Durma Çeviri İspanyolca
8,115 parallel translation
- Hadi durma, öldür beni.
Adelante y mátame.
Johann Amcanın sözlerini tekrarlayıp durma.
No repitas lo que el tío Johann te diga.
Al, durma.
Recógelo. Adelante, recógelo.
Durma. Yaşanan şeyleri herkese anlatmaktan memnun olurum. Hatırladığım kadarıyla buradan beş sokak ileride.
Estoy feliz de decirles a todos lo que pasó, no cinco calles de aquí, si no recuerdo mal.
- Durma öldür hadi beni!
Adelante, mátenme.
Kimse duymaz, durma!
¡ Nadie puede oírte, así que hazlo!
Surat asıp durma.
Deja de preocuparte por ello.
Bu yüzden beni öldüreceksen durma öldür.
Así que si vas a matarme... deberías hacerlo ahora.
Bu yüzden beni öldüreceksen, durma öldür.
Así que, si vas a matarme, deberías hacerlo ya.
Durma yap o zaman.
Entonces prosiga.
Öyleyse çıkart şunu ve durma.
Entonces extráelo, y no pares.
İstesem de durma.
Incluso si te pido que lo hagas, no pares.
Durma!
¡ No pares!
Hiç durma Apu!
¡ Adelante, Apu!
Durma.
Adelante.
- Onlarla ilgili soru sorup durma artık.
Deja de preguntarme cosas de ellas.
- Sasha, kenara çok yakın durma!
Hey, Sasha, no te pares tan cerca del borde, ¿ sí, cariño?
- Aynı soruyu sorup durma.
Deja de hacerme la misma pregunta.
Işık kırmızı ise, o kontrollü durma noktasına gelmiş olurdu.
Si la luz era roja, tendría que haber hecho una parada de precaución.
Oynaşıp durma be!
Deja de retorcerte.
Oynaşıp durma, nasılsa bir yere gidemeyeceksin.
Deja de moverte, no vas a ningún lado.
Kardeşin konuşmaya başlayınca kadar biz durma noktasındayız.
Hasta que tu hermano empiece a hablar, estamos estancados.
Durma, devam et.
Sigue.
Hava atıp durma artık.
Deja de alardear.
Hava atıp durma artık.
Lo entendemos.
İğrençsin. İstediğin buysa durma hiç.
Si eso quieres anda.
Hadi durma da vur!
Hazlo, entonces!
Beni ihbar et, durma.
Hazlo, adelante.
Hiç durma ama onu asla bulamayacaksın.
Pero nunca lo encontrarás.
Durma, vur beni!
¡ Adelante, mátame!
Hiç durma.
Venga, ve.
Hiç durma.
Pues vete.
Mesafeli durma, Kev.
No me dejes abandonada, Kev.
Dans etmeye devam. Durma. Gülümse.
Sigue bailando, No dejes de sonreír
Sızlanıp durma ama eğlenmeye geldik. Eğlen biraz, burada çaba sarf ediyorum.
No seas así, se supone que debemos divertirnos, pasar un buen rato.
Han Yoo Ra hayattayken de Han Yoo Ra'dan uzak durma cezası almış.
Incluso cuando estaba viva, se le ordenó mantenerse alejado de ella.
Açıklayıp durma.
Deja de hablar de ello.
Cama vurup durma.
No golpees el cristal.
Tamam ve sırası gelmişken ilk ismine dayanarak tanıdığım Nora "Durma. Umurumda değil. Bak hadi çantama." diyor.
Y Nora, que conozco por su nombre de pila, dice : " adelante, no me importa una mierda.
Hadi durma, ara ofisi.
Adelante, llama a mi oficina.
Bir şeyler ikram edip durma sen de!
¡ Deja de ofrecerles cosas, joder!
Hiç durma, koş.
- Que no se escape.
Bu ; St. Marys'de büyük bir kabarık elbiseyle sunağın önünde durma fikrinden nefret eden, geçmişte okul bahçesinden tanıdığım erkek Fatma ile ilgili.
Esto se trata de esa chica poco femenina que conocí en el patio de recreos que odia la idea de estar parada en frente del altar en St.
Ayıya bakıp durma.
No mires al oso.
DURMA!
¡ No te pares!
, durma!
¡ No te pares! ¡ Fóllame!
Ailenizle birlikte yaşadığım süre zarfı içinde öğrendiğim ilk şey gittiğiniz yerde tehditler ve katliamlar havada uçuşuyor. Ortada durma. Kimseyi de öldürmemeye çalış.
Lo primero que aprendí de tu familia es que donde quiera que vayan las amenazas y el derramamiento de sangre los siguen, así que mantente alejado de la vista e intenta no matar a nadie.
Durma.
Vamos.
Durma, devam et!
¡ No te detengas muévete!
Hadi durma!
¿ Qué te detiene?
- Şöyle deyip durma lütfen.
Por favor deja de decir eso.