English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Delice

Delice Çeviri İspanyolca

3,450 parallel translation
Bu delice gelebilir ama bilmiyorum.
- Suena totalmente ridículo, pero... sí.
- Delice.
- Insanos.
Tanıştığımızda ikimiz de gençtik. Delice âşık olmuştuk.
Mira, éramos jóvenes cuando nos conocimos, nos enamoramos locamente.
Delice bir şey yapmanı istemiyorum.
No quiero que cometas locuras.
Delice bir şey, değil mi?
Es una locura, ¿ verdad?
Delice ama bu onu daha da korkutucu yapıyor.
Está loca y eso la hace aún más temible.
Delice mi geliyor yoksa sonunda işler hepimiz için iyiye mi dönüyor?
¿ Estoy loca o parece que las cosas se van arreglando
- Biliyorum, delice.
Lo sé, es de locos.
Delice olacak.
Va a ser súper alucinante.
Çünkü söylenecek hiçbir şey olmayacak. Tabii bu delice planı uygularsam İç İşleri'ne hesap vermem gerekebilir.
Debido a que no habrá absolutamente nada que decir, excepto tal vez a Asuntos Internos, si prosigo con...
Çünkü kulağa biraz delice geliyor.
Porque suena un poco demente.
Sadece zihnim bana oyun oynuyordu ve ben insanlara bundan bahsetmedim çünkü kulağa delice geliyor.
Fue sólo mi mente que me juega malas pasadas, y no ando diciéndoselo a la gente porque suena como una locura.
Yani demek istediğim tüm bu güzel şeyler kulağa delice gelir.
Digo, hay tantas cosas hermosas y sorprendentes que suceden cada día, que suenan locas.
Bebeklerin nasıl doğduğu mucizesini açıklamak zorunda olsaydım bazı insanlar bunun delice olduğunu düşünmez miydi?
Si tuviera que explicar el milagro de cómo nacen los bebés a alguien que no lo supiera, ¿ no sonaría como una loca?
Ancak insan ya da makine olsun hiçkimse Tom Haverford'u istediğini elde edene kadar delice zırvalamada geçemez.
Pero hay algo en lo que ningún hombre o máquina le puede ganar a Tom Haverford. Hablar tonterías hasta conseguir lo que quiero.
Evet, ben katilin bir tırmanıcı olmadığını düşünüyorum biraz delice gelecek ama o deneyimli bir kaya tırmanıcısı.
No, yo no creo que no sea un escalador, solo creo que es una locura decir que es un escalador en roca experimentado.
- Delice geldiğini biliyorum.
- Sé que suena loco.
Yani deli olan benim. Matt'in bozulduğunu söyleyen düşüncem delice ama senin yeni ve inanılmaz fikrine göre... is Matt'den sorumlu olan kişi Dekker'ı soyan adamlara bilgi sağlıyordu..
Así que estoy loco, mi teoría es una locura pensando que Matt se volvió corrupto pero tu nueva idea increíble es que Matt fue el único responsable de dar información a los tíos que estafaron a Dekker.
Delice olduğunu biliyorum ama ben çocukken, New York'ta yaşayan amcam timsahların lağımlarda yaşadığını söylemişti.
Sé como suena, pero cuando era un niño mi tío que vivía en Nueva York me habló sobre cocodrilos que vivían en las alcantarillas.
Kulağa ne kadar delice geliyor, farkında mısınız?
¿ Se da cuenta de lo absurdo que sería?
Kulağa delice geldiğini biliyorum, ama bana yardım etmek zorundasın.
Sé que suena a locura, pero tienes que ayudarme.
Bu çılgın adam, şehrimizi delice hevesleri için rehin tutuyor resmen.
Este loco está manteniendo secuestrada nuestra ciudad a su retorcido antojo.
- Fevkalade. - Delice daha çok.
Eso es fascinante.
Deli Carol'ın delice şeyler yapması gibi değil mi?
¿ No es así como la loca Carol hace sus locuras?
Ama çok delice bir plandı.
Pero era un plan bastante loco.
Aynı zamanda delice, çünkü onunla gerçekten konuşmak istedim.
Es una locura, también, porque muchas ganas de hablar con ella.
O yüzden şimdi bana söz ver, bu kulağa delice geliyor ve arkamı döndüğümde aramızdaki her şey aynı kalacak.
Así que quiero que me prometas ahora, que, aunque esto suena a locura, cuando me dé la vuelta nada habrá cambiado entre nosotros.
Eğer bu kadar yolunda gittiyse, o zaman neden isim konusunda bu kadar delice davranıyor?
Bueno, si salió tan bien, ¿ por qué es tan reservada con el nombre?
- Kulağa nasıl delice geldiğinin farkındasın değil mi?
- ¿ Te haces una idea de lo disparatado que suena eso?
Yaptığımız şey delice değil.
No estamos haciendo ninguna locura.
Bak, delice göründüğünü biliyorum ama beni dinlemek zorundasın.
Mira, sé que esto parece una locura, pero tienes que escucharme.
Bu delice.
Eso... es... una locura.
Kulağa delice geldiğini biliyorum...
Sé que todo esto parece una locura...
Yani, bu olabilir Bu benzediğini gibi olmadığını , delice ama ben düşünüyorum.
Puede que esto suene a locura, pero estoy pensando que esto no es lo que parece.
Helios'a gitmek cesurca bir iş değil. Delice bir iş.
Viajar a Helios no es un acto de valentía... es de locura.
Bunların tamamı delice.
Bueno, todo esto es una locura.
Onunla yaşamak delice değil mi?
¿ No se vuelven locos de vivir con ella?
Ne kadar delice bir şeyden dolayı tanışsak da.
Aunque es increíble pensar en el destino que nos juntó...
Kulağa delice geldiğini biliyorum.
Sé que parece una locura.
Bu çok delice.
Esto es una locura.
- Bence de, bu çok delice!
- Eso pensé, porque es una locura.
Hep fazla ihtiyatlı oynuyorsun ve ters yöne delice gidiyorsun.
Siempre juega muy cauteloso y enloquece en la otra dirección.
- Bu, burası için olsa bile bana çok delice geliyor.
Esto me parece dudoso, incluso para este lugar.
Bunu biliyormusun bilmiyorum fakat burda tuhaf delice seyler oluyor.
No sé si lo sabes, pero hay algunos lunáticos que podrían venir, se oye esta bola.
Delice.
Loco.
Bir romantizm yazarına delice ve sırılsıklam âşık demek?
¿ Locamente enamorada de un escritor de novelas?
Çok delice bir şey duymak ister misin?
- ¿ Quieres oír una locura?
Hayatta başına gelen delice, aptalca, garip şeylerdendi.
"Fue una de esas cosas locas, raras y estúpidas " que pasan en la vida
Delice hareketlerde bulunmayalım.
No vayamos a enloquecer.
Evet, delice değil mi?
- Si. ¿ Es una locura, no?
Bu delice. Ama benden daha çok kızla çıktın.
Estás loco, has salido con más tías que yo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]