Danız Çeviri İspanyolca
11,514 parallel translation
Ve bu Kar tanesi'nin söyleyeceklerini Tanrı'dan önce biz duyacağız.
Y oiremos ante Dios lo que este Copo de Nieve tenga que decir.
Buluşacağınız adam 2 gün içerisinde Tokyo'dan gelecek.
El hombre que eres para satisfacer llegará desde Tokio en dos días.
Schizo'dan izin aldınız mı?
¿ Así que consultaste esto con Schizo?
Mulholland'dan çok uzaktayız.
Estamos lejos de Mulholland.
Geçen ay üç İngiliz kız, Newyork ve Florida'dan üç erkek birkaç hafta önce.
El mes pasado, tres chicas británicas. Hace un par de semanas, tres chicos de New York y de Florida.
O kapıdan çıkarsanız karşınıza 3 tane Miller çıkacak.
Si salen por esa puerta, los atraparán.
Birisi seni kovalıyordu. Sen de kaçıp, kırmızı kapıdan girdin. Buraya gelmenin tek yolu bu.
Te perseguían, sólo pudiste entrar usando la puerta roja, ¿ qué...?
Sevgili intikamcımız şu an kapıdan içeri girdi.
Bueno, nuestra antigua vengadora favorita acaba de entrar por la puerta.
Bay Dalton'dan bir özür. Bay Bacevich'i böyle manasız bir davayla uğraştırdığı için.
Una disculpa... del Sr. Dalton por interponer una frívola demanda
Kapıdan yalnız çıkarım ya da kimse çıkamaz.
Salgo por esa puerta solo... o nadie lo hace.
Afganistan'dan çok uzaktayız, Owen.
Estamos muy lejos de Afganistán, Owen.
Baskıdan kastınız şantaj mı?
¿ Coaccionado como chantajeado?
Zooss'dan aldığımız Olimpos verilerini bağlamaya çalışıyorum ama doğru kablolarımız yok gibi duruyor. Ah.
Solo intentaba conectar la información de Olympus de Zooss, pero parece que no tenemos los cables apropiados.
Bütün bu adamlar eski karılarını, kız arkadaşlarını veya geçmiş sevgililerini taciz etmekle suçlandılar, en sonuncusu saldırıdan kurtulan Pam Tyler oluyor ama Francine Johnson o kadar da şanslı değildi, hepsi sapığı tarafından öldürülen, ve büyük benzerlikleri bulunan diğer 4 ciinayetteki kadınlar gibi.
Todos estos hombres fueron acusados de acosar a sus exmujeres, novias, o relaciones pasadas, siento la más reciente Pam Tyler, que sobrevivió al ataque, pero Francine Johnson no fue tan afortunada, ni los otros cuatro casos que descubrí con grandes similitudes, asesinatos donde presumimos que la mujer había sido asesinada por el hombre que la acosaba.
Böyle bir şey beceriksizliğin hangi seviyesinde olunursa olunsun istatiksel açıdan imkansız. Bunun kabullenmesi güç bir şey olduğunu biliyorum fakat dikkatli olmamız gerekiyor. Bak.
No es estadísticamente posible a todos los niveles de incompetencia.
Tucson'dan atmaya mı çalışırsınız?
¡ ¿ Intentas echarme de Tucson?
Bayan Renziger sesi duydu ve onun ölü kocası olduğunu sandı kızı da Boyd'dan tersini ispatlamasını istedi sonra da senin ve Joan'un yaptığı gibi, Boyd tüm bunları ortaya mı çıkardı?
La Sra. Renzinger escucha el ruido y piensa que es su esposo muerto... entonces su hija pide a Boyd probar lo contrario. ¿ Luego Boyd encuentra todo esto, de la misma manera que tú y Joan?
Çalışan kartınız ön kapıdan içeri girmemizi sağladı Bayan Groves.
Tu identificación de empleada nos permitió entrar, Srta. Groves.
Bu saldırıdan sonra tamamen onların kontrolü altında olacağız.
Después de este ataque, estaremos completamente dominados por él.
Kapıdan girdiğimizde hâlâ içeride olursanız böyle bir ihtimal kalmaz.
Si siguen dentro cuando atravesemos esa puerta eso ya no será una posibilidad.
- Geçtiğimiz altı ay boyunca aradığımız adam olup olmadığını öğrenmek için Orlando'dan DNA örneği almaya çalıştık.
Por los últimos seis meses, hemos intentado obtener una muestra de ADN... de Orlando que confirme que se trata de nuestro hombre.
New York'a gelişinden 40 yıl sonra Sicilya'dan gelen beş parasız bu göçmen "Lucky" Luciano, evi saydığı bu ülkeden gönderilmeye zorlandı.
40 años después de que llegara a Nueva York, un mísero inmigrante de Sicilia, Lucky Luciano se ve obligado a dejar el país que él considera su hogar.
Frank Costello, Luciano'nun en yakın danışmanlarından biriydi ve Luciano'ya mafyada bir şans veren adamdı. Vito Genovese ise on yılı aşkın bir süredir acımasız bir müttefikti.
Frank Costello es uno de los consejeros más cercanos a Luciano, el hombre que le dio a Luciano su primera oportunidad en la Mafia... mientras que Vito Genovese ha sido un implacable pero leal aliado... durante más de una década.
Bu gece iki vardiyam var. Kız sayısı altıdan onikiye kadar çıkıyor bazen.
Tengo dos turnos esta noche, a veces, de seis a 12 chicas.
Bunun için ailelerimizi düzenlemeliyiz, Sicilya'da yaptığımız gibi. Mafyanın liderleri, ekipler ve danışmanlar hepsi ailenin liderine rapor verecek ama "patronun patronu" diye bir şey olmayacak.
Para empezar, comenzaremos organizando a nuestras familias como hicimos en Sicilia, con los capos, las bandas, los consigliere todos informando al jefe de la familia.
Herhangi birimizin "alakasız" dan başka bir şey olabileceğini düşünmen ne büyük kibir.
Que arrogante de usted, pensar que cualquiera de nosotros somos otra cosa que irrelevantes.
Ona bu toplantıdan bahsedin ve bahsederken Kuzen Violet'in eğer yapabilse geri kalanımızı işin dışında tutacağını söyleyin.
Dile sobre esta reunión y, cuando lo hagas, di que la prima Violet nos mantendría alejados al resto si pudiera.
- Waterloo'dan bu yana buradayız.
Estamos aquí desde antes de Waterloo.
Bu kadın da Batı'dan gelip kadınlarımızı yanlış yola sevk etmek istedi.
O esta mujer que viene de Occidente a guiar a nuestras mujeres por el mal camino.
Çelik Kız'dan büyüleyici bir kahramanlık şimdi National City minnettar bir şekilde soruyor, "petrol sızıntısı da ne?".
Un asombroso despliegue heroico de la Chica de Acero tiene a una agradecida National City perguntándose, ¿ qué vertido de petróleo?
Artık Krypton'dan küçük bir kız değil.
Ya no es una niñita de Krypton.
Birbirimizi öldüresiye taşlarız, ama yetkililerden korkarız?
Nos matamos unos a otros a pedradas, ¿ pero nos dan miedo las autoridades?
Arada bir uğrayan dışarıdan bir adamımız daha var.
También tenemos un hombre afuera que viene cada tanto.
İster inanın ister inanmayız, Çin'deki tüm kadınlara baktığımızda genç, çekici, bekâr kadın cesetleri çok nadir bu da, şüphelimizin cesetleri neden Amerika'dan götürdüğünü gösteriyor.
Lo creas o no, incluso con todas las mujeres en China jóvenes, atractivas, los cadáveres femeninos solteras son raros lo que explicaría por qué nuestro sospechoso exporta cuerpos desde los Estados Unidos.
Belki Mr. Baker'a danışmalıyız, ha?
¿ Quizás deberíamos consultar al Sr. Baker de esto?
New York Times'dan gelecek bayana nerde buluşacağınızı söyleyeyim mi, evet?
Es donde la mujer del New York Times se reunirá ahora contigo, ¿ verdad?
- Ya da sorgu odasına geçeriz. Orada Samir Patel'le yeniden tanışırsınız. Kyle'dan önce 701 numarada yaşayan çocuk.
O podríamos llevarle a una sala de interrogatorios donde podría reencontrarse con Samir Patel, el chico que vivía en el 701 antes de Kyle y a quien violó a punta de pistola.
Gerçekten A'dan daha akıllıca davranacağımızı düşünüyor musun?
¿ De verdad creéis que va a ser tan fácil?
- Kapıdan alacağız onu.
Vamos a sacarla por la puerta.
Los Alamos'a göre herhangi bir radyasyon tehditlini önlemek için o şeyi kıyıdan 50 mil açığa, 2 bin fit derinliğe bırakmanız gerek.
Bueno, según Los Alamos, tenéis que tirar esa cosa a 80 kilómetros de la costa y a una profundidad de 600 metros para neutralizar cualquier amenaza de radiación.
O zaman tanrılara danışırız.
Entonces lo consultaremos con los Dioses.
O zaman Bayan Patmore'dan çok daha dikkatli olmalıyız, değil mi?
Entonces, claramente, deberemos ser mucho más cuidadosos - que la Sra. Patmore, ¿ no?
Danışmanlık ayarlayacağız, Joe ve ailenin diğer üyeleri için.
Arreglaremos para asesoramiento, para Joe y para cualquier otro miembro de la familia.
Susan ile ben kapıdan dışarı çıktığımız dakikadan itibaren Eddie'nin tetikçisinin ateş etmek için 30 saniyesi vardı.
Desde el momento en que Susan y yo salimos por esa puerta, el pistolero de Eddie tuvo 30 segundos para disparar.
Ama telefonundaki mesajlar yalnızca Reynolds'dan aldığımız hat mıydı?
¿ Y los mensajes en su teléfono son el único vínculo que tenemos con Reynolds?
Saldırıdan sağ kurtuldu. On altı yıl sonra üç kızın cesedi gün yüzüne çıktı.
Ella sobrevivió. 16 años después, tres cuerpos fueron desenterrados.
Hala Pope'dan bir iz yok. ... yeni ayrıntıları günün ilerleyen saatlerinde paylaşacağız.
Todavía no hay rastro de Pope, pero nuevos detalles saldrán a la luz en esta hora.
Hamptons'dan epey açılmışsınız dedektif. - Evet.
Está muy lejos de los Hamptons, detective.
Evet. Warsaw Globetrotters'dan daha iyi bir takım olacağız.
Yeah.seremos el mejor equipo que los Warsaw Globetrotters.
- "Bu" dan kastınız nedir?
que es "esto"?
- Adınızı biliyor musunuz?
¿ Sabe cómo se llama? Dan.