Caine Çeviri İspanyolca
929 parallel translation
DENİZDE İSYAN
EL MOTÍN DEL CAINE
- Caine gerçekten güzel gemi.
- El Caine es una maravilla.
- Caine bir arkadaki gemi.
- El Caine es un buen barco.
Bu gemi Caine'dir.
Nadie se ha sentido así en el Caine.
Umarım Caine'de çalışacak yeteneklere sahipsindir.
Yo sólo espero que sea lo bastante bueno para el Caine.
- Caine, bir küvetten farksızdır.
- El Caine es una bañera abollada.
Caine, bir mayın tarama gemisidir.
El USS Caine es un dragaminas.
Caine'i yakından incelediğine göre artık sevmeye başladın mı?
Ahora que ha estudiado al Caine de cerca, le agrada un poco más?
Caine'den kurtuluş yoktur.
Nadie puede escapar del Caine.
"Caine'deki ihtiyaç açığı da en kısa sürede kapatılacaktır."
"Actualmente destinado en el USS Caine con prioridad."
Amiral gemisi mi, yoksa Caine cehennemi mi?
Se va con el Almirante o se queda en el infierno del Caine?
Caine berbat bir gemi.
En el Caine no hay disciplina.
Donanma Personel Komutanlığının Kasım 1943 tarih ve 01602 1 sayılı, emri uyarınca Donanmaya ait -
De acuerdo con las Ordenanzas de la Marina, - - Estatuto 016021 de noviembre de 1943, debe presentarse al Comandante del USS Caine para relevarlo.
- Caine gemisinin komutanlığını, bu emri getiren subaya bırakacaksınız. İmza, Louis Whitfield, Koramiral, Personel Dairesi Başkanı.
Firmado, Louis Whitfield, Contraalmirante, Jefe de División.
Bu, yorgun bir gemi.
El Caine está cansado.
Caine'in miskin mürettebatını hatırlamam için bu yeterli olacaktır.
Me gusta llevarlo algo atrasado, así me acordaré de la perezosa tripulación del Caine.
Caine, bu Donanmanın en hızlı hedef keşfi yapan gemisi olacak.
El Caine será el que ejecute el mejor tiro al blanco de la Marina.
Caine'de artık roman yazmayacaksınız.
Se acabó el escribir novelas a bordo del Caine.
"Sefer sonunda Caine gemisi komutanının derhal - - Batı Denizleri Komutanlığı'na rapor vermesi gerekmektedir."
"Se ordena al Capitán del USS Caine presentarse inmediatamente al Comandante de la Flota del Este."
Komutanlık, geminin savaşa dönecek durumda olmadığını düşünüyordu.
Desconfiaba del Caine a la hora de volver a combate.
Gemiyi bir gecede şekle sokmamı beklememelerini söyledim.
Le dije que no podía poner el Caine a punto de la noche a la mañana.
DMS CAINE'E. JACOB BÖLGESİNDE ÇIKARTMA BİRLİKLERİNE KATILIN.
ÚNASE A LA INVASIÓN DEL AREA JACOB.
Bu gemi, adını Donanma Subayı Arthur Wingate Caine'den almıştır. Caine, göğüs göğüse savaşırken şehit düşmüştür.
Este barco se llama así en honor de Arthur Wingate Caine, que murió por heridas en combate en el barco bajo su mando.
- Ama hiçbir gemi buna dayanamaz.
- Pero el Caine no puede seguir así.
Caine'de bunu herkes bilmeli.
Es lectura obligatoria en el Caine.
- Yoksa Caine'den kaçıyor musun?
- Escapas del Caine?
İşte sana gerçek donanma, gerçek subaylar.
Esto no es el Caine, es la Marina.
- Caine yüzen bir hata.
- El Caine es una extravagancia.
Ben de Caine'de görevliydim, muhabere subayı olarak.
Yo estaba a bordo del Caine, como oficial de transmisiones.
Steven Maryk, Yüzbaşı, Birleşik Devletler Donanmasına ait Caine gemisinde görev yaparken, 31 Temmuz 1944, tarihinde Yarbay Queeg'i bilerek ve isteyerek görevinden almıştır.
Especificaciones : Steven Maryk, Teniente de la Marina de EEUU, sirviendo a bordo del USS Caine, el 31 de julio de 1944, actuó libremente y sin autoridad, relevó al Teniente Comandante Queeg.
Queeg bu esnada görevinin başında, ülke ise savaş halindedir.
Queeg ejercía el mando del USS Caine, estando los EEUU en guerra.
31 Temmuz günü Caine gemisinin nöbetçi subayı siz miydiniz?
Estaba como oficial de cubierta en el Caine el 31 de julio de 1944?
- Caine'i temizlediği için mi?
- Porque le hacía limpiar el Caine?
Gemi Kaptan Queeg'in komutasındayken, onda herhangi bir delilik belirtisi gözlediniz mi?
Mientras el Capitán Queeg estuvo al mando del Caine, observó alguna vez pruebas de locura en él?
Caine'in mayın tarama tatbikatları sırasında kendi mayın hattına girdiği doğru mu?
En el periodo en que el Caine estuvo en prácticas de tiro, su barco pasó por encima del cable, cortándolo?
Caine'in çıkartma botlarına öncülük ettiği sabah, emirleriniz arasında denize bir ikaz işareti atmak da var mıydı?
La mañana que escoltó a los infantes hasta la playa, sus órdenes fueron lanzar una marca amarilla?
Sadece Caine'in subayları var.
Son los oficiales del Caine.
Caine'in subayları kutlama yapıyorlar demek.
Los oficiales del Caine en una feliz reunión.
Tabii eğer varsa. "Denizde İsyan" ın gerçek yazarına içelim.
Levanto mi copa por el verdadero amotinador del Caine.
Sanat Yönetmeni : Sid Caine.
Director de arte, Syd Cain.
- Adım Caine.
- Yo me llamo caine.
- Adım Caine.
- Me llamo caine.
- Caine.
- Caine.
Caine, gidemezsin.
No puedes irte, caine.
Caine!
¡ caine!
Kwai Chang Caine.
Kwai chang caine.
Caine?
¿ caine?
Caine.
Yo soy caine.
Ama Caine'i kullanıyorum.
Pero elegí caine.
- Bu Caine. Bir arkadaşım.
- El es caine, un amigo.
Caine'de çok fazla kaldım.
Llevo demasiado tiempo en el Caine.