Combo Çeviri İspanyolca
288 parallel translation
İlginç bir karışım.
Un combo interesante.
Şifresi nedir?
¿ Cual es el combo?
joey bir züppe daha üzerindekini temizleyeceğim.
¡ Joey! Si dices'Hombre'una vez más, te doy un combo, colega.
Tebrikler. Bana nihai tekniğimi kullandıracaksın!
Bien entonces, apenas usaré el combo fatal.
- Büyük boy karışık, numara bir.
- Super combo numero uno
- Büyük boy karışık, numara dört.
- Super combo numero cuatro
- Bütün gün burada duramayız. Büyük boy karışık, numara 2 alacak.
Igual que ayer, el quiere el super combo numero dos
Tabii eğer sıradan bir düğün istiyorsanız kilise piyanosu ve bando takımını da tercih edebilirsiniz.
No está mal un órgano en la iglesia y un combo si toman la ruta aburrida.
Merhametsiz Dövüş Kombosu.
¿ Qué es eso? El Combo Combate.
Wo-Hop'taki caz üçlüsünden.
- El combo número 3 en el snack.
Bence bu bir bütün. Seksi giysiler ve çekici bir kişilik.
Es un combo de ropa sexy y encanto personal.
3 pork combo, ekstra pastırmalı bir taraftan 2 tadımlık acılı peynirli bir paket ciğer ve soğan ve günün siparişi alabalık şeklinde kesilmiş bir pirzola.
2 botanas de queso con chili una canasta de higado y aros de cebolla un pescado, un filete en forma de trucha,
İleri doğru iki tam bir yarım burgu atmayı ve kapalı bir saltoyla... pike yapıp konmayı planlıyor.
Estaba planeando un doble tirabuzón con vuelo interrumpido en picada dos y media con un combo de clavado y lucio.
Tamam, süper boy combo ekstra mayonezli, çift peynirli ve bir küçük diyet kola?
Eso es un super combo, Con mayonesa extra, bole queso Y una coca chica, diet?
İyi bileşim.
Lindo combo.
- Karbon, oksijen ve hidrojen birleşimi. Propilen glükol. Şeker ve mavi boya içeren sidik.
Un combo de carbono, oxígeno e hidrógeno, y monostearate... azúcar y colorante azul # 1.
- İkisinin kombinasyonunu yapsana.
Esto es un restaurante, no un peepshow! Conviértelo en un combo.
o kadını 16 lı combo ile hakla.
¡ Derrótala con tu combo de 16 golpes!
- Karma menü yapmak ister misiniz?
¿ Quiere que sea un combo?
Hayır, karma menü yok.
No, un combo no.
Ve ona combo spesiyal isteyip istemediğini sordum, ki içinde aile boyu patlamış mısır ve orta boy içecek var.
Y... Y le pregunté si quería el combo especial, el cual es unas palomitas grandes con un refresco mediano.
Pekâlâ Nina, sana özel bir şey aldım.
Nina, te compré el combo especial.
İyi olmuş bence, şarap ve bakla pek de bir arada gidecek şeyler değil.
bueno, porque el vino y frijoles \ ~ no es un buen combo.
- Yerfıstığınız efendim.
- Aqui esta tu combo-mani, Sr.
Combo yiyeceğiz gibi görünüyor.
Bebé a bordo. Parece que tenemos un plato fuerte con guarnición.
- Bir büyük tabak.
- Una fuente combo.
Yüzünün ezilmesini mi istiyorsun?
¿ Y tú quieres que te pegue un combo, imbesil?
Haydi ama Dorian, sadece dokundum.
Vamos, Dorian, Es solo un combo
Mario, bu bey ödül kazandı
Mario el señor acaba de ganarse el combo.
Barakadan ödülü getir, yeni gelen kutuların içinde.
¿ Cómo le va? Me traes del depósito un combo en las cajas nuevas.
Merhaba, kaykayla geldim. Bir combo burger alabilir miyim? Hayır gerzek!
"Hola, ando en patineta. ¿ Me das un combo?" "No, idiota"
Vulcan Sting yapmaya çalışıyorum. Ben Half Moon Death birleşimi yapmana izin verdim.
Espera, trato de hacer un golpe Vulcano y te dejaré hacer un combo de la muerte.
"Panço-Sombrero" birlikte beni mutluluktan uçurur.
Imagínate. Un combo sombrero-poncho. Voy a estar loco de alegría.
Kung Pao Tavuğu.
Pollo Combo.
Bir menü alırız. Drew burgeri alır, Tonya kızartmaları Chris sen de içeceği.
Compraremos un combo, Drew se come la hamburguesa
- Hizmetçi-dadı bir arada.
Sí, tengo el combo de criada-niñera.
Kızarmış patates ve soğan halkası sepeti.
¿ Los qué? Una cesta combo de papas y aros de cebolla.
Onlarla, Dixieland'le ve Led ZepAgain'le görüşecektim.
Iba a hacerles una prueba, y a un combo de dixieland y a Led Zepagain.
- Bütün olay harika. Beni takip et.
Todo el combo es asombroso.
Reyes, şirkete 8 parça kızarmış but borcun var.
Reyes, le debe a la compañía un combo de 8 piezas.
Ekstra soslu büyük Fatso menü istiyorum.
Voy querer... una gran combo Fatso con la extra salsa secreta.
Tekrar ediyorum, bir büyük Fatso menü ekstra soslu, bir elmalı pasta, büyük boy içecek ve bir soğan halkası.
Así que déjame leerlo de nuevo : Un gran combo Fatso con salsa extra... soda extra grande y unos aros de cebolla.
Eğer bir sürtük, kokoş ya da serseri gibi giyinmişse yoldaysa ve de kavga ediyorsa, doğruca nezarete.
Si está vestida como un vagabundo, Le mando un combo y se larga.
Tanrının belası, Combo!
¡ Demonios, Combo!
Combo, bu Shaun.
Combo. Shaun.
- Sen nasılsın, Combo?
- ¿ Todo bien, Combo?
Ben kahrolası beyin yıkatmaya gelmedim, Combo.
A mí no me haces un maldito lavado de cerebro, Combo.
Ben bir çizgi roman koleksiyoncusuyum.
de historiestas... y el combo parafernalia
Bu karışıma karşı koyamıyorum :
No puedes vencer a ese combo.
Sonra da şuradaki bayan. Ekstra iğrenç.
Y luego... esta dama aquí, la bandeja combo.
Bu Combo.
Combo.