Diez Çeviri İspanyolca
36,615 parallel translation
Ona limonlu soğuk çay getirince bir 10 dolar daha.
Le llevo un té helado con limón, otros diez pavos.
Burdan 9 kilometre uzaktaki bir hastanedeydi.
Estaba en un hospital a diez kilómetros de aquí.
10 milyon dolar almadım.
No recibí diez millones de dólares.
Siz de paranızı on kat fazlası ile geri aldınız.
Ganó diez veces su dinero.
Evinde 10 kg. işlenmemiş kokain bulacaklar.
Van a encontrar diez kilos de cocaína de alta pureza en su casa.
Bu ailenin başı doğduktan sonraki on yıl içerisinde bile yalnızca Madagaskar'da bir milyar hektar yağmur ormanı yok oldu. Onunla birlikte burada yaşayan indri ailelerinin yarısı da yok oldu.
Desde hace diez años cuando la cabeza de familia nació, se han destruido un millón de hectáreas de bosque lluvioso solo en Madagascar, y, con ello, la mitad de las familias de indris que alguna vez vivieron aquí.
On aylık susuzluğun ardından karaya bir saatten az bir sürede milyonlarca ton su düşer.
Tras diez meses de sequía, millones de toneladas de agua caen en la superficie en menos de una hora.
- 10, 20 yıI.
- Diez, veinte años.
On dakika falan.
Unos diez minutos.
- On dakika mı?
- ¿ Diez minutos?
Hayır, söylemiyor. Tören 10 dakikaya başlayacak.
El desfile comienza en diez minutos.
Yapman için ona kadar sayacağım.
Voy a contar hasta diez para que lo hagas.
Çok değişkenli lojistik regresyon analizi yaptım bile. Melisa kilosunun % 10 ila % 15 kadarını verirse risk seviyesinin azaltılmasında büyük yol kat etmiş oluruz.
Así que ya ejecuté un análisis de regresión logística multivariable, y podríamos avanzar mucho para cerrar la brecha del nivel de riesgo si Melissa perdiera diez a quince por ciento de peso.
15, 10, 15.
Quince. Diez. Quince.
Zaman göstergesine göre kazadan 10 saniye öncesi.
Esto está fechado diez segundos antes de que ocurriera el accidente.
Şimdi ortalama olarak saatte 10 kez oluyor.
Ahora tengo un promedio de diez por hora.
On yıl daha başkan olmayacak.
No será presidente hasta dentro de diez años.
Tanrı aşkına, daha on dakika oldu.
Por el amor de Dios, han pasado diez minutos.
Güçlerimizi bölersek Akdeniz'den İskenderiye'ye 10 bölük yollayabiliriz.
Si dividimos nuestras fuerzas y enviamos diez legiones a Alejandría...
Hayır, 10 bölük sınırı tutmaya yetmez.
No, diez legiones no bastan para defender la frontera.
Bu on günden daha eski.
Tiene menos de diez días.
Şimdi ise deniz topunu bir metre uzağa atmak için on kat fazla çalışmak zorunda.
Y ahora, tiene que trabajar diez veces más fuerte solo para arrojar una pelota de playa a un metro.
Bir ila on arasında bir ölçekte,
En una escala del uno al diez,
Ve on yıl sonra, Size belirsiz bir fırsattan başka bir şey sunmuyor Bir şeyler yapmak için.
Y luego, diez años después, te ofrece tan solo una incierta oportunidad de hacer el bien.
On yıl önce, atıldıktan sonra, D.A. Bana bir teklifte bulundu.
Hace diez años, después que me dispararon, el fiscal me ofreció un acuerdo.
On yıl önce gönderildiğimde, kimseyi savunmadım.
Cuando me encerraron hace diez años, no delaté a nadie.
On saniye içinde.
En aproximadamente diez segundos.
On yıl içinde tıbbı uygulamadım.
No he practicado la medicina en diez años.
Ona geri geleceğim, devam edeceğiz.
Regresaré en diez minutos, seguiremos trabajando.
O seviyede hacklemek onlara on üzerinden sekiz puan kazandırıyor.
La capacidad de piratear en ese nivel les otorga un ocho sobre diez.
Buna on üzerinden beş veririm.
Me parece un muy buen cinco de diez.
Ama orijinallikte on üzerinden 11 veririm.
Aunque fue un 11 de diez por originalidad.
On üzerinden birle listenin yine en altında.
Otra vez en último lugar con uno sobre diez.
Hâlâ yakalanmadı ve zorluk derecesi için on üzerinden yedi alıyor.
Todavía está libre, y obtiene un siete sobre diez en grado de dificultad.
Ama... seni on yaşından beri tanırım.
Pero te conozco desde los diez años.
Tam on saniye!
¡ Diez segundos!
Jim, aşçılığın tek başına sana A getirmeli.
Jim, debería darte un diez por tu cocina.
Çabandan dolayı sana A vereceğim ama bu sınavı geçemeyeceksin.
¡ Te doy un diez en esfuerzo, pero no pasarás esta prueba!
Saç! - Son on saniye.
- Diez segundos.
Gerçekten on dakikadan kısa bir sürede okuldan buraya gelebiliyormuşsun.
Se puede llegar en menos de diez minutos.
Tam on tane enerji içeceği içtim, bütün gece dayanabilirim.
Con diez bebidas energéticas, resistiré.
Bu tatillerden on tanesine çık, biz de borçlarını bağışlayalım. "
Tómate diez de esas vacaciones y te perdonaremos la deuda ".
Bir 10 tane daha, şuraya, şuraya ve şuraya. Redridge Dağları boyunca.
Otras diez aquí, aquí y aquí, en las Montañas Crestagrana.
Peki 10 misli olduklarına, ne olacak?
¿ Y cuándo sean diez veces más? ¿ Qué pasará?
Redridge Dağları için 10, şehri korumak için de 10.
Diez en las Montañas Crestagrana y diez en la ciudad.
Sadece 10 dakika sürer.
Solo serán unos diez minutos.
On numara.
Es un diez.
On dakika önce, hüngür hüngür agliyordum.
Hace diez minutos, estaba llorando.
On, dokuz sekiz, yedi altı, beş, dört üç iki...
Diez, nueve ocho, siete seis, cinco, cuatro tres dos...
10 milyon doların bir parçasını aldım.
Recibí una fracción de los diez millones.
On dakika.
Diez minutos.