English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ C ] / Cuma

Cuma Çeviri İspanyolca

10,027 parallel translation
Ama bak. "5 yıldızlı, bayan Mandy'nin Cuma gecesi" Benimle düzgün konuş "dersi var."
Pero mira... cinco estrellas para Miss Mandy Viernes por la noche "hacia arriba ahora me tonificar" clase de cardio.
Ayrıca, Cuma günü.
Pero también, es viernes.
Geçen cuma.
El viernes pasado.
Geçen cuma TARDIS'teydin.
Estuviste en la TARDIS el viernes pasado.
- Cuma akşamı ya hani.
- Es viernes en la noche.
Bu cuma gecesinde de evde oturup film izlemeyeceğim.
No voy a ver otra película el viernes por la noche.
Cuma gününden beri göl evinde diğer iki anahtar sözcüğü bulmaya çalışıyor.
Ha estado todo el fin de semana tratando de hallar las otras dos palabras clave.
"Cuma'ya kadar ihtiyacı var sanırım."
Creo que la necesita para el viernes.
Cuma gecesi açıyoruz.
Estrenamos el viernes por la noche.
Woo! Cuma.
Viernes.
Her cuma gelirdi, hiç şaşmaz.
Venía todos los viernes, como un reloj.
- Geçtiğimiz cuma geldi mi?
- ¿ Vino de visita el viernes pasado?
Cuma geceleri,... bir çok insan işten sonra içki içmeye giderdi.
Los viernes noche, unos cuantos de nosotros salíamos a tomar una copa después del trabajo.
Cuma 22.00
Viernes 10pm.
Kayıp Cennet ödevlerinizin gelecek Cuma'ya olduğunu hatırlatırım.
Y por favor, recordad que vuestros trabajos sobre Paradise Lost son para el viernes.
Tammy ve ben Cuma geceleri böyle şeyler yapmaya çalışıyoruz yemek zamanı, fişi prizden çıkarma.
Bueno, Tammy y yo hemos estado trabajando en hacer de la noche del viernes la hora de cenar, la hora de desconectar
Geçen Cuma, yani 4 gün önce. Karısı Samantha, sinemaya gitmek için çıktığını ve geri dönmediğini söyledi.
Su esposa Samantha dijo que fue al cine y no regresó.
- Burada en son Cuma günü mü çalıştı?
- ¿ Trabajó el último viernes?
Cuma gecesi yemeğe çıkmak ister misin?
¿ Quieres ir a cenar el Viernes por la noche?
Bizim tuhaf bir cuma günü geçirdiğimizi, yani bedenlerimizin değiştiğini de bilmiyor.
Y no sabe que estamos en "Un Viernes de Locos" y cambiamos cuerpos.
Çok şükür günlerden Cuma.
Gracias a Dios que es viernes, ¿ no?
Perşembe geceleri Stephie'nin ve cuma günlerinin ise Stu'nun olduğunu sanıyordum.
Creía que los jueves eran para Stephie y los viernes eran para Stu...
Ama cuma günü dans ve margarita içmek için görüşürüz.
Pero te veo el viernes para ir a bailar y tomar margaritas.
Asla olmaz. 2 günüm vardı, Cuma yine çıkacağız.
¡ De ningún modo! Tuve dos días provechosos, nos vamos el viernes
Bu Cuma günü için kariyer günü düzenledim!
Para este viernes, he organizado... ¡ un día de orientación vocacional!
Peki, Cuma günü 3'te hepinizle görüşürüz umarım.
Así que espero verlos a todos este viernes a las tres en punto.
- T-kavşağından öteymiş. Ama Cuma günü yardımcı olacağım bir şey olursa her türlü şekilde, söylemen yeter.
Pero si hay algo que pueda hacer el viernes para ayudar, lo que sea, solo dímelo.
Cuma gününe kadar bildirmemiz gerekiyor.
No tenemos que elegirla hasta el viernes.
Bu Cuma mı?
¿ Este viernes?
Cuma günleri ders yok 11 : 00'den önce kalkmıyorum aralarda bir ağacın altında toplanıyoruz çünkü sanırım Buda orada oluyormuş.
No hay clases los viernes, no se reúnen antes de las 11 : 00, la mitad de las veces nos reunimos bajo un árbol... supongo que porque a Buda le gustaba eso.
Cuma BoJack'inin sorunu. Şimdi iyi düşün Todd.
Esas son cosas para preocuparse un viernes. ¡ Ahora piensa, Todd!
CUMA
VIERNES
MERKEZ ADLİYE SARAYI, ADALET YOLU NO : 700 13 HAZİRAN CUMA
CENTRAL DE JUSTICIA CALLE JUSTICIA 700, 13 DE JUNIO
Cuma'ya kadar daha iyi bir kitap yazabilecek misin?
¿ Realmente crees que puedes escribir un libro mejor para el viernes?
Her cuma günü buradan çıkarken yüzüm utançtan kıpkırmızı oluyor.
Salgo de aquí cada viernes con las putas orejas gachas.
Cuma günleri * tam gün çalışacam.
Ya no haré los Viernes de verano.
Cuma günleri zaten tam gün çalışıyoruz.
No tenemos Viernes de verano.
Her Cuma. Yani, fazlaca yasadışı işlere karışmış bir öğretmen ve öğrencimiz var.
Así que, tenemos a un maestro y a un estudiante en una estafa altamente ilegal.
Ne, çünkü onlar bana mı inanacaklar Bay Cuma Gecesi Futbolcusu varken?
¿ Porque iban a creer mi palabra por sobre la estrella de fútbol?
Bu Sam'in her cuma yaşadığı olay.
Eso son... eso son todos los viernes por la noche para Sam.
- Peki, Danny Bey. Cuma Beşliği.
Bien, Danny, $ 5 del viernes...
Cuma günleri setteki herkes 5 doların üzerine adını yazıp kutuya atar.
Cada viernes, todos en el set... mete su nombre en un billete de $ 5. Sacamos al ganador al mediodía.
- Evet, Cuma Beşliği.
- Sí, los $ 5 del viernes.
Cevap olarak Cuma Beşliği paralarını elime tutuşturdu. Sanki kaybol der gibi, sadaka verir gibi.
¡ Y solo me dio el dinero de los $ 5 del viernes como si fuera un indigente!
Elimizde, geçen Cuma Vietnam Anıtı yakınında bu sırt çantası üzerindeyken bir saldırıdan kaçışının fotoğrafı var.
Tenemos una foto suya, huyendo de un robo... cerca del monumento a Vietnam, el viernes, llevando esa misma mochila.
Her Cuma günü Senato'dan eve gittiğinizi,... ve ailenizle Yahudi Sebt'i geçirdiğinizi duydum.
Dicen que se va a casa cada viernes del senado para pasar el Sabbath judío con tu familia.
Her Cuma ailemle olmak için eve giderim.
Me voy todos los viernes a casa para estar con mi familia.
Bugün günlerden cuma.
Es viernes.
Cuma günü yapabilir miyiz?
¿ Podemos hacerlo el viernes?
Cuma, gün ağarmadan, batı taraflarında Physanto kamyonu içinde iki tane çocuk olan dört çekerliye çarptı.
El viernes justo antes del amanecer, hubo un accidente en el oeste de un camión hacía Physanto, y un coche con dos chicos en el interior.
Cuma günüydü.
- Fue un viernes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]