Cupcake Çeviri İspanyolca
192 parallel translation
Makarnayla cupcake benim.
¡ El de los macarrones y las magdalenas, ése es el mío!
Evet. Doğu Cupcake, lllinois'lu Betty Louise Plotnick.
Sí, soy Betty Louise Plotnik, de Pastelillo Reece, Illinois.
Ama... ama o... o benim Cupcake'den bu yana yaptığım en iyi çalışma.
Pero, pero... es mi mejor obra, cakecito.
Bu arada, cupcake Oh, tarafından... kendinizi uzak tutmak istiyorum benim düzenli gelen, anladın?
A propósito, cariño... mantente alejada de mis clientes fijos, ¿ entiendes?
Meclis üyesi Williams ve Cupcake'in olduğu fotoğraf mı?
¿ Del concejal Williams y Pastelito?
İyi yanı, kardeşin çok dökerek yiyen biri yoksa zavallı Cupcake açlıktan ölürdü.
Una cosa buena tu hermano El pobre habría muerto de hambre.
Cupcake.
Cupcake.
Pekâlâ... Şu hostes kekin tadına bakabildin mi bakalım?
Y... ¿ cómo fue con el cupcake * de la camarera?
Brownie ve Cupcake'i de getir.
Trae a Brownie y Cupcake.
Çörekçinin karşısındaki sokakta.
Cruzando la calle de la plaza "cupcake".
Hayır! Çörek savaşlarını kaydediyordum.
Estaba grabando Cupcake Wars.
- Çörek kampına.
Campamento Cupcake.
- Leona Phelps'i kamptan çıkarmaya.
A liberar a Leona Phelps. desde Camp Cupcake.
Cupcake.
"Cupcake".
Cupcake hareket etmiyor.
Pastelito no se mueve.
Cupcake kötü bir hamster'dı.
Cupcake era un hámster malo.
Biliyorum benim hatam değil, cupcake'nin ailesi... onu arıyor olabilir.
- Sé que no es mi culpa. Pero intenta decirle eso a la familia de cupcake cuando aparezca buscándola.
Sen ve Cupcake.
- Cupcake y tú.
Cupcake'leri unuttum.
Me he olvidado de los pasteles.
Şimdi gidip cupcake almam lazım.
Pasteles.
Bak bunun üstünü kapatıp cupcake almaya gidemezsin.
Ahora necesito comprar pasteles.
Burayı Sparkles Cupcake'e mi Accessories Barn'a mı dönüştürüyoruz?
¿ Convertimos esto en Deliciosos Pasteles o Granero de Accesorios?
Bir kek... ama başka bir şey değil.
Un cupcake... pero no mucho más.
Cupcake Wars izliyor gibi mi duruyorum?
¿ Aparento ver Cupcake Wars?
Cupcake'i vurdum!
Le he dado a Bollito. - Le ha dado a Bollito.
- Cupcake? - Bu da ne?
¿ Bollito?
En sürükleyici yeni yemek şovu için "Cupcake War" a ne dersin
¿ Qué tal "Guerra de pastelitos" como la nueva comida más adictiva mostrada?
Cupcake ve Frosting. Kulaklıklı adam.
Cupcake y... y Frosting.
Bubby kekleri yemeden önce bana elleriyle bana çorba yapmıştı.
y luego Bubby soplo mi sopa antes de comer el non-kosher cupcake.
Bir dakika Bubby kekleri yedi mi?
Espera, Bubby comio el no-kosher cupcake?
İşte kekin.
Bueno, ahí tienes tu cupcake.
Ve işte kekin.
Y ahí tienes tu cupcake.
Martha'ya en iyi kekimizi götürür, durumuzu açıklarız.
Podemos llevarle a Martha nuestro mejor cupcake, explicarle nuestra situación, y quizás...
Kek kaçırmak için Judith Leiber marka bir kek çantam bile var.
Incluso tengo mi maravilloso bolso joya en forma de cupcake de Judith Leiber para meter a escondidas el cupcake.
Harika, bir kekin ve kek çantan var.
Genial, tienes un cupcake y un bolso en forma de cupcake.
Kekini hazırla. Çünkü baloya gidiyoruz.
Coge tu cupcake, porque nos vamos al baile.
Martha Stewart'a bir kek ile yaklaşacaksak harika görünmemiz zorundayız. Bunu ödemenin bir yolunu bulacağız ve hatta senin için bedavadan temizlik işi yapmakla başlıyoruz bile.
Bueno, tenemos que estar increíbles si vamos a acercarnos a Martha Stewart con un cupcake, así que buscaremos una forma de devolverte el dinero y empezaremos haciendo trabajos de limpieza gratis.
Benim elbisem böyle bir muhabbet için çok güzel. O yüzden gidip keki buzdolabından çıkaracağım.
Mi vestido es demasiado bonito para esta conversación, así que voy a coger el cupcake de la nevera.
Arabaya binene kadar, keki çantasına koymak için beklememiz gerektiğini düşünüyorum.
Creo que debería esperar a poner el cupcake en el bolso de cupcakes hasta que salgamos del coche.
Kek işimizi, bira hamurlu isfendan jambonlu bahar tatili kekimizin temsil etmesini istiyoruz.
Queremos que nuestro cupcake de masa de cerveza y bacon de arce represente nuestro negocio de cupcakes.
Bir konuşmada dört kez kek dedi.
Dijo cupcake cuatro veces en un solo discurso.
Kekle birlikte çantama sığdıramıyorum.
No me cabe en el bolso con mi cupcake.
O kadar hızlı eğildi ki kekin şeklini bozmuş olabilirim.
Me agaché tan rápido que puede que haya manchado mi cupcake.
Hâlâ elimizde bir kek ile onu kovalayan iki çatlak kız olacağız.
Aún así vamos a ser dos chicas locas persiguiéndola con un cupcake.
Hayır, olamaz. Kek, çantama bulaşmış.
No, el cupcake se aplastó un poco en mi bolso.
Onun üzerine hiç kek bulaşmadığını mı düşünüyorsun?
¿ Crees que nunca se le ha aplastado un cupcake?
Biliyorum bu çok uygunsuz bir durum, ama tadına bakacağınızı umarak bu gece buraya bir kek getirdik.
Sé que esto es muy inapropiado, pero hemos traído un cupcake esta noche con la esperanza de que pudieras probarlo.
Bayanlar tuvaletinde kekinin tadına bakmamı istiyorsun, yani.
Así que queréis que pruebe vuestro cupcake en el baño de señoras.
Bu bizim bira hamurlu isfendan jambonlu bahar tatili kekimiz.
Es nuestra cupcake de vacaciones de primavera con bacon, arce, mantequilla y cerveza.
Gidip cupcake alacağım.
Y esperar que hable sobre algo de lo que no estoy lista.
Bu Cupcake Wars mı?
Empezando ahora. ¿ Esto es Cupcake Wars?