English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Dijon

Dijon Çeviri İspanyolca

97 parallel translation
Özel antrenörü üstad Dijon'lu Doutreval ile hergün alıştırma yapıyor.
Practica todos los días con su instructor, el gran Doutreval de Dijon.
kılıç uzmanı Dijon'lu Doutreval'i arıyorum.
Busco a un tal Doutreval de Dijon, maestro de espadachines.
Fakat hiçbirinin Dijon'lu Doutreval gibi olmadığını söylüyorlar.
Pero ninguno como Doutreval de Dijon, según dicen.
- Bitirdik mi? - Özür dilerim!
Pero usted es de Dijon.
Lâkin Maggy evlenip, Paris'te heyecanlı bir hayata adım atarken Jeanne Dijon'da kalmış ve Burgundy Monitor'un editörü Henri Tournier ile evlenmişti.
Maggy se casó en París, donde llevaba una existencia suntuosa. Jeanne se quedó en Dijon, donde se casó con Henri Tournier, el propietario del "Moniteur de Bourgogne".
Sanırım Dijon'a yerleşip gece odana bir hırsız gibi gireceğim.
Creo que me voy a instalar en Dijon. Por las noches podría entrar en tu casa como un ladrón.
Acele Dijon'a gitmem gerekiyor.
Voy a Dijon y tengo mucha prisa.
Dijon'da 413 numarayı aramak istiyorum.
¿ Oiga? Con el 413 de Dijon.
Meraklı göründüğüm için özür dilerim ama eğer Dijon'a gidiyorsanız, beni de orada bırakabilir misiniz?
Disculpe la indiscreción, pero si va a Dijon, ¿ me podría llevar?
Evimiz Dijon'un dışında. Ayrıca alıştık da.
Vivimos en las afueras de Dijon, estamos acostumbrados.
- Ben de zaten Dijon'da kalacaktım.
Iba a dormir en Dijon.
- Dijon mu?
¡ En Dijon!
Paris'e gidemeyeceğim, o zaman Dijon'a gidebilirim dedim.
Ya no puedo ir a Paris, pero puedo ir a Dijon.
Dijon'da yaşarken, aşık olduğum bir kız vardı.
En Dijon estaba enamorado de una chica...
Biliyor musun, şu Dijon'lu öksüren kızı duyduğuma sevindim.
En parte me alegro de lo de la chica de Dijon, la de la tos.
Bayan Merrill Fransız hardalı ister.
La Sra. Merrill tiene que tener mostaza Dijon.
"Bir arkadaş edindim. Dijon'da yaşıyor."
Tengo un amigo, es de Davion.
- Hadi oraya gidelim.
Creo que tienen su nuevo disco en "Dijon Musique".
Dijon'da böyle bir şey yapıldığını düşünsene.
Quizá haya alguien que lo haga en Dijon.
Dijon burjuvası için... 16 yaşında, yabancı, beş parasız politik bir mültecinin kızı -
Era comprensible, para unos burgueses de Dijon, una niña de 16 años, extranjera, pobre e hija de refugiado político,
3 Eylül günü Dijon'da, kız kardeşimin yanındaydım. Kontrol edebilirsin.
El 3 estaba en Dijon, en casa de mi hermana, compruébalo.
Uluslararası ve Ulusal ;
DERROTA AYER EN DIJON Extranjero y... nacional.
Ben Andre Botot, Dijon'dan hardal satıcısı.
Me llamo André Botot, vendedor de mostaza de Dijon.
Dijon'dan. Nasılsınız?
De Dijon. ¿ Qué tal?
Galyadan hakiki lezzetlerim var, ne olduğunu görene kadar bekleyin. Niece ve Lyon'dan sosisler... Dijon'dan iyi tütsülenmiş domuz eti, koklayın, evden bir esinti sanki.
Tengo unas delicadezas importadas de Galia, aguarden a verlas traídas con los primeros barcos, muy finas, salsas traídas de Niza y Lyon panceta ahumada de Dijon, huelan, es el aroma del hogar.
Deniz pirinci ve radicchio maruluna yatırılmış... Fransız siyah mantarı aldım. Kenarına da Dijon hardal sosu koydurdum.
Bueno, tomé el arroz salvaje con setas francesas... sobre una base de achicoria roja, con aliño de mostaza de Dijon.
Bu, kocasından gelmiş.
Dijon. Es de su marido.
Naneli Dijon bu.
Es la de Dijon con finas hierbas.
Ve Dijon tek başınaydı.
Dijon solito.
Devam et, Dijon.
No te pares, Dijon.
Dijon, tuzağa basacak.
Dijon activará la trampa.
Gel haydi, Dijon!
¡ Ven, Dijon!
Sağol, Dijon.
- Gracias.
Beklemene gerek yok. Dijon yetişir.
Dijon va para allá.
Dijon'un yanında geçmediler.
No se han adelantado a Dijon.
Sahip Dijon!
¿ Amo Dijon?
Dijon her şeyi aldı.
Dijon tiene todo :
Büyük ve güçlü Dijon'un karşısına çıkmaya cesaret edemez.
No se atrevería a enfrentarse al gran Dijon.
Yemekte ne var? Tavuk "dijon."
Que hay para cenar?
İşte Dijon Hardal için 30 cent indirim.
Mira, 30 % menos, Mostaza de Dijon.
Hayır, Ben hardal dedim, Jerry. Dijon ( Bir hardal çeşidi ).
No, dije mostaza, Jerry.
Dijon olmadan sandviç yiyemezsin.
No puedes comer un emparedado sin Dijon.
Pazartesi günü Dijon'da olmazsam tekrar hapise gönderileceğim.
Tengo que ir a Dijon a presentarme el lunes o regresaré a prisión.
Dijon'a gittikten sonra ne olacak? Açlıktan ölecek miyim?
Debo ver al oficial en Dijon, ¿ y luego morir de hambre?
Dijon hardal bu. Hadi, tadına bak şunun.
Pruébala, vamos.
Dijon topunu biliyor musun?
? Sabes que es una culebrina?
Yanında barbekü sosu, ve, sıcak... hayır, Dijon hardal,
Yo quiero un, este, salsa barbacoa con eso, y, um, un... no, una mostaza Dijon y,... un cappuccino grande.
DIJON - 1954 BAHARI
DIJON, PRIMAVERA DE 1954
Dijon?
¿ Dijon?
Tavuk dijon mu?
Pollo en salsa Dijon Pollo dijon?
- Bu Dijon.
Es dijon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]