Crisp Çeviri İspanyolca
209 parallel translation
Aynı şekilde Yüzbaşı Hendrix, Silahtar Çavuş Crisp için de. İkisi de Çöl Fırtınası harekatında benimle birlikteydi.
El capitán Hendrix y el sargento Crisp lucharon conmigo en Irak.
- Bay Crisp.
- Sr. Crisp.
- Bütün adamlar burada Bay Crisp!
- ¡ Toda la tripulación presente, Sr. Crisp!
Teğmen Crisp disiplinden sorumlu.
El teniente Crisp, responsable de la disciplina.
O Bay Crisp idi efendim.
Era el Sr. Crisp, señor.
Bay Crisp mi?
¿ El Sr. Crisp?
- Az önce Bay Crisp'i denizin derinliklerine gönderdi. Amacı bu gemiyi ele geçirmekti.
- Ya lanzó... al querido Sr. Crisp a las profundidades... con el propósito claro de tomar el mando de este barco.
Bay Crisp'i öldürmeniz hepimize örnek oldu.
Es decir, cómo mató al Sr. Crisp fue un ejemplo para todos.
O Janet Crisp, oyun yazarı.
la escritora.
Bu Janet Crisp.
Esta es Janet Crisp.
Dayton'lar, Angela Stafford, Janet Crisp.
Janet Crisp.
Oh, Bayan Crisp.
señorita Crisp.
Madam Stafford ve Matmazel Crisp'e kadeh kaldırmak istiyorum. Birlikte harika bir oyun çıkarmışlar. Büyük bir başarı elde edeceklerinden eminim.
Deseo brindar por Madame Stafford y la señorita Crisp. Y a la que iremos todos sin duda.
Matmazel Crisp oradaydı, şalını mı ne arıyordu.
dijo que buscaba su chal o algo parecido.
Kalıbımı basarım ki, katil Matmazel Crisp.
Apuesto a que ella es la asesina.
Belki Bayan Crisp bu konuyu biraz aydınlatabilir. Her kadar çok açık olmakla birlikte. Gerçekte, size pek katılmıyorum, Matmazel Egg,
Quizás la señorita Crisp nos pueda dar luz sobre lo que es obvio. en que todo lo que el Sr. Montoya dijo era demasiado conveniente para convencerme.
Senyor Montoya'nın cebine ne zaman yerleştirdiğini, ki bunu aşırı meraklı bir kadın olan ve cinayete karşı özel bir ilgisi bulunan Matmazel Crisp keşfetti.
Que fue descubierto por supuesto por la Srta. Crisp. Una mujer de una insaciable curiosidad.
Bu gürültünün Matmazel Crisp'in kütüphanede bir şeyler karıştırmasından ileri geldiği anlaşıldı.
Ese ruido era de la Srta. Crisp husmeando en la biblioteca.
Fakat Matmazel Crisp'e acımasızlık yapmayalım.
Pero no seamos muy severos con la Srta. Crisp.
Matmazel Crisp'e bir fincan kahve ikram ettin.
Usted ofreció a la Srta. Crisp una taza de café.
Hey, Bay Crisp.
Hola, Sr. Crisp.
Harika görünüyor Bay Crisp.
Se veía bien, Sr. Crisp.
Hey, ben aptal değilim, Bay Crisp.
Oiga, no soy estúpido Sr. Crisp.
Crisp mi yaptı?
¿ Fue Crisp?
Manikür, Bay Crisp?
¿ Manicura, Sr. Crisp?
Ben polisim. Crisp, seni tutukluyorum.
Crisp, está bajo arresto.
Otur. Şimdi, Danny hiç söyledi mi... Crisp'sin karısı neye benzediğini?
¿ Dígame, Danny dijo cómo era la esposa de Crisp?
Dört yıldır Crisp'ın peşindeyim, ve benim anahtar tanımı gitmesine izin veriyorsunuz?
Hace cuatro años que estoy detrás de Crisp... ¿ y va a dejar ir a mi testigo principal? ¡ Kimble, siéntate!
Crisp'i hal edecek.
Va a identificar a Crisp.
Bay Crisp, davanızın görülmesine kadar, hapse geri iade edileceksiniz.
Sr. Crisp, permanecerá en custodia hasta el juicio.
Crisp'sin karısını bulun ve ona karşı şahitlik için... ona dokunulmazlık teklif edin.
Localicen a la esposa de Crisp y ofrézcanle inmunidad a cambio de que declare en su contra.
O çocuğu bulacak, sen anneyi ve parayı, ve Crisp hayatını ruhsat kaplamakla geçirir.
Ella localiza al muchacho... tú encuentra a la madre y al dinero... y Crisp pasará el resto de sus días tras las rejas.
Crisp gibi.
Como Crisp.
Dinle, o Crisp için ölü bir çan çalan.
Oye, es muy parecido a Crisp. Míralo.
Crisp'le alakaları olmadığını.
No están relacionados con Crisp.
O'Hara ve Kimble'la tanıklarının öldüğünü söyleyin... Crisp artık serbest.
Dile a O'Hara y a Kimble que su testigo está muerta... y que Crisp saldrá de la cárcel.
Onlar karısına, Crisp'in geleceğini... ve onu nerede bulacağını bildiğini söylesin.
Haz que le digan a la esposa que dejaremos salir a Crisp, y que él sabe dónde encontrarla.
Crisp'i bu sabah serbest bıraktılar.
Liberaron a Crisp esta mañana.
Salazar dedi ki eğer Joyce Crisp'in karısı ise, bize paradan haberdar etmesi lazım... yoksa polis korunması ona sağlanmayacak.
Salazar dijo que si Joyce es la esposa de Crisp... tiene que entregarnos el dinero... o no tendrá protección policial.
Crisp senin nerde olduğunu biliyor.
Crisp sabe dónde estás.
Her yerde kar vardı Derin ve çıtır çıtır
Though the snow lay round about deep and crisp and even
Crisp, Quincy.
Crisp, Quincy,
Diğeriyse yöneticimiz Bay Crisp.
El otro es el administrador, el Sr, Crisp.
- Bu da Bay Crisp.
El es el Sr, Crisp.
Bay Crisp, benim adım Mary Clarence.
Sr, Crisp, mi nombre es Mary Clarence.
Bay Crisp, yaptığınız durum değerlendirmesi için... - sizi kutlamak istiyorum.
Sr, Crisp, debemos agradecerle por su trabajo y por su excelente análisis de la situación.
Peder Maurice ve... Bay Crisp, onları yarışmadan çekmeye geldi.
El Padre Maurice y el Sr, Crisp van a sacarlos del concurso.
- Bu o kadar basit değil, Frank.
¡ Sargento Crisp!
Çavuş Crisp,
Detenga al general.
Bayan Janet Crisp.
Es Janet Crisp.
Bay Crisp haklı.
El Sr, Crisp tiene razón.