Downey Çeviri İspanyolca
376 parallel translation
Sonraki gece Downey'e gittim, bir masaya oturdum, adamın biri "İçelim mi?" dedi.
La noche siguiente un tipo me invitó a una copa en Downey's.
- Gülümseyen yüzleri severim bay Downey. Ve sizden de hoşlanıyorum. Ama oyun oynamakta uzmanım.
Me gustan las sonrisas, Sr. Downie, Ud. me agrada sé jugar con la mente, y descubriré de dónde viene la información.
Downey.
Downey.
- Özel Ajan Downey, FBI.
- Agente especial Downey, del FBI.
Fena değil Downey.
No está mal, Downey.
Seni artık tanıyamıyorum Downey. Tanıyamıyorum.
No sé qué pensar de ti.
Bilemiyorum Downey.
No sé, Downey.
Özel Ajan Downey'i zaten tanıyorsunuz.
Ya conoce al agente especial Downey.
- Kapa çeneni, Downey!
- Cállate, Downey.
Anlaşıldı mı Downey?
¿ Entendido, Downey?
Paul Downey'ye uzun pas.
¡ Larga para Paul Downey!
Onbaşı Dawson ve Er Downey, Er William Santiago'ya saldırmış.
El cabo Dawson y el soldado Downey asaltaron al soldado Santiago.
Dawson ve Er Louden Downey Santiago'yu bağlayıp, boğazına bir bez tıkmışlar.
Dawson y el soldado Louden Downey amarran a Santiago y le meten un trapo en la garganta.
Downey'nin sadece bir teyzesi var.
Downey solo tiene a su tía.
Seninle Dawson ve Downey hakkında konuşmak istiyorum.
Quiero hablarle de Dawson y Downey.
- Dawson ve Downey.
- Dawson y Downey.
Sen mücadeleyi sevmediğin için Dawson ve Downey'in fazladan hapis yatmalarına göz yumamam.
No puedo dejar a Dawson y a Downey en la cárcel porque usted haya elegido el camino de la menor resistencia.
Er Louden Downey, efendim!
Soldado de primera Downey, señor.
Downey'ye istediği çizgi romanları getirdim.
Le llevé a Downey el cómic que había pedido.
Artık Louden Downey'nin avukatıyım.
Represento a Downey.
- Jo Galloway, Downey'nin avukatı.
Jo Galloway : la abogada de Downey.
Sonra Dawson ve Downey'ye "Kızıl Kodu uygulayın" dedi.
Luego les dijo a Dawson y a Downey que le aplicaran un Código Rojo. - ¿ Tienes pruebas? - Mis clientes.
Biliyorsun... Downey sana tapıyor.
Sabes, Downey te idolatra.
ABD ile Onbaşı Dawson ve Er Downey arasındaki dava.
Los EE. UU contra el cabo Dawson y el soldado de primera Downey.
Jo, Dawson'un, Downey'nin ve Santiago'nun davranış raporlarını bul.
Jo, busca los boletines de conducta de Dawson, Downey y Santiago.
Buraya kadar anlattıklarımı Onbaşı Dawson ve Er Downey de tam olarak kabul ediyor.
Lo que acabo de contarles es exactamente lo que les contarán el cabo Dawson y el soldado Downey.
Bütün bu cambazlıklar Willy Santiago'nun ölü olduğu ve onu Dawson ve Downey'nin öldürdüğü gerçeğini örtemez.
Pero al final toda esa magia no ocultará los hechos : Willy Santiago está muerto. Y Dawson y Downey lo mataron.
Dawson ve Downey Santiago'ya öç almak için saldırmadı.
Dawson y Downey no fueron al cuarto de Santiago buscando venganza.
Dawson ve Downey, işlerini yaptıkları için burada.
Dawson y Downey están sentados aquí porque hicieron su trabajo.
Dawson ve Downey?
¿ Dawson y Downey?
Bundan beş dakika sonra Dawson ve Downey'nin odasında mıydınız?
¿ Llegó al cuarto de Dawson y Downey cinco minutos más tarde?
Ama hiçbiri 16 : 20'de Dawson ve Downey'nin odasında değildi.
Pero nadie estuvo en el cuarto de Dawson y Downey a las 16.20.
Dawson ve Downey'nin hayatını kurtaracaksın.
Dawson y Downey te deberán sus vidas.
Sen Downey'yle ilgilen. Ben Ross'la konuşayım.
Tú encárgate de Downey, yo hablaré con Ross.
Dawson ve Downey'ye, Kızıl Kural uygulamalarını emrettiniz mi?
¿ Ordenó a Dawson y a Downey dar a Santiago un Código Rojo?
Bu ve Downey'nin şahitliği yeterli olacak.
Esto junto con el testimonio de Downey será suficiente.
Downey için emir Kendrick'ten gelmişti.
En lo que se refiere a Downey era una orden de Kendrick.
Zımni emirin ne demek olduğunu açıklayacak birini bulmamız yeterli. Belki önce Downey'i çağırmalıyız.
Hay que citar a testigos que hablen de las órdenes implícitas o primero volver a citar a Downey.
Downey odasında bile değilmiş.
Downey no estaba en su habitación. Ni siquiera estaba allí.
Louden Downey'nin artık bir davavekiline ihtiyacı var.
Louden Downey necesitó un litigante hoy. Eres un gallina.
Ama Dawson ve Downey'nin yerinde olsam ve ikiniz arasında seçim yapsam, seni seçerdim.
Y si yo fuera Dawson y Downey, y de elegir entre tu padre y tú te elegiría a ti de todas formas.
Dawson ve Downey tutuklandıktan sonra Santiago'nun eşyaları kaydedildi.
Tras detener a Dawson y Downey se inventarió el cuarto de Santiago.
Onbaşı Dawson ve Er Downey.
Cabo interino Dawson y soldado de primera Downey.
Bizi Downey'den çıkarıyorum.
Te llevaré lejos de Downey.
İkimizi bu Downey şehrinden kurtaracağım, bebeğim.
Te sacaré de Downey. Tranquila.
Downey'den gidiyoruz.
Te sacaré de Downey.
- Beni Downey'den götür.
Sácame de Downey.
Beni Downey'den götür.
Te sacaré de Downey.
Seni Downey'den götüreceğim.
Yo te sacaré de Downey.
- Downey'ninkini?
- ¿ Y a la de Downey?
- Seni Downey'den götüreceğim.
Yo te sacaré de Downey.