Draco Çeviri İspanyolca
204 parallel translation
Sorun nedir Drako? Karnın mı ağrıyor?
¿ Qué ocurre, Draco, te duele la barriga?
Elimden kaçtı, Drako.
Lo tenía, Draco.
Lord Drako'yla aynı fikirdeyiz.
Comparto el enfado de mi hermano Draco.
- Drako, yeter!
- Draco, basta.
O bir dişi keçi değil, Drako.
No es una de tus cabras, Draco.
Darco, dükün güvenini sarssaydın sen ne yapardın?
Draco, ¿ que harías tú? Si fueses desleal al Duque...
- Yüzüğü ver dedim.
¡ El anillo he dicho! - ¡ Draco!
Seninle dövüşemem Drako.
No quiero pelear contigo, Draco.
Bir an için Drako'nundu.
Fue de Draco por un momento.
Dük başka birini gönderecek.
El Duque pronto enviará otra partida. Otro señor hará lo que Draco prometió,
Ben Draco İnşaattan Draco'yum.
Soy Draco, de Construcciones Draco.
Marc Ange Draco.
Marc Ange Draco.
Beni abartıyorsun Draco.
Me sobrestima.
Özür dilerim Draco ama mesleğim gereği yapamam.
Lo siento, Draco, pero mi profesión no me lo permite.
Draco İnşaatları yöneticisi Marc Ange Draco hatta.
Marc Ange Draco, presidente de Construcciones Draco.
- Selam Draco. - Kimsiniz?
- ¿ Quién es?
Gilvoların yeme alışkanlıkları... dünyada 300 yıl önce soyu tükenen... Draco kertenkelelerine çok benziyor.
Los hábitos alimentarios de los gilvos son muy parecidos a los de unos lagartos de la Tierra que desaparecieron hace unos 300 años.
Draco için çalışıyorsun demek.
Están con Draco.
Tamam, Draco.
- Sí, Draco.
Selam, Draco.
Hola, Draco.
- Yapamam, Draco.
No puedo, Draco.
- Draco yolladı beni.
- Draco ; él me envió.
- Draco demek.
- Draco.
Savaş beyi Draco, şu anda bu vadiye doğru yürüyor.
El guerrero Draco está marchando hacia este valle.
Draco'yu bilirim.
Conozco a Draco.
Onlar Draco'nun ordusu.
Es el ejército de Draco.
Draco'yu bu vadiye getirdi.
- Ella trajo a Draco a nuestro valle.
Draco mu?
- ¿ Draco?
Hadi haklısınız diyelim ve diyelim ki Zeyna, Draco'nun arkadaşı.
Digamos que tienes razón y que ella es amiga de Draco.
Draco'nun kötü olduğunu mu düşünüyorsunuz?
¿ Piensan que Draco es una amenaza ahora?
Sizinkilere, Draco'yla işbirliği yapmayanların başına geldiğini göstereyim.
Déjame mostrarles a tus camaradas lo que les sucede a los que no cooperan con Draco.
Ben henüz yere değmedim ama sen değdin, Draco.
No he tocado el suelo aún, Draco. Pero tú sí.
Draco'yu yendiğim için, onun yalanlarıydı.
Fue la venganza de Draco por haber barrido el piso con él.
Peki neden Draco'nun peşindesin?
¿ Y por qué fuiste tras de Draco?
Ona "Draco" diyorlar.
La llaman "Draco".
Ben Draco!
¡ Llegó Draco!
Kaç, Draco, uç! Ben onu oyalarım!
¡ Vuela, Draco!
Köyde görüşürüz, Draco.
Nos veremos en el pueblo, Draco.
Draco, ne kadar korkunç bir yer burası?
Draco, ¿ a qué sitio siniestro nos llevas?
Bize şans dileyecek misin, Draco?
Deséanos suerte, Draco.
Şimdi ne olacak, Draco?
¿ Ahora qué, Draco?
Ve Draco'nun kendini feda etmesine müteakip günlerde, Bowen ve Kara insanlara adalet ve kardeşlik içinde önderlik ettiler.
Luego del sacrificio de Draco Bowen y Kara guiaron al pueblo con justicia y hermandad.
Ve işler çok çetin bir hal aldığında, Draco'nun yıldızı oldukça parlak bir şekilde ışık saçtı nereye bakacağını bilen bizler için.
Y cuando la vida se tornaba difícil la estrella de Draco brillaba aún más para aquellos que sabíamos dónde mirar.
Draco'ya ne dersin?
¿ Qué tal "Draco"?
- Draco?
- Draco.
Hayır, hayır, hayır... Draco olmaz.
No, no, no Draco, no.
Anlıyor musun, ben Draco ile karşılaştım.
Verás, yo conocí a Draco.
Tamam... öyleyse Draco elendi.
De acuerdo. Entonces, Draco queda descartado.
Drako, olmaz.
Draco, déjalo.
Sana biat ederim Drako.
Te lo juro, Draco...
Draco.
Draco.