Cree Çeviri İspanyolca
53,255 parallel translation
- Beni kandırabileceğini mi sanıyorsun?
- ¿ Se cree más listo que yo?
Arkadaşlarının bir adım önde olmasını sağlamak için bilgileri geciktirdiğini düşünüyor.
Cree que nos has estado dando información retrasada... para que tus amigos sigan un paso adelante.
Bana inanıyor musunuz doktor bey?
¿ Entonces me cree, doctor?
Gerçekten inanıyor musunuz?
¿ De verdad me cree?
Ama tekrar ediyorum dostum, o buraya gelmez çünkü senin şişko bir sürtük olduğunu düşünüyor.
Pero él no vendrá hacia aquí, porque cree que eres una puta gorda.
Aralarında bir kopukluk olduğunu düşünüyor.
Cree que hay algo desconectado ahí.
İyileşme sürecinde yardımcı olacağını düşünüyor.
Ella cree que ayudará a la recuperación.
Annen onun Linda ile yattığını düşünüyor.
Tu madre cree que se acostaba con Linda.
Annem Katie'nin Linda ile yattığını mı düşünüyor? Evet.
¿ Mi madre cree que Katie se acostaba con Linda?
Misafir evinde gördüğüm kişinin o olduğunu söylüyor.
Sí, cree que era la que estaba en la casa de invitados esa vez.
Yuvada büyümüş ve tutucu ebeveynliğe inanıyor.
Fue criada en hogares de acogida y cree en la crianza con apego.
- Angela bir şeyler sakladığımı düşünüyor.
- Angela cree que escondo algo.
Yani, bizi bu gerici barikatla değiştirdiler!
Y nos reemplazaron con esta barricada de disturbios, ¡ cree eso!
Interpol Borgia İncisi'nin izinin Londra'ya çıktığını düşünüyor...
Bueno, el Interpol cree que el rastro de la Perla de Borgia conduce de vuelta a Londres, así que...
İnandığı şey bu.
Bueno, es lo que él cree.
Eğer fazlasıyla kendimi beğenmiş ukala veya fazla kendine güvenli olduğumu görürsen...
Si cree alguna vez que me estoy poniendo muy yo, engreído o demasiado seguro de mí mismo...
Onun bir dedektif olduğunu düşünüyor.
Cree que es una detective.
Drake'in ikinci geldiğini düşünüyor biliyor musun?
¿ Sabes que él se cree la reencarnación de Drake?
Ne olacağını düşünüyorsun Bunu Batı Sahara'ya bildirirsek?
¿ Qué cree que pasaría si informamos esto en el Sahara Occidental?
Ayrıca yangında bir çok hastanın da... perişan olduğu söyleniyor...
También se cree que muchos pacientes perecieron en el incendio...
İtfaiyeciler olay yerine... gittiler fakat Eloise'nin üst katında sıkışan... hastaları kurtarmakta geç kaldılar. Ve yangında öldükleri belirtiliyor.
Los bomberos se apuraron en llegar a la escena pero fue demasiado tarde para muchos pacientes y personales quienes quedaron atrapados en los pisos superiores de Eloise y se cree que han muerto en el incendio.
Yani birbirimizi bulmamız için buraya gönderildiğimize inanmıyor musunuz?
¿ Así que no cree que hemos sido traídos aquí a? ¿ Encontrarnos el uno al otro?
Senin öldüğünü düşünüyor.
Sabes que no puedo. Cree que estás muerta.
- Pekâlâ, ne düşünüyorsunuz?
Entonces, ¿ qué cree?
Akıllı olduğunu sanıyor bir de, zavallı Sherlock.
Cree que eres listo, pobre Sherlock.
Eğer ona ihtiyacın olduğunu düşünürse, yemin ederim...
Si cree que lo necesitas, lo juro...
Sandığı kadar güçlü değil.
No es tan fuerte como se cree.
Kim olduğunu sanıyor bu kadın?
¿ Quién se cree que es ella?
Ölmek, tüm bir hayatı Şoksurat'ın süper bir ad olduğunu düşünerek yaşamaktan kesinlikle daha iyidir.
Morir ciertamente es mejor que vivir toda la vida... como una tonta inmundicia que cree que Taserface es un buen nombre.
Onu şapka gibi takmasını istediğini düşünüyor.
Cree que debe usarlo de sombrero.
Drax dansçı olmadığını düşünüyor.
Drax cree que no eres una bailarina.
Onun Arizona'da doğduğunu, annesinin Şili'de olduğunu sanıyormuş.
Ella cree que nació en Arizona, y su madre en Chile.
- Kendi moda gösterisi sanıyor bunu.
- Cree que es su propio desfile de modas.
Çünkü bizi deli zannediyor.
Llama a la policía porque cree que estamos locos.
Elliot'un tehlikeli sandığı aptal bir şeyin ismi.
Es el nombre de una estupidez que Elliot cree peligrosa.
Dürüst gerçekliğin en iyi politika olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ En serio cree que la verdad y la sinceridad son la mejor política?
Ruth şehir dışında olabilir mi acaba?
¿ Cree que tal vez Ruth salió de la ciudad?
Ama sizce de artık en büyük korkunuzla yüzleşme vaktiniz gelmedi mi?
¿ Pero no cree que va siendo hora de que se enfrente a su mayor temor?
Sadece sanırım insanlar beni de senin gibi biri zannediyor.
Supongo que la gente cree que nos parecemos mucho.
Çünkü onlar için tehdit olduğumu düşünüyorlar.
La familia cree que soy una amenaza para ellos.
Ama olaydan sonra süper güçleri olduğuna gerçekten inanan birçok insan görüyorum.
Pero sé que, desde el incidente, veo mucha más gente que cree sinceramente tener superpoderes.
Gittiğim yerdeki insanlar bu hayaletlerin aileleri tarafından ihmal edildikleri için dolanıp durduğuna inanır.
La gente del lugar de donde vengo cree que estos fantasmas deambulan por haber sido desatendidos por sus familias.
Dünya zaten Danny Rand'i öldü biliyor.
El mundo ya cree que Danny Rand está muerto.
Fakat Duke'un onu yeterince zorlamayacağını düşünüyor.
Pero ella no cree que el Duque sea suficiente desafío.
Bu ufaklık beni yenebileceğini mi sanıyor?
¿ Esta niña cree que puede enfrentarme?
Ward bana inanmıyor.
Ward no me cree.
Daha iyi oldu. Öyle değil mi?
Así está mejor. ¿ No cree?
- Bunu oyun mu sanıyorsun?
- ¿ Cree que es un juego?
Benim yaratma gücümü veren o asa uzun zaman önce benden çalındı.
El arma que creé, el palo me fue robado.
Olmasını istediğim biyolojik hayatı en ufak detayına kadar yaptım.
Creé... vida biológica tal como la imaginaba... hasta en el más mínimo detalle.
Burada yaptığım şeyi gördüklerinde öfkeleri dinecek.
Cuando vean lo que creé... su irá se disipará.