English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ C ] / Colin

Colin Çeviri İspanyolca

3,019 parallel translation
Colin, bana bak.
Colin, mírame. Colin, ¿ qué estás haciendo?
Colin, ne yapıyorsun? Gözlerimin içine bak.
Mírame a los ojos.
Colin, ne yapıyorsun?
Colin, ¿ qué estás haciendo?
Colin, gözlerimin içine bak.
Colin, mírame a los ojos. Mírame.
Colin.
¡ Colin!
Colin, anlamıyor musun?
Colin, ¿ no lo ves?
İsmi, Colin Potter, kendisi kocam olur.
Su nombre es Colin Potter, él es mi esposo.
Saldırganın ismi, Colin Potter.
El nombre del pistolero es Colin Potter.
Colin ve Cavell hakkında bir şeyler buldunuz ya işte bu bile yeterli bir delil sayılır.
- Siga hablando. Si logra que Colin hable sobre Cavell, esa sería la primera pieza de evidencia sólida que tenemos sobre el tipo.
Colin savaş muhabiriydi.
Colin es un corresponsal de guerra.
Ama döndüğü zaman eski Colin değildi.
Él regresó, pero no era Colin en realidad.
Colin hep düşünmeden hareket eden zayıf bir kişiliğe sahipti...
Colin siempre ha sido impulsivo, adictivo...
Colin çıldırdı.
Colin enloqueció.
Colin büyük baskı altında ve dengesiz tavırlar sergiliyor. Daha önemlisi de, şu an hedefteki adam.
Colin está bajo influencia, impulsivo emocionalmente, y está predispuesto contra individuos que pueden apuntarle.
Colin!
Oye, Colin...
Selam, Colin. Adım, Greg Parker.
Oye, Colin, soy Greg Parker.
Colin!
Oye, ¿ Colin?
- Colin! - Neden böyle oldu ki...
¡ Colin!
Bakar mısın!
- ¡ Colin! ¡ Oye, mírame!
Mağaza müdürü, Colin Shreve tamircilerine eski fiber optik kablo kullandırırken yenileri para kazanmak için satıyor mu?
¿ El Administrador de la Tienda, Colin Shreve, hace que sus contratistas usen cables de fibra óptica viejos mientras vende los nuevos paralelamente para ganar efectivo?
Colin, cep telefonu bölümünden Lydia'yı mı düdüklüyor?
¿ Colin se está cogiendo a Lydia, la del área de Teléfonos Celulares?
Sakin ol, Colin.
Lo que sea que es esto, no voy a morir de eso. Tómalo con calma, Colin. No.
Colin, gitmene izin veremem.
Colin, no puedo dejarte marchar.
O, ordaki, bu Colin Saunders, rekor uzunlukta görev yapan C.E.O.
Él, este de ahí, es Colin Saunders. Con record de permanencia como Presidente.
C.E.O. Colin Saunders suçlu bulunurken, operasyon şefi Jana West bütün suçlamalardan tamamiyle beraat etmiştir ve geçici olarak şirketin yeni C.E.O'su olmuştur.
Mientras que el Presidente Colin Saunders enfrenta cargos criminales, la Jefa de Operaciones Jana West fue exonerada de todos los cargos, y apunta a ser la Presidente Interina de esa división.
- Teşekkür ederim, Colin.
Bien, gracias, Colin
Colin Hamilton.
Colin Hamilton.
Colin nerede?
¿ Dónde está Colin?
Çakıl yolları olan bir bölgede yaşıyordum. Colin McRae olmadığımı unutmuşum.
Los caminos no estaban asfaltados, y se me había olvidado que yo no era Colin McRae.
Ve Colin,
Y tu sabes, Colin,
Yani, Colin sürekli böyle eşek şakaları yapıyor ama..
Quiero decir, Colin hace esas bromas todo el tiempo.
Colin kendini Cleveland'ın... bir numaralı jön'ü olarak görüyor.
Bueno, Colin se considera a sí mismo el hombre prima de Cleveland.
Sen Colin Cooper'sın.
Eres Colin Cooper.
Evet, bu tepkiyi çok alıyorum. Colin Cooper olmamdan falan kaynaklı tabi.
Si, me dicen eso bastante, siendo Colin Cooper, ya sabes.
Colin'den mesaj. Aldatmakla ilgili aramızda bir şaka.
Oh, es de Colin Un chiste privado sobre los galeses
Colin Cooper.
Colin Cooper.
Hayır, Colin'in şakalarından biri.
Oh, no, no, es sólo otra de las bromas de Colin.
Colin'i telefonda duydum.
Escuché a Colin en el teléfono.
Neyse önemli olan Colin'in... bundan sonra Joy'u gördüğü zaman... tiksinip, kalbinin kırılması.
De todos modos, lo importante es Colin nunca será capaz de ver a Joy de nuevo sin sentir repugnancia y tristeza.
Colin dur.
Colin, ¡ deténte!
Colin'den başka bir şekilde intikam alırım.
Voy a tener que vengarme de Colin de otra manera.
Colin'den geliyor.
Es de Colin.
Joy, Colin içindi o.
Joy, eso era para Colin.
Colin'le sevişirken sana gülüyoruz! " diyordu.
"Colin y yo nos reímos de tu cuando estamos teniendo un sexo genial!"
Değil mi, Colin?
¿ No es así, Colin?
Hayır, Colin Farrell'la daha tanışmadım, Anne.
No, aún no conozco a Colin Farrell.
Merhaba, Colin Davis. Omen virüsünün arkasındaki adam.
Hola, Colin Davis, el hombre tras el virus Omen.
Bakalım Bay Colin Davis gittiği yerle ilgili bize hiçbir ipucu bırakmış mı?
Me gusta. Bueno, Señor Colin Davis, veamos si nos ha dejado alguna pista sobre su paradero.
Bana bak.
Colin.
Colin!
No lo hagas.
Colin!
- Yo en verdad no...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]