English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Dreverhaven

Dreverhaven Çeviri İspanyolca

62 parallel translation
Arend Barend Dreverhaven'ı öldürmekle suçlanıyorsunuz.
Es sospechoso del asesinato o el homicidio del Oficial de Justicia... Arend Barend Dreverhaven.
Demek öğleden sonra Dreverhaven'in ziyaretine gittiniz ama tuhaf hiçbir şey olmadı, diyorsunuz.
Así que usted visitó a Dreverhaven esta tarde pero no pasó nada extraño.
Bay Dreverhaven ile olan ilişkinizin niteliği nedir?
¿ Cuál era su relación con el Sr. Dreverhaven?
Dreverhaven...
Dreverhaven...
Dreverhaven, mübaşir...
Dreverhaven...
Peki onunla ilişkiniz ne boyuttaydı?
Conozco la reputación de Dreverhaven... ¿ Pero cuál era su relación con él, Sr. Katadreuffe?
Onunla, ne zaman tanıştınız?
¿ Cuándo conoció a Dreverhaven?
Dreverhaven, sizin babanız mı?
Dreverhaven es su padre.
Yani Dreverhaven sorumluluk kabul etmedi mi?
¿ Significa... que Dreverhaven no asumió la responsabilidad?
Dreverhaven'in mesajı üç kelimeydi.
Dreverhaven envió un mensaje de tres palabras :
Dreverhaven parayı aldı ve bir ay sonra yine gönderdi.
Dreverhaven recuperó el dinero y se lo volvió a enviar un mes después.
Ama Dreverhaven bundan pek faydalanamadı.
Eso no ayudó a Dreverhaven.
Her neyse, Dreverhaven ile bu öğleden sonra buluştunuz.
De todos modos, usted se reunió con Dreverhaven esta tarde.
Dreverhaven.
Dreverhaven.
Dreverhaven, 11 Güney Rıhtımı.
Dreverhaven, Muelle Sur 11.
O andan itibaren onu rahat bırakmaya kara verdim.
Entonces decidí dejar en paz a Dreverhaven.
Yargıç Dreverhaven, onu tanımıyor musunuz?
Es el Oficial de Justicia Dreverhaven, ¿ no lo conoce?
Sanırım Bay Dreverhaven benden önce davranmış.
Creo que Dreverhaven ya lo hizo.
Bay Dreverhaven.
Sr. Dreverhaven.
Ama Dreverhaven bunu asla kabul etmeyecektir.
Aunque Dreverhaven nunca accederá.
Dreverhaven, Ruigbroekstraat için tahliye kararı ile gelmiş.
Oficial judicial Dreverhaven, con una orden de desalojo en Ruigbroekstraat.
Dreverhaven!
¡ Dreverhaven!
Dreverhaven, iflas duruşmasına gelmedi.
Dreverhaven no estaba en el tribunal de mi quiebra.
Dreverhaven'dan kurtulmuştum, ama bu benim için yeterli değildi.
Estaba libre de Dreverhaven... pero en absoluto satisfecho.
Dreverhaven ile yeniden görüştünüz, çünkü onu alt etmek istiyordunuz.
Usted se acercó a Dreverhaven porque quería derrotarlo.
Bunu anlayabiliyorum, ama neden... Dreverhaven kabul etti mi?
Puedo comprender eso, pero, ¿ por qué... aceptó Dreverhaven?
Dreverhaven'ın buna ihtiyacı yoktu.
Dreverhaven no lo necesitaba.
Peki Dreverhaven asıl istediği şey neydi?
¿ Qué quería Dreverhaven?
Bay Dreverhaven, borcunu sizden istediği an tahsil etmek isteyebilir?
¿ Comprende que el Sr. Dreverhaven puede... reclamar su préstamo en cualquier momento?
Dreverhaven'in şartlarına rağmen kendimden emindim.
Pese a la condición de Dreverhaven, Me sentía seguro de mí mismo.
Dreverhaven, parasını hemen istiyor.
Dreverhaven quiere que devuelvas el dinero inmediatamente.
Doğru. Ama bunu Dreverhaven da biliyor.
Eso es correcto, pero Dreverhaven también lo sabe.
Dreverhaven'in hiç şansı yok.
Dreverhaven no tiene oportunidad.
Dreverhaven, kazandı. Onunla hiç uğraşmamalıydım.
Dreverhaven ha ganado, nunca debí haberlo enfrentado.
Ama Dreverhaven, hiçbir şey yapmadı.
Pero Dreverhaven no hizo nada.
Ama iki yıl boyunca Dreverhaven ile ilgili hiçbir şey duymamıştım.
Pero por dos años no supe nada de Dreverhaven.
Sonra işlerinin pek iyi gitmediğini alkol bağımlısı haline geldiğini ve sürekli kavga ettiğini duydum.
Oí que su negocio tenía problemas... que abusaba del alcohol y siempre había peleas... El fin de mi madre se acercaba y Dreverhaven fue a verla.
Dreverhaven, hiç yaptırmayacağı asansör için bütün zemini söktürmüştü.
Dreverhaven había quitado los pisos... Pues nunca instalaría un elevador.
Dreverhaven'ı bulduğumuzda gemi, çoktan yola çıkmıştı.
Cuando hallamos a Dreverhaven, la embarcación había partido.
O yüzden Dreverhaven, tekneye pruvaya yaklaşmasını emretti.
Dreverhaven enfiló el bote hacia la proa.
Dreverhaven o gemiyi durdurmasaydı, şimdi burada olmazdık.
Si Dreverhaven no hubiera parado esa embarcación, no estaríamos aquí.
Dreverhaven'i altı yıldır görmüyordum.
No había visto a Dreverhaven en seis años.
Ama yapmadı.
Pero Dreverhaven no hizo nada.
Dreverhaven bunu biliyordu.
Y Dreverhaven lo sabía.
Dreverhaven, onu bugün görmeye geleceğimi de biliyordu.
Dreverhaven sabía que iría a verlo hoy.
Dreverhaven, onu bıçaklamanız için size yalvardı ama yapmadınız.
Dreverhaven le pidió que lo apuñalara pero usted no lo hizo.
Siz ayrıldığınızda Dreverhaven yaşıyordu.
Dreverhaven vivía cuando partió.
Dreverhaven, gece yarısından önce avukatı tarafından bulundu.
Dreverhaven fue hallado justo antes de medianoche... por su abogado.
Dreverhaven'in avukatı şahsen getirdi.
Traido personalmente por el abogado de Dreverhaven.
Dreverhaven'ın ününü biliyorum.
Ley sin compasión la maldición de los pobres.
Dreverhaven mı?
¿ Dreverhaven?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]