Campana Çeviri İspanyolca
9,862 parallel translation
"Çalan zili geri alabilir misin?" Hayır.
¿ Puedes des-tocar una campana? No.
Zili çalın yeter.
Haced sonar la campana.
- Zilin.
- Tu campana
Zil çalınca.
Cuando suene la campana.
# Küçük çanlar çalıncaya kadar #
Que esa campana ya había sonado
İlk yapmam gereken bir kampanya direktörü bulmak.
Lo primero es lo primero... Voy a necesitar un jefe de campaña.
Ne yapılması gerektiğini bilen bir kampanya direktörüne ihtiyacınız var.
necesitas un jefe de campaña que esté dispuesto a hacer lo que sea necesario.
Şu an eşcinsel evlilikleri konusundaki desteğimizi kamuoyuna direkt söyleyemeyiz. Baltayı taşa çarpmayalım. Hele ki Mellie'nin senatör adaylığı kampanyası ufukta görünüyorken
Tiene que expresar públicamente su opinión sobre el matrimonio homosexual, y no puede fastidiarlo con la campaña de Mellie al Senado en el horizonte.
Olivia Pope ile birlikte yaptıklarını Bu kötü fikirlere destek mi olacaksınız yoksa benimle birlikte hesap mı soracaksınız?
¿ Lanzando tus apuestas respaldando esta idea sin hablarlo conmigo, tu jefe de campaña?
Fitz'in kampanyası beni cehenneme çevirdi.
La campaña de Fitz ha sido un infierno para mí.
Belki. Senato kampanyamızı başlatmak için düğünü kullanamayız. ama kalbi kırılmış bu gay çift için halk desteği Kuzey Virginia'daki özgürlükçülerin sizi sevmelerini sağlayacaktır.
Quizá no podemos usar la boda para lanzar tu campaña del senado, pero el apoyo público a su amiguito homosexual con el corazón roto pero el apoyo público a tu amiguito homosexual con el corazón roto ganará la simpatía de los liberales del norte de Virginia a pesar de todo.
Bu bahsettiğin, uyurgezerken çadırıma gelip boynumu öptüğün zaman mı?
Tiene algo que ver con ese día en que sonámbulo, entraste en mi tienda de campaña y me besaste el cuello?
Anarşistler burjuvaların evlerini soymaya başladı.
Los anarquistas iniciaron una campaña, de robo en casas de ricos.
Bunu sosyal media kampanyası ile güçlendireceğiz.
Agitaremos el tema con una campaña en las redes sociales.
Kampanyanızdaki herhangi bir yolsuzluktan haberdar mıydınız?
¿ Estaba usted al tanto de alguna corrupción en su campaña?
Prady'nin kampanyasına mı bağış yaptınız?
¿ Hizo donaciones a la campaña de Prady?
Makineleri siz kontrol ediyordunuz, ve Prady'nin kampanyasına mı verdiniz?
¿ Ud. controlaba las urnas electrónicas e hizo donaciones a la campaña de Prady?
Evet, çünkü kampanyanız onunkinden daha iyi hile yaptı.
Sí, porque su campaña engañó mejor que la de él.
- Makineleri siz kontrol ediyordunuz, ve Prady'nin kampanyasına mı verdiniz?
- ¿ Controlaba las urnas electrónicas e hizo donaciones a la campaña de Prady?
35 vites, Tiffany kristal zili.
35 engranajes, campana de cristal Tiffany.
- Richie Harvard diplomasıyla bizden daha iyi olduğu konusunda "imkanı olmayanların şampiyonu" tavrıyla havasını atmayı severdi ama inanın bana bazı şeylere bulaşmıştı.
A Richie le gustaba aparentar que era mejor que todos nosotros, con su título de Harvard y su campaña de Defensa de los débiles, pero créame... estaba metido en ciertos asuntos.
Bob ve Susan bu bilgileri ortaya atarak bir kampanya yürütüyor... ve insanlar buna inanıyordu.
Bob y Susan estaban en plena campaña para plantar estas ideas, y la gente ya estaba comenzando a creerlas.
sıradaki Fransa olabilir. Buna inanmıyorum. Ülkemi kurtarmaya çalışıyorum!
Isabel está construyendo una campaña protestante para hacerse con Escocia...
İskoçya'yı geri almak için gizli bir plan mı?
¿ Una campaña secreta para recuperar Escocia?
Anlıyorum ki karın deşme olaylarından beş yıl önce aileniz küfürlü mektup akınına maruz bırakılmış.
Tengo entendido que cinco años antes de los ataques... su familia fue objeto de una campaña de cartas abusivas.
Böyle davranmanızdaki amaç nedir?
¿ Qué pretendes con tu campaña?
Halkla İlişkiler şu an bir konuşma hazırlıyor.
Los relaciones públicas ya están preparando una campaña.
Bu büyük bir reklam çekimi, başka nasıl söylerim bilmiyorum ama, penisinin daha büyük görünmesi gerekyior.
Esto es una campaña publicitaria masiva, y no sé de que otra manera decir esto, pero necesito que su pene parezca más grande.
Aksilikler olur ve işler çirkinleşirse Bu şekilde bir kampanyayı yürütemez, O, ister yanında yada ister karşısında olsun, ben eşimin yanında olmalıyım.
En cuanto a los reveses, si no coge fuerzas, no lo hará durante una campaña, esté de pie o no a su lado.
Çünkü orta vadede, kampanya kasana bir tek kuruş girmeyeceğine emin olacaktır.
Porque a mitad de mandato, me aseguraré de que no tenga ni un centavo en las arcas de su campaña.
Senin döneminin bittiğini ve tüm olanları duyuracağız. Dolayısıyla bu yarışın dışında kalmış olacaksın.
Va a anunciar que terminará su mandato, pero que abandona la campaña.
Kampanyasının bu şartlar altında sürdüremeyeceğini gördüğün için üzüntülerini ifade edeceksin alçakgönüllükle bıraktığı mirası devam ettireceksin.
Le diras cuanto sientes que abandone la campaña bajo esas circunstancias, y entonces aceptarás humildemente su respaldo.
Başsavcı David Rosen, bize katıldığınız için teşekkür ederim. Kendisi Mellie Grant'in senato kampanyası konusundaki hukuki sorularımızı yanıtlamak için bağlantı isteğimizi kabul etti.
Nos complace que se nos una el Fiscal General David Rosen, que ha accedido en hablar con nosotros sobre algunos asuntos legales relacionados con la campaña de Mellie Grant.
Kampanyasını ona sorabilirsiniz.
Tendrá que preguntárselo en su campaña.
Senin kampanyanın dışında sanıyordum.
Pensé que estabas fuera haciendo campaña.
Kampanya ofisime gelmeyeli epey zaman geçti.
Ha pasado mucho tiempo desde que usaste tus mentiras para entrar en mi oficina de campaña.
Ortodoks Kilisesi için bir kitap basmıştım fakat fazla para bırakmamıştı. Ama promosyon malzemeleri iyi para bırakıyordu.
Hicimos un libro para la Iglesia Ortodoxa, pero casi no nos dejó ganancias y la campaña de promoción nos costó un buen dinero.
Bağış sürüşü için onlar.
Son para una campaña de caridad.
Elizabeth'in Mary'e karşı mücadelesi.
De la campaña de Isabel contra María.
Kampanyanıza 1 milyon dolar harcadım. Bu çok büyük bir para.
Me gasté un millón en tu campaña.
Yapabilirsiniz. Ama kampanya yasaları beni koruyor.
Puede hacerlo, pero las leyes de campaña me protegen.
Ben kampanya e-mailimi kullanıyordum.
Usaba el correo de la campaña.
Jon'a kampanya ya da iş e-mailinden bir şey yazmadım.
Nunca le escribí a Jon desde el correo de la campaña o del trabajo.
Bir ekoloji grubu tüm ülkede lanet tesislere karşı taciz kampanyası başlatmış.
Un grupo ambiental ha organizado una campaña de acoso contra instalaciones de fracturación hidráulica por todo el país.
Ailemdeki herkes iyi bir reklâm kampanyasının etkisine kapılıyor.
En mi casa, todos se emocionan con una buena campaña publicitaria.
Dewey, başka bir gündeme çok getirilen gangsteri yakalamıştı ve ülkenin ilgi odağıyken, New York'un yeni valisi olmak için bir kampanya başlattı.
Dewey ha acabado con otro gánster de alto nivel y mientras está bajo los focos de la nación, lanza su campaña para convertirse en el próximo gobernador de Nueva York.
Luciano, Amerika'nın savaş durumunda üstüne düşeni yaparken 6500 km uzakta...
Mientras Luciano hace su parte por la campaña bélica en América... a 6.400 kilómetros de distancia...
Luciano, Dewey'e karşılık vermek için kendi basın kampanyasını düzenledi.
Para contrarrestar el ataque de Dewey, Luciano lanza su propia campaña de prensa.
Dewey'in basın kampanyasına sus payı ödenmesine ve devlet memurlarına halkın baskısına rağmen Arkansas valisi, Hot Springs'e ağır silahlı bir ekip göndermek zorunda kalmıştı.
La campaña de prensa de Dewey ha dado sus frutos y con la presión pública sobre los funcionarios del gobierno, el gobernador de Arkansas se ve forzado a enviar un equipo de policías estatales fuertemente armados a Hot Springs.
Duruşmasından 1 hafta önce Yahudi çeteci, halkla ilişkiler kampanyasını bir adım ileri taşıdı.
Una semana antes de su juicio, el gánster judío va con su campaña de relaciones públicas un paso más allá.
Çadırımız var.
Tenemos una tienda de campaña.