Cumberland Çeviri İspanyolca
189 parallel translation
Denize ilk çıktığımda benim de üstüm başım topraktı.
Yo era como tú la primera vez que vine, pensando en Cumberland.
- Cumberland. Maincordare'de.
- En Cumberland, en Maincordare.
Bana evini anlattığını duymadınız mı?
¿ No lo escuchó hablarme de su hogar en Cumberland?
Tennessee'deki Cumberland Dağları'nın içlerinde Üç Çatallı Kurt Vadisi uzanır.
En el corazón de las Montañas Cumberland, en el Estado de Tennessee, está el valle de Las Tres Horcas del Lobo, donde en la primavera del año 1916...
O, 30 lu yıllarda, Cumberland Geçidinde yük taşıyıp bir servet yapan ihtiyar zorba Arad Blake'in oğlu.
Es el hijo del viejo Arad Blake, que hizo fortuna transportando mercancías por eI desfiladero de Cumberland en los 30.
Seni bu erken saatte North Cumberland'den ne getirdi?
¿ Qué le ha traído de vuelta de North Cumberland a esta hora tan temprana?
North Cumberland'den geldiğimi nasıl anladın?
¿ Cómo supo usted que vengo de North Cumberland?
North Cumberland'den çıkmakla beraber gece gidiyor.
O sea que... el caballero tiene que venir de North Cumberland.
Geçen ay North Cumberland'de bunun gibi sadece bir tane ev açıldı.
Sólo uno de estos hogares se ha abierto en North Cumberland durante en el último mes.
Polis, Green Manors'tan kaçan sahtekarın, gerçek Dr. Edwardes'ı Cumberland Dağları'nda, kaybolduğu gün ziyaret eden bir hastası olduğunu düşünüyor.
" La policía cree que el impostor que escapó de Green Manors... era el paciente que visitó al doctor en las montañas Cumberland... el día que desapareció.
"Cumberland Oteli'nden muhtemel hastasıyla beraber ayrıldığından beri hiçbir iz bulunamadı."
No se le ha visto desde que abandonó la estación de esquí... en compañía del supuesto paciente ".
Cumberland Dağları'ndayken Dr. Edwardes'la karşılaştım o sırada uçak düştüğnde geçirdiğim şoku atlatmaya çalışıyordum.
Conocí al Dr. Edwardes en Cumberland Mountains... intentando recobrarme del shock que sufrí al estrellarme en avión.
Cumberland'e Hindley Malikanesi'ni incelemeye gidiyor. Paradine'in sayfiye evini.
Se va a CumberIand a investigar Ia casa de campo de Paradine.
Bu yüzden Cumberland'e gidiyor.
Por eso ha ido a CumberIand.
Bayan Paradine çoğu zaman Cumberland'deki Hindley Malikanesi'nde yaşarmış.
Los Paradine vivían mucho tiempo en HindIey hall, en CumberIand.
Cumberland'e gitmeyeceğim.
No iré a CumberIand.
Cumberland'e gideceksin.
Tú vas a ir a CumberIand.
Cumberland'e benimle birlikte gelecek misin?
- ¿ Vendrás a CumberIand?
Tony Cumberland'den döndü mü?
¿ Ha vuelto Tony de CumberIand?
Tony Cumberland'den döndü mü diye sordum.
Preguntaba sí Tony había regresado de CumberIand.
Cumberland, Red River'a doğru 3,000 baş sürdü.
Cumberland, un vecino mío, llevó 3 mil cabezas a Río Colorado.
Evet, Cumberland'ı ve daha birçoğunu biliyorum.
Sé sobre Cumberland y Schriber y un montón de otros.
- Duydum ki Cumberland...
- Oí decir que Cumberland..
- Cumberland başaramadı.
- Cumberland no llegó.
Onun yeni dillere destan sevgilisi J. Cumberlanf Spendrill III ünlü seçkin bekar.
Con su flamante novio, J. Cumberland Spendrill riquísimo y soltero aún.
Cumberland'ı çağırabiliriz.
¿ Por qué no llamamos a Cumberland?
Bazen, pazar günü, George amcamı görmeye gideriz.
A veces los domingos vamos a Cumberland, a visitar a mi tío George.
Cumberland'ı çağırın.
Llame a Cumberland.
Cumberland'a gidiyoruz.
Nos vamos de viaje a Cumberland.
- Cumberland mı?
- ¿ A Cumberland?
Ben Bayan Flemming, Wilshire'daki Cumberland Apartmanı'ndan.
Habla la Sra. Flemming, del edificio Cumberland en Wilshire.
İnsanlar, toplu cinayet salgınından korunabilmek, ve bir sığınak bulabilmek için, hükümetten yardım bekliyor. Cumberland sivil savunma ekipleri, habercilere, katillerin kurbanların çoğunu yarı yarıya yediklerini bildiriyor.
Los últimos informes que llegan a la redacción indican que un gran número de personas atemorizadas se refugian en iglesias, escuelas y edificios oficiales en busca de protección y ayuda contra estos asesinatos que, al parecer, sumerge a la mayor parte de la nación.
Cumberland'deki sivil savunma yetkilileri, gazetecilere yaptıkları açıklamada, cinayet kurbanlarının vücutlarının parçalandığını söyledi.
Oficiales de la defensa de Cumberland han informado a los periodistas que las víctimas asesinadas muestran pruebas irrefutables de haber sido parcialmente devoradas por sus asesinos.
Bu cümle, kurbanlar üzerinde otopsi yapılması zorunluluğunu doğurdu. Bunun üzerine, Cumberland'deki tıp doktorları, karşılaştıkları tüm vakalarda, cesetlerin bir kısmının, katiller tarafından yendiği iddiasını doğruladı.
Las autoridades médicas de Cumberland han llegado a la conclusión de que, en todos los casos, los asesinos habían comido carne de los que habían asesinado.
Bunun üzerine, Cumberland'deki tıp doktorları, karşılaştıkları tüm vakalarda, cesetlerin bir kısmının, katiller tarafından yendiği iddialarını doğruladı.
Es difícil imaginar que pueda ocurrir una cosa así en nuestros días. Pero todos los boletines que hemos recibido y que les hemos ofrecido han sido comprobados en la medida de lo posible en esta confusa situación.
Protestan ha? Güney mi yoksa Cumberland mı?
Presbiterianos, ¿ no?
- Güney. - Ailem Cumberland'dan.
Mi familia también lo es.
Şu andan itibaren ünvanı Cumberland Prensi olmuştur.
A quien nombramos desde ahora Príncipe de Cumberland.
Selam Cumberland Prensi!
¡ Te saludamos, Príncipe de Cumberland!
Cumberland Prensi!
¡ Príncipe de Cumberland!
Al Cumberland bu stüdyoyu inşaa etmiştir ilgisini anlayamadım.
Al Cumberland prácticamente construyó este estudio, por si no lo sabe.
Hollywood'un ideal evlilikleri hakkındaki gerçekleri öğrenin. Nora'nın kocasıyla kavgaları hakkındaki sırları, Al Cumberland'ın ünlü oyuncular hakkında söylediklerini.
Descubra la verdad sobre el romance más idílico de Hollywood sobre las peleas secretas entre Nora y su marido sobre Al Cumberland y su famoso casting en la cama.
Evlenmeden önce Al Cumberland ona verdi.
Al Cumberland se la regaló antes de que se casaran.
Cumberland ona unvanını verdi Bu nedenle, Komser
Cumberland le cedió los derechos de esa propiedad.
Yıldızlar, köşkler, dedikodu, eski Al Cumberland hikayesinin yeni bir sunumu.
Castings en la cama, chismes, las viejas historias de Cumberland.
Cumberland'daki cenaze salonunda.
En la funeraria de Cumberland.
" Dale, cuma günü Cumberland Hastanesi'nde öldü.
" Dale murió el viernes en el hospital Cumberland.
Bu saatte Houston İstasyonuna gelen tek tren, North Cumberland'den gelen
El único tren que llega de la estación de Houston.
New Castle Ekspresi.
a esta hora es el Newcastle Express que procede de North Cumberland.
Maryland Cumberland'dan az önce öğrendiğimiz bu gelişmeyi bir kez daha tekrarlıyoruz.
Repitiendo el boletín que acaba de llegar a nuestra redacción procedente de Cumberland, Maryland, que los cadáveres muestran pruebas de haber sido parcialmente devorados por sus asesinos.
- Cumberland?
- ¿ Cumberland?