English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ C ] / Cheese

Cheese Çeviri İspanyolca

470 parallel translation
Bu kelime seni sırıtıyormuş gibi yapıyor.
Al decirlo te hace sonreír. Es como "Cheese".
"Cheese" de.
Di "patata".
Kımıldamayın. "Cheese" deyin.
- Ya. Digan "queso".
- Cheese.
- "Queso".
- "Cheese" de, Ramona.
- Digan wisky, Ramona.
# Güneye esen meltemde peyniri eritebilmek #
♪ To be melting the cheese in the southerly breeze ♪
- Cheese Whiz nerede?
¿ Dónde está el Cheese Whiz?
Cheese Whiz kadar basit bir şeyi hatırlayamıyor musun?
¿ No puedes recordar una cosa tan simple como el Cheese Whiz?
Fromaj değil, cheese?
No fromage, queso!
Ben de Bay Slaughter'a, Chuck E. Cheese indirim kartımı verdim.
Así que le di al Sr. Slaughter mi descuento para Chuck.
O da bana, bunu kullanarak randevu koparamayacağımı söyledi
E. Cheese pero dijo que eso no me llevaría a ver al Sr. Smith.
"Cheese" diyin.
Decid whisky.
"Kraker ve Peynir" de çalıştığınız için size bir fırsat vereceğim.
Como trabajan para Pretzels " N Cheese, les daré una oportunidad.
Sonra da bayanlara evlilik teklifinde bulunuruz.
Así podremos casarnos con las chicas. Será imposible mantener a una familia con lo que pagan Pretzels " N Cheese. Exacto.
Çiiiz!
Cheese!
Çiiiz, millet!
Cheese, todos!
Cheese.
Sonrían.
"Cheese"!
Whiskyyyyyyyyyyyyy!
Bu gerçek Chuck's Cheese Bowl kiraz soslu peynirli keki değil!
Eso no es un auténtico pastel de queso de Chuck's Cheesebowl.
Tanoose, Wisconsin'de bir sürü Chuck's Cheese Bowls olduğunu sanmıyorum.
No hay muchos sitios llamados Chuck's Cheesebowl en Tanoose, Wisconsin.
Hayatta tek istediğim kiraz soslu Chuck's Cheese Bowl'un ünlü peynirli kekiydi. Ama onu bile alamadım.
Todo lo que quiero en la vida es un trozo de pastel de queso con cerezas de Chuck's Cheesebowl, y ni eso.
Orası Chuck's Cheese Bowl ise adının ne olduğunu bilmeniz gerekir.
Si sois Chuck's Cheesebowl deberíais saber su nombre.
Benim kiraz soslu peynirli kekimi yapan şef Chuck's Cheese Bowl'u bırakmış.
El cocinero que hacía mi pastel se fue de Chuck's Cheesebowl...
Merhaba, Chucky Cheese'e gidiyoruz... Bizimle gelirsen bundan gurur duyarız.
Oye, estamos en camino para Chuck E. Cheese y estaríamos honrados si vas con nosotros.
Chucky Cheese iyi bir yer mi?
Escuche, ese Chuck E. Cheese está bien?
Beni Chuck Cheese'e götürün.
Llévenme a Chuck E. Cheese, iban llevar a Bud.
Babanı kastediyorsan Chucky Cheese'de.
Bueno, si quieres decir tu Papito, Él está en casa de Chuck E. Cheese.
Chucky Cheese'e gitmeliyim.
me voy a Chuck E. Cheese.
Diğer yandan babamla Chucky Cheese'e gitmek de var.
Y no obstante, siempre hay Chucky E. Cheese con Papá.
- Bastırmam.
- ¡ Decid cheese!
- Hazır mıyız, "Cheese"!
- ¿ Están listo "chiiss"?
- Oh, lanet olası trafik, "Cheese"!
- Oh, maldito tráfico, "chiiss"!
- Bir kez daha, "Cheese"!
- Una vez mas, "chiiss"!
- Yüzde yüz Cheese
- "chiis"
Lanet trafik takıldım kaldım,... ama ben "cheese" deyip duruyorum.
- Maldito tráfico, apesta, - Trabajas bien, sólo piensa en las "ii" - pero, puedo hacerlo "chiiss"!
Cheese.
Chiiss.
"Cheese", şimdi böyle söyleyecektin, değil mi?
"Chiiss", ¿ es lo próximo que Ud. dirá? , ¿ no?
Pratik yapalım. ağzınız ve gözlerinizle gülümseyin, Cheese
Permítanos practicar sonría con los dos ojos y la boca, chiiss
Cheese.
Chiiss
Bir kez daha. Cheese.
Una vez mas, chiiss
Ne kadar'cheese'demek için çabalasam da artık gülümseyemiyorum.
Por mucho que trate de decir "chiiss"... ya no puedo sonreír más.
Bir, iki, üç cheese!
Uno, dos, tres, "queso"!
Sırnaşık Suzy'de de aynı elbise var.
Suzy Cream Cheese tiene el mismo conjunto.
Kasabada Chuck E. Cheese varken kimse buraya İtalyan yemeği için gelmez.
La gente no vendrá aquí por comida Italiana cuando tenemos un Chuck E. Cheese en el pueblo.
Bak, bu Cheese denen adamı bilmem.
Escucha, no conozco a ese Cheese.
"transportation of gourmet cheese products throughout the metropolitan area"? Hey.
"el transporte de quesos gourmet en el área metropolitana"?
Daha şimdiden beni çizburger sarayında yemeğe götürdü,... gece için opera bileti aldı ve istediğim dükkanlara götürdü!
Me llevó a almorzar a Cheese Haus. ¡ Me invitó a la ópera y me llevó a las tiendas que me gustan!
Sonra da yemek yerdik, büyük ihtimalle Cheese Haus'da. Ardından da golf.
Y después de almorzar, probablemente en Cheese Haus... iríamos a jugar golf.
Bir daha Chunky Cheese'de yiyemeyecek ;
No puede ir a una pizzería.
#'Till your brain turns into cottage cheese
No cambies de canal No toques ese dial
Peynir!
¡ Cheese!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]