Doğu avrupa Çeviri İspanyolca
418 parallel translation
Doğu Avrupa'nın Polonya ve Rusya kesiminde... el değmemiş, devasa yeni reserv kaynakları buluna kadar... doğuyu kolonileştiren yaratıcı Almanya'nın Ari kültür yolunu izlediler.
De allí siguieron el camino de la cultura aria... y de los alemanes creativos colonizando el Este... hasta que finalmente hallaron una nueva reserva sin explotar... en las zonas polacas y rusas de Europa del Este.
XIX. ve XX. yüzyıllarda Doğu Avrupa'dan bütün kıtaya... ve sonra tüm dünyaya doğru yayıldılar. XIX. yüzyılın kafa karıştıran insan eşitliği ve özgürlüğü fikirleri... Yahudiler'e istediği fırsatı verdi.
El siglo XIX, con sus ideas confusas sobre equidad... e igualdad humana, dio a los judíos un gran alivio.
Eğer onları örgütler yerine Gestapo'ya iletirse bu sadece yüzlerce insanın ölümü değil Doğu Avrupa'daki örgütlenmemizin de yıkımı anlamına gelir.
Si las entrega... a la Gestapo en vez de a la resistencia... será, no sólo la muerte de cientos de personas... sino la destrucción de nuestro grupo en Europa del Este. Claro.
Doğu Avrupa Çelik Şirketi'nin numarası çıktı.
Pertenece a la Legaciòn del Acero de Europa del Este.
Doğu Avrupa Çelik Şirketi'ninki de öyle.
Así como la de la Legaciòn del Acero de Europa del Este.
DOĞU AVRUPA ÇELİK ŞİRKETİ
legación DEL ACERO DE EUROPA DEL ESTE
Seravno Hapishanesi, Doğu Avrupa'nın en güvenlikli hapishanesi.
La prisión de Seravno es la más inexpugnable de Europa del Este.
Seravno, Doğu Avrupa'nın en sıkı korunan hapishanesi.
Se considera la cárcel más inexpugnable de Europa del este.
Sınırdışı edip Doğu Avrupa'ya dönmem için.
Me quieren deportar. A Europa del Este.
Senko Brobin tüm Doğu Avrupa'nın Karşı İstihbarat Başkanı şu ana kadar mikrodevrenin yerini öğrenmek adına Dean'in direncini kıramadı.
Senko Brobin, Director de la Contrainteligencia de Europa del Este, aún no ha podido hablar con Dean... ni encontrar el microcircuito.
Ülkesinin gizli polis teşkilatı şefliği yanında Başsavcılık görevini de yürüten Josef Varsh Doğu Avrupa'nın en tehlikeli adamlarından biri.
Josef Varsh, fiscal del Estado y jefe de la policía secreta de su país es uno de los hombres más peligrosos de Europa del Este.
Ondan sonra Skorzeny gezmeye başlamış. Zamanla Doğu Avrupa gecelerinde nam salmış.
Desde este momento empieza a viajar, y se hizo conocido en Europa Oriental como un amante de la vida nocturna.
Ve şimdi de Eric Kriegler, geçen yılın Doğu Avrupa şampiyonu.
Y ahora Eric Kriegler, el campeón de Europa del Este del pasado año.
Bu uçak Doğu Avrupa'ya gidiyor. Budapeşte'ye.
Es un vuelo a Europa Oriental, a Budapest.
Doğu Avrupa.
Europa del Este.
Doğu Avrupa.
Europa del Este
Bu soruları kendime defalarca sorarken buluyorum kendimi. Ve en akılcı cevabı ise, esnek çalışma saatleri güzel manzara, renkli Doğu Avrupa'da tüm masrafları ödenmiş lüks yerlerde konaklamalar.
Me he hecho esa pregunta muchas veces y racionalizando respuestas con cosas como horario flexible paisajes agradables, vacaciones completamente pagas en lujosos hoteles del Este Europeo.
Size Rus kardeşimizi takdim etmekten gurur duyarım Doğu Avrupa'nın en korkulan dövüş sanatçısı...
Me complace presentar a nuestro hermano Ruso. El artista marcial más temido de Europa oriental...
Varşova Paktı, Sovyetler Birliği ile yedi Doğu Avrupa ülkesi tarafından imzalanmış bir anlaşmadır.
El Pacto de Varsovia fue un tratado firmado por la URSS y siete países satélites de Europa del Este.
Çernobil'den ötürü Doğu Avrupa'daki milyonlarca insan hala akciğer hastalıkları yaşıyorlar.
Les hablé de las miles de personas que tienen problemas respiratorios tras Chernobyl...
O gece... biz Doğu Avrupa ulusal marşlarını çalışacağız.
Vamos a hacer la noche... de himnos nacionales del este de Europa.
Doğu Avrupa'nın şimdiki hâline ne diyeceksin akıllı?
¿ Qué hay de Europa Oriental ahora, tipo listo?
Doğu Avrupa'daki aç ve sefil mültecilere insani yardım için bağışlanan 750,000 dolarlık tahvilleri teslim edecekti.
Debía recoger y entregar una donación una valija diplomática con $ 750.000 en bonos al portador destinados para la ayuda de... Los refugiados de Europa del Este.
Doğu Avrupa.
Europa Oriental.
Neyse, işte karşınızda Doğu Avrupa`nın favori kedi ve fare takımı Worker ve Parasite!
Así que verán al gato y al ratón favoritos de Europa Oriental. ¡ Trabajador y Parásito!
Doğu Avrupa özellikle.
Europa Oriental, particularmente.
Umarım Doğu Avrupa'ya bir şans verirsin.
Y espero que considere lo de Europa Oriental.
Yine de birşey istiyorum. Alden'i arayıp doğu Avrupa'yı unutmasını söylemem için iznin. Seni danışman olarak tutmak için.
Pero igual, quisiera... quisiera tu permiso... para pedirle a Alden que olvide el asunto de Europa Oriental... y que te mantenga como asesor de redacción. ¿ Me dejas hacer eso?
Doğu Avrupa teklifini reddettiğimi bildirmek istiyorum.
No se levante. Sólo deseo informarle que no acepto Europa Oriental.
Ücreti elbette daha az ama Doğu Avrupa'nın da öyle.
Es tuyo, si lo quieres. Paga menos, desde luego, pero Europa Oriental también.
- Ekmek. Doğu Avrupa'daki efsaneler.
Las leyendas en Europa Oriental.
Onların aileleri Doğu Avrupa'dan gelir saygıyla, Henry.
Sus padres son europeos comerciantes de oro.
Doğu Avrupa'da hiç zaman geçirdin mi?
¿ Has estado en Europa oriental?
ClA'in Gayri Resmi Ajanlar listesinin yarısını çaldı. Bu liste, Doğu Avrupa'daki tüm gizli ajanlarımızın kayıtlarını içeriyor.
Ha robado la mitad de la lista NOC de la CIA, con nuestros agentes secretos en Europa del Este.
Eğer o liste çalınırsa, Doğu Avrupa ülkelerindeki ajanlarımızın adları parayı verene açık artırmayla satılacak.
Si esa lista sale al descubierto, los nombres de los agentes estarán a disposición del que pague más.
- Doğu Avrupa, güvenliksiz.
- Europa Central, sin seguridad.
Sana aynı parayı veririm, ama şimdi sırf Doğu Avrupa'yı değil, tüm listeyi istiyorum.
Te doy lo mismo por la lista completa, no sólo Europa del Este.
Bu tür bir iş Doğu Avrupa ülkelerinden, Rusya'nın dışından çıkmıştır.
Este tipo de trabajo se hace en Europa Oriental, en Rusia.
Doğu Avrupa'da yaşamak için yasal bir tekliftir bu, lütfen.
Por favor, es una oferta legítima de trabajo en Europa del este.
Doğu Avrupa... Sen aklını mı yitirdin?
Europa del este... ¿ Te has vuelto loca?
- Hayır, aslında Doğu Avrupa'daydım.
- No, estaba en Europa del este.
Asya üzerine Demir Perde inecek mi, Rusya ve Doğu Avrupa'ya indiği gibi?
¿ El legado de la Cortina de Hierro se abatirá sobre Asia, como sobre Rusia y el Este de Europa?
Avrupa ve Orta Doğu'da çalışıyorsunuz.
Trabaja en Europa y en Medio Oriente.
Avrupa'nın istilası planını son haline getirmek üzere Orta Doğu'daki... muadilleriyle buluşmak için dün gece yola çıkmıştı.
Anoche iba encontrarse con sus homólogos en Oriente Medio... para finalizar los planes de invasión de Europa.
Eşiniz bize Sturdevant denilen bir ajanı hatırlatıyordu. Savaştan sonra adamları Doğu Avrupa'ya kaçtı.
Su esposo ha estado recordándonos los tiempos de un espía llamado Sturdevant.
Avrupa ve Doğu Amerika'da kibar bir uygarlık yaşanıyordu.
Europa y el este de EEUU paises se perfeccionarón
Ama Orta Doğu'da değil, Avrupa'da.
Pero no en Oriente Medio, sino en Europa.
1920 yılında Doğu'da bazı sıradışı deneyimler edinmiş... tanınmayan bir kişi Avrupa'da ortaya çıktı.
En 1920, apareció en Europa, un hombre desconocido, que había vivido experiencias extraordinarias en Oriente. Su nombre era :
Doğu Avrupa, 1904
Europa del Este, 1904
Avrupa, Orta Doğu ve Asya'daki savaş birliklerinin hazır olduğuna dair raporlar doğrulandı.
Tenemos reportes donde nos confirman que hay divisiones listas para combatir... -... en Europa, el Medio Oriente y Asia.
.. başkanın uçağı Doğu Avrupa'da düştü.
Walter. General.