarlos.
- Onu bulacağız. - Şimdi gitmelisiniz.
Tengo que pedirles que se vayan.
Onu bulacağız.
Lo encontraremos.
Kız bulacağız, merak etme.
Conseguiremos parejas.
Sakin ol. Mutlaka buradan bir çıkış yolu bulacağız.
- Calma, hallaremos un modo de salir.
Tamam. Buradan çıkacak başka bir çıkış bulacağız. Nasıl?
Hallemos otro modo de salir.
Bir şey diyeyim mi? Anneni bulacağız.
Busquemos a tu mamá.
Sahte tevazu yok. - Kesinlikle sizin için bir iş bulacağız.
Seguro encontraremos un trabajo para ti.
Onu bulacağız, merak etme.
La vamos a encontrar. Tranquilo.
Onu bulacağız, söz.
Lo encontraremos. Lo prometo.
- Önce kancamı bulacağız.
- Primero conseguimos mi anzuelo.
Onu bulacağız.
La encontraremos.
Bize yardım edebilecek birini bulacağız.
Encontraremos a alguien que pueda ayudar.
Sana biraz bardak bulacağız, tamam mı?
Te vamos a encontrar unos lentes, ¿ sí?
Bayan Tiggs'i bulacağız, Bay Darby'yi bulacağız. Ve biz cehennemden kurtulacağız.
Iremos a buscar a la Srta. Tiggs y al Sr. Darby y nos vamos a largar de aquí.
Polislerden önce biz onu bulacağız.
Lo hallaremos antes que la Policía.
Yarın gelip seni bulacağız!
¡ Iremos y te sacaremos!
Gelip seni bulacağız.
Iremos a buscarte.
Bunun çaresini bulacağız.
Vamos a llegar al fondo de esto.
Neler bulacağımızı düşünsene!
Imagínate lo que hallaremos.
Arkadaşınızı bulacağım.
Encontraré a su amigo.
Karınızın katilini bulacağım Bay Kimmel.
Encontraré al asesino de su esposa, señor Kimmel.
Belki şansınız varsa aynı çocuk, tanıdığım en cesur çocuk, onu nerede bulacağınızı size söyleyebilir.
Quizás, si tienes suerte... ese mismo niño... el más valiente que conocí... podría decirte dónde encontrarlo.
Düğüne kız bulacağız!
¡ Pareja para la boda!
- Nereden bulacağımızı biliyorum.
Sé dónde conseguirlo.
Nereden para bulacağımızı biliyoruz.
Sabemos dónde conseguir dinero.
Güvercini nereden bulacağımızı biliyorum.
No, porque sé dónde encontrar la paloma.
- Evet, ihtiyacınız olan her şeyi bulacağınızdan eminim.
Sí. Confío en que encuentre todo en el interior.
Yarın akşam New York'a dönene kadar bana orijinal kopyayı ulaştıramazsanız kendinizi bulacağınız cehenneme kıyasla bugün yaşadıklarınız rahmet gibi gelecek.
Si no me entregas el video original al llegar a NY mañana en la noche, tus problemas de hoy serán recordados con cariño comparado con la dimensión donde te vas a encontrar.
Bayan Sparrow, lütfen onu nerede bulacağımızı söyleyin.
Sra. Sparrow, por favor, díganos dónde podemos encontrarle.
Bana sorarsan bulacağımız şeyi söyleyeyim.
Y esto es lo que vamos a encontrar, en mi opinión.
- Onu bulacağız.
- La encontraremos.
Cevapları bulacağımızı söyledin.
Dijiste que encontraríamos respuestas.
Vadiyi dolaşmaya kalksak çok vakit kaybederiz. Üstelik karşı tarafta su bulacağımız da garanti değil.
Perdimos mucho tiempo rodeando ese valle y no es seguro que haya agua del otro lado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]