Dunk Çeviri İspanyolca
72 parallel translation
- Günaydın Bayan Dunk. - Merhaba Elwood.
Buenos días, Sra. Dunk.
- Teşekkür ederim Bayan Dunk.
- Y esto es para ti. Ah, gracias, Sra. Dunk.
- Bayan Dunk, ona göz kulak olmam için verdi.
- La Sra. Dunk quiere que lo cuide.
- Bayan Dunk için mi yoksa benim için mi çalışıyorsun?
- ¿ Trabajas para la Sra. Dunk o para mí?
- Günaydın, Bayan Dunk.
- Buenos días, Sra. Dunk.
Üst kattaki, Bayan Dunk.
La Sra. Dunk, arriba.
Bakıyorum ki üst kattaki Bayan Dunk ile baya senli benli olmaya başladın.
Al parecer, te estás haciendo muy amigo de la Sra. Dunk, arriba.
Haydi, gidip atımı görelim.
- Os enseñaré mi caballo, Slam Dunk.
Topu smaçlaması için Jordan'a yükseltiyor!
Un slam dunk para que machaque Jordan!
Grunka Lunka dunkity dinkredient
Gronkalonka, dunk-a-dee secreto
- Grunka Lunka dunkity darned guards- -
Gronkalonka, dunk-a-dee curiosidad
Bu, "dunk tank" olmayan bir cenazeye benzerdi.
Sí, había que ser como un funeral sin dunk tanque.
Kesin çözümdür...
Es un 10 +... Un Slam Dunk...
Tabii okulu takımı gol attığında ya da maç kazandığında ilgilenmiyor diye tehlikeli oldu buradaki çocuklar bunlardan ziyade günlerini atlatmaya çalışıyor.
Exacto, es peligroso para el Status Quo de una escuela que se preocupa más por aquellos que hacen un Try o un Slam Dunk que por aquellos que tratan de sobrevivir un día más.
David Robinson üzerinden smaç! İnanılmaz!
¡ "Slam dunk" encima de David Robinson!
Vince Carter'dan bir smaç.
¡ "Slam dunk" de Vince Carter!
Baskete gidiyor.
Se dirige a la canasta. ¡ Y logra el "slam dunk"!
Çocuk itirafını geri alana kadar durumun bu olduğu kesindi.
Era un slam dunk hasta que el niño se retracto de su confesion.
Tanrım, Dunk bu kaçıncıydı?
Joder, ¿ cuántos curros llevas ya?
Buradaki işin önemli olan kısmı her şeyin sendikaya bağlı olması, Dunk.
Casi todos los trabajos aquí tienen sindicato, Dunk.
Sana verdiğim son işte neler olduğunu hatırlıyor musun, Dunk?
La última vez que te di trabajo...
- Selam Dunk. ... Boston.
- Hola, Dunk.
Ama Dunk'un isyan etme gibi bir şansı olmadı çünkü babası öldüğünde bile onun için önemliydi.
Pero Dunk nunca tuvo la oportunidad de rebelarse,... porque cuando su padre murió, aún era un dios para él.
İnsanlar sürekli senin hakkında bana uyarıda bulunuyor, Dunk.
La gente me avisa continuamente sobre ti... "Dunk".
Dunk isminde biriyle yattığıma inanamıyorum.
No puedo creer que me acueste con un tío llamado "Dunk".
- Canın cehenneme, Dunk.
- ¡ Que te den, Dunk!
Şey herkes davada araştırılmadan sonuca varıldığını söylüyor.
Bien, dicen que es un golpe dunk el caso.
Çok korkunç görünüyor da.
Parece un * slam dunk *
- Pizza kutu ne olacak? - Eğer pizza kutusunu bulabilirsek, Monk'un evinden gelenleri bulursak ve üzerinde adamın parmakizi varsa, kesin başardık
Pues bien, si pudiésemos encontrar la caja de la piza, y que provino de la casa de Monk, y tiene sus huellas digitales, entonces, es slam dunk ( Manga ).
Slam dunk.
Canasta espectacular.
- O potaya herkes basar.
- Cualquiera hace un "dunk" ahí.
Sorun davamızın "slam dunk" tan "badunkadunk" a gitmesi.
El problema es que el caso ha pasado de estar casi cerrado a "badunkadunk".
Ben kontra ataktan ya da slam dunk'tan anlamam ki.
No sé la diferencia entre gol de campo y un mate.
Twiggy, smaç atarsan potayı kırmaya bak.
Twiggy, si haces un slam dunk rompe el tablero. - Será noticia.
Smaç!
¡ Slam Dunk!
Smaç...
Vuelca... Slam dunk. Vuelca...
Aşağıda yaptığın aptalca smaçtan mı bahsediyorsun?
Estás hablando de que tonto-ass dunk que hizo allí?
Kıçına çok sağlam banacağım, çocuk senin. Sen konuş, görürsün.
Voy a dunk en el culo tan duro, muchacho, que va a hacer hablar.
Slam dunk.
¡ Canasta!
Bunlar sınırlı sayıdaki Gunmetal Nike Dunk.
Son los Nike Dunks edición limitada.
Çünkü düşündüğün şey sonuç kesin gibi duruyor.
Porque parece que ya habías pensado que era un dunk slam.
Değim "kesin sonuç".
El término es slam-dunk.
Ticari karides işine girip kendime Kaptan Dunk adını mı takayım?
Dedicarme a la pesca de camarón y hacerme llamar Capitán Dunk.
Spud webb'i biliyor musun? 1,2,3 ve Slam Dunk!
¡ Uno, dos, tres, slam dunk!
Adı Dunk.
Soy "Dunk".
- Dunk Accino mu?
¿ "Dunk Achino"?
Peki şu potaya smaç basmayı başarabilirsem cuma gecesi evimde benimle akşam yemeği yemeye razı olur musun?
¿ Qué tal si hago un slam dunk en ese aro y tú cenas conmigo el viernes en mi casa?
Sen ve smaç basmak?
¿ Tú vas a hacer un slam dunk?
Ve bahçeye "pislik" diye sen yazdın ama ben kovuldum, Dunk! Ben kovuldum.
¡ A mí!
Olmaz Dunk.
No puedo.
kafadan vuruş ve intihar mı?
¿ Slam Dunk y un suicidio?