English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Doran

Doran Çeviri İspanyolca

160 parallel translation
Bu arada, iyi bir kupa eliniz var. Ve hiç Doranız yok.
Por cierto, tiene una buena mano de Corazones, y no tiene a Dora.
- "Git ve solgun ay ışığında seyret." - "Çünkü, gri renkli harabeler, günün parlak ışığı altında aldatıcı yaldız görünümündedir."
Visítala a la pálida luz de la luna ". "Los alegres rayos de la luz del día... doran, pero desprecian, las grises ruinas". - ¡ Oh, vaya!
Doran Oteli'nde.
En El Doran.
Adın Claudia Doran. Chicagolusun.
Te llamas Claudia Doran.
Bu gece Dorian'larla Sirk restoranında yemeğe gidebilir miyiz?
- Claro. ¿ Podemos encontrarnos con los Doran esta noche para cenar en La Cirque?
Dorian'lar para yatıracak gibi görünüyor ama...
Los Doran van a poner algo de dinero. - No luzcas tan feliz.
Mimarlar burada ve Dorian'lar da, ta Paris'ten galeriyi görmeye geliyor.
Los arquitectos están aquí y los Doran regresaron de París.
Yarın Dr. Doran'ı göreceksiniz, çocuk psikiyatristi.
Mañana veréis al Dr. Doran, psiquiatra infantil.
Profesör Van Doran, bu ne güzel sürpriz.
"Profesor Van Doran, qué gusto verlo".
- Bir dakika. Samir davasında Van Doran'ın raporundaki gerçeklere rağmen neden bunu tekrar açmak istiyorlar?
Si los hechos están en el reporte de Van Doran ¿ por qué reabren esto?
Evet. New York ofisini aradım ve Ajan Van Doran'la konuştum.
Sí, llamé a la oficina en Nueva York y hablé con un agente Van Doran.
Memur Hurst, Ajan Van Doran haricinde FBI'dan herhangi başka birine Bay Spaulding'in avukat istediğini söylediniz mi?
Oficial Hurst, además del agente Van Doran ¿ le dijo a alguien más del FBI de la petición del Sr. Spaulding?
Ajan Van Doran'la koşurken bana mahkumun naklini, onu götürecek olan Ajan Fitzgerald'la koordine etmemi söyledi.
Cuando hablé con el agente Van Doran me dijo que coordinara la transferencia con el agente Fitzgerald, quien lo iba a llevar.
Van Doran'la konuştum.
Hablé con Van Doran.
Kendimi önceki filmlerimden birindeki bayan Doran gibi hayal ettim.
M uy lindo y coqueto, como el de Lady Di.
Van Doran'dan telefon geldi.
Acaba de llamarme Van Doran.
Az önce Van Doran'la Chicago'daki yer için konuştum da.
Acabo de hablar con Van Doran sobre Chicago.
Yaprakların kızıllaşmasını anlatamaman gibidir ya da bir bebeğin ilk dişinin çıkmasını.
Sólo cuando no puedes decir cuando se doran las hojas ó cuando el primer diente de un niño sale
Vala. Vala Mal Doran.
Vala, Vala Manderan
Mal Doran.
Manderan
Mal Doran mı yapalım?
¿ Quieres hacer un Maldarran?
Mal Doran yapacağız!
Vamos a tener un Maldarran.
Bir Mal Doran.
Un Maldarran.
- O zaman gerçek bir Mal Doran olamaz, değil mi?
Entonces no es un auténtico Maldarran.
Geçmişte olanın aksine bu Mal Doran'ın son kararını sizler vereceksiniz dostlarım.
A diferencia del pasado, la decisión final de este Maldarran será vuestra, amigos míos.
- Mal Doran bitti. Cezası için oylamaya geçmeli ve daha önemli konuları konuşmalıyız.
Hemos terminado el Maldarran debemos votar ahora su castigo y discutir sobre otros temas a los que nos enfrentamos.
Biliyor musun Doran?
¿ Sabes qué, Doran?
Dosyanı okudum, Bayan Mal Doran.
Leí su expediente, Sra. Maldoran.
Vala Mal Doran.
Vala Maldoran.
Devlet, bir süredir Bayan Mal Doran'u arıyor. Neden?
El gobierno lleva buscando a la Sra. Maldoran desde hace tiempo
Senin adın Vala Mal Doran.
Tu nombre es Vala Maldoran
Basınla Van Doran'ın ilgilendiğini duydum.
He oído que VanDoren está manejando a la prensa.
Doğru, korkunç ense saçı olan Janie Doran'ın arkasına oturmuştum.
Cierto, yo me senté detrás de Janie Doran y su fea nuca peluda.
Ve Vala Mal Doran.
Y Vala Mal Doran.
Vala Mal Doran. Şanslı günümdeyim.
Vala Mal Doran, este es mi día de suerte.
Vala Mal Doran.
Vala MalDoran...
Yarbay Mitchell : Vala Mal Doran burada.
Coronel Mitchell, Vala MalDoran está aquí.
Yarbay Mitchell ve Carter, Doktor Daniel Jackson ve Vala Mal Doran.
Tenientes Coronel Mitchell y Carter, Doctor Daniel Jackson y Vala Mal Doran
Teal'c birkaç yıl önce Jaffa'ya geri döndü. ve eğer Vala Mal Doran'dan bahsedecek olursanız, size söylemekten üzgünüm ama... şu anda Bölge 51'de bir hücrede bulunmakta.
Teal'c volvió con los Jaffa hace varios años y si me hablas de Vala MalDoran lamento decírtelo, pero actualmente está ocupando una celda en el Área 51.
Rahibe Susan Doran gereken her şeyi verir size.
La hermana Susan Doran les dará lo que necesiten.
Bayan Doran, ben Özel Ajan Reeves.
Señora Doran, soy la Agente Especial Reeves.
Dini özgürlüğünüze saygı duyuyoruz. İstediğinize inanabilirisiniz. Sadece kilise belgelerine bakmaya geldik.
Señora Doran, respetamos su libertad religiosa puede creer en lo que quiera sólo estamos aquí para repasar los archivos de la iglesia, eso es todo.
Patmos'u babam Peder Richard Doran kurdu.
Mi padre, el Reverendo Richard Doran, fundó Patmos.
Ezra, Richard Doran'ın bedeninin kutsallığını korumayı sağlaması şartıyla mezardan çıkarılmasını kabul etti.
Ezra está de acuerdo con la exhumación, con la sola condición de estar presente para proteger la santidad del cuerpo de Richard Doran.
Bayan Doran, lütfen.
Sra. Doran, por favor.
Peder Doran zehirleniyor ve Patmos'u devralıyorsun.
El reverendo Doran fue envenenado y usted obtuvo Patmos.
Sonra da Susan Doran'ın yerine konmuşsun.
Y saltó la posición de Susan Doran.
- Susan Doran. Bu seni yere çalan kadın değil mi?
Susan Doran... ¿ No es ella la mujer a la que habías desafiado?
Geçmişte bağlantı düğümü Susan Doran idi bekçiydi tüm alt ağlar arasındaki bilgi akışını kontrol ediyordu.
En el pasado, Susan Doran era el punto de conexión la guardiana controlando el flujo de información entre todas las infraredes.
Ben bununla yaşıyorum, Bayan Doran.
Puedo vivir con ello, Sra. Doran.
Allison Doren.
Allison Doran, La mujer que creíste que era Francie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]