Cite Çeviri İspanyolca
362 parallel translation
Ancak madem savunma ısrar ediyor Teğmen Alexis Rosanoff'u çağırın.
Pero si la defensa lo exige, cite al teniente Alexis Rosanoff.
Çağırmanıza olanak sağlamak için, bayım.
Para permitir que Ud la cite.
- Mahkemenin bilgilenmesi açısından, sözcüklere dökülmesi edebe aykırı suçlamalar için tüm saygılarımla... tanıklığı gereken bu genç hanımefendiyi tanık olarak çağırırken, mahkemenizin suçlamaları okuduğunu bilmekle birlikte onları hariç tutup, sanığa yüklenen suçlamalarda dikkatinizi çeken Savaş suçları ile ilgili 92.ci maddenin dikkate alınmasını talep ediyorum.
Dado que el consejo reconoce la indescriptible naturaleza de los cargos... quisiera proponer, por respeto a la joven... cuya presencia como testigo es necesaria... que el consejo omita los detalles al leer los cargos y especificaciones... y que simplemente cite al acusado con el cargo... de violación al artículo de guerra 92 por ambos cargos.
Siz Webster'i komisyonda sorgulayın. Ben de size, onu hapse götürecek yeterli delilleri getireyim.
Cite al Sr. Webster como testigo, yo presentaré suficientes pruebas como para ponerle entre barrotes.
Lütfen, benden alıntı yapma.
Le ruego que no me cite, por favor.
Londra şerifinin adına, size teslim olmanızı emrediyorum.
Como Lord Sheriff de Londres, se me ordena que os cite a vos,
Ile de la Cite'deyiz.
A la Île de la Cité.
Benden duymuş olma ama, Rusların Akdeniz'deki varlığı güçleniyor. Arapların asken gücü ise artıyor. İsrail ilk darbeyi vurma hazırlığı içinde.
No me cite, pero con la presencia rusa... escalando en el Mediterráneo... y la postura militar árabe fortaleciéndose... y la posibilidad israelita de atacar primero... es una zona de pólvora.
Emniyet, bebeğim. cebinden hap, ot filan çıkarayım deme.
El es policía, lo cite aquí para que podamos hablar entre los tres.
Üstünde oturabiliyorsan asla bir çite tırmanma. Eski bir Dış İlişkiler düsturu.
No lo saltes si te puedes sentar encima.
Burası, Kent Radyosu.
Aquí Radio-Cité. Son justo las 22 horas... las diez.
Senin gibi, sirti çite dönük dururken.
Estaba como tú, de espaldas a la valla.
Hakim bey, henüz bahsini ettiğim bu rakamlar... verimli çalışan bir organizasyonu işaret ediyor.
las cifras que recién cité... indican una organización muy eficiente.
Çite doğru gitti ve sanki diğer tarafta bir cennet var gibiydi.
Saltaba una valla como si al otro lado la esperase el reino de los cielos.
Bir çite doğru gitmişim kapalı bir çit. Orayı görmedim. Ve atla birlikte çukura düştük.
Chocamos contra una valla alta que no había visto y acabamos en una zanja.
Okulun bazı kısımları inşa halindeydi ve çocuklar için mükemmel bir savaş alanına dönüşmüştü.
En la cité Monthiers se hacían unas obras que... los estudiantes utilizaban como máquinas de guerra.
Durmuş ve bu odayı okul bahçesine mehtaplı bir sessizliği ise karlara bağlayamayacak bir durumdayken mobilyaları koklamaya başlamıştı. Ama derin bir dejavu hissiyle, önceki bir hayatı anımsar gibi oldu.
Se detenía, rodeaba, olfateaba los muebles, incapaz de relacionar ese cuarto con la cité Monthiers, un silencio de luna con la nieve, pero volviendo a encontrar allí lo visto en una vida anterior.
Babamın dediği gibi bacaklarını açıp oturan bir domuzun çite dolanma olasılığı yoktur.
Como decía mi padre si no tomas decisiones nunca avanzarás
İyi boğalar ve 100 millik bir çite.
Buenos toros, y unos 150 Km. de valla.
Tom, silahını çite as.
Tom, cuelgue el revólver en esa valla.
Şimdi silahlarınızı çite asın, giderken alırsınız.
Ahora dejen las armas en la valla y recójanlas cuando se marchen.
Yeleğindeki silahı da çite as.
Deje en la valla también el revólver que lleva en el chaleco.
Çite çarpınca bozulmuş olmalı.
Ha debido de caerse al chocarme con la valla.
Şehir Tiyatrosu oyunumuzu kabul etti.
El Theâtre de la Cité, uno de los más importantes de París, - nos abre sus puertas.
Webster'in saat on birde burada olması gerekiyor.
Cité a Webster a las once.
Kuş çite çarptığında olmuştur.
Pudo ocurrir cuando el pájaro atravesó la valla.
Atlarınızı oradaki çite koyabilirsiniz.
Pueden dejar los caballos en el corral.
O gece... biraz yakacak odunla korudan geliyordum... Çite yaklaştığımda Mayella'nın bağırdığını duydum.
Esa noche... venía del bosque con una carga de leña... cuando llegué a la cerca oí a Mayella gritando.
Odunları atıp var gücümle koştum, fakat çite takıldım.
Dejé la carga, y corrí tan rápido como pude, pero me enredé en la cerca.
Batısında, Courcelles Bulvarı vardır. Bu bulvar Monceau Parkına gider ayrıca eski bir kulübün harabeleri üzerine kurulmuş öğrenci yurduna.
Al oeste, el Paseo Courcelles que va al Parque Monceau, cerca del cual una obra ocupa el lugar del Cité-Club, un restaurante para estudiantes.
Seni çite yapıştırdı.
Te ha tirado contra la valla.
Cité Üniversitesi'nin Alman Yurdu'nda kalıyorum.
Vivo en la Ciudad Universitaria, en la Casa de Alemania.
Cité Üniversitesi bana Amerikan liselerini anımsatıyor.
La Ciudad Universitaria me recuerda a las escuelas secundarias americanas.
Cité Üniversitesi'ne dönmeden önce Left Bank'ta dolaşmak istiyorum orası antikacılar ve kitapçılarla doludur.
Antes de volver a la Ciudad Universitaria, Me gusta pasearse a través del Banco Izquierdo, lleno de tiendas antiguas y librerías.
Çevresinde çite ihtiyacımız yok.
Por ejemplo, no creo que haga falta el seto.
Bu sabah çite bağlı bulduk.
Lo encontramos atado a nuestra cerca esta mañana.
Ellerini ayaklarını çite bağla.
Amárralo a la cerca y llénale la boca de sal.
Tekrar yaşanmaması için çite elektrik verin.
Quiero la valla conectada para que no se repita.
11 Cité Jean de Saumur.
Calle Jean de Saumur, 11.
Madame Anais. 11 Cité Jean de Saumur.
En casa de Madame Anaïs, Calle Jean de Saumur, 11...
Bakalım, iki yıl önce Laguna Seca'da... güzel bir Buick Special'ı harcayıp arka çite astınız.
Veamos, hace dos años, en Laguna Seca se descontroló y colgó un precioso Buck Especial de la valla trasera, y en Willow Springs...
Kapı bittiğine göre, şimdi sıra çite geldi.
Ahora que está hecha la puerta, toca la verja.
İlk önce, yarın sabah erkenden onlarla İmparatoriçe Restoran'da buluşacağım.
Primero que todo, los cité en el restaurante " "Emperor" " mañana a la mañana.
Bir çite ihtiyacımız var. 10 mil uzunluk, 20 feet yükseklik.
Lo que se necesita es una cerca de 12 kilómetros de largo y 6 metros de alto.
Aklıma ilk gelen şey sandalyeydi. Biliyorum, biliyorum.
Cité el sillón como ejemplo, fue lo primero que se me ocurrió.
Kraliçe Viktorya'yı geçiyor Kraliçe Viktorya ve Kraliçe Viktorya ilk çite yaklaşıyor.
La reina Victoria a la cabeza junto a la reina Victoria... y la reina Victoria muy pegadas a ella.
Yorgun argın çite yaslandım.
Me apoyé contra la valla exhausto.
Randevuyu ben bizzat kendisinden almıştım.
Me cité con él personalmente.
Hepiniz! Çite doğru!
¡ Venga, contra la valla!
Yaptığımız çite bakmanızı istiyoruz.
- ¿ Qué pasa? Queremos que vea la cerca que estamos arreglando.
Yaptïgïmïz çite bakmanïzï istiyoruz.
Queremos que vea la cerca que estamos arreglando.