Döneceksin Çeviri İspanyolca
2,576 parallel translation
Ben eve gelir gelmez geldiğin yere döneceksin.
En cuanto llegue a casa, regresarás por donde viniste.
- İyisi mi ben... - Pornona mı döneceksin?
- Yo debería- - - ¿ Volver a tu pornografía?
Geri döneceksin Fred.
Volverás, Fred.
Pekala, Wilson'dan sağa döneceksin.
Gira a la derecha en Wilson.
Hafta sonu geri döneceksin, değil mi?
¿ Regresas el fin de semana, obviamente?
Sezon bitiyor, o kendi dünyasına, sense kendi dünyana döneceksin.
Termina la temporada, él regresa a su mundo, y tú al tuyo.
Biliyorum. Az kaldı, sıcak yatağına hemen döneceksin.
Estarás de regreso en tu camita calientita en un segundo.
- Ne zaman döneceksin?
- ¿ Cuándo volverás?
Kızıma döneceksin. Onu mutlu etmek için çaba sarf edeceksin.
Volverás con mi hija, te esforzarás en hacerla feliz.
Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın, yine toprağa döneceksin.
Porque de ella fuiste tomado pues polvo eres y al polvo volverás.
İşe döneceksin, değil mi?
Vas a volver, ¿ verdad?
Geldiğin yere döneceksin, değil mi ufaklık?
Entonces, regresas a donde sea que perteneces, ¿ no es así, chico?
Öylece sırtını mı döneceksin?
¿ Vas a rechazarlo?
Şimdi arabana geri döneceksin sonra da evine, kızın Charlotte'a gideceksin.
Vuelve a tu carro ahora, y maneja a tu casa a tu hija Charlotte.
Bunny Hop'a geri döneceksin. ... ve o ibneye seni tekrar sahneye çıkarması için ne isterse yapacaksın.
Vas a volver al Bunny Hop, y vas a ver a ese hijo de puta para que te de tu viejo espacio de nuevo.
Bu harika bir yıl olacak çünkü yakında eve döneceksin.
Este va a ser un año magnífico porque tú volverás a casa muy pronto.
Döneceksin.
Lo harás.
Ne zaman döneceksin?
¿ Qué tal tu espalda?
Eğer bu kitap tutmazsa, sen bunu kafana takmaya bir son vereceksin... ve en iyi yaptığın şeyi yapmaya geri döneceksin.
Que si ese libro no funciona, dejarás de comerte el coco... y volverás a hacer lo que mejor sabes hacer.
Oturduğun yerde mi döneceksin?
¿ Y por qué no oras en el templo?
Geri döneceksin.
Vas a volver.
Aşağı gideceksin, döneceksin ve yukarı çıkacaksın.
Tienes que bajar, girar y subir.
Geri döneceksin.
Ahora regresas.
- Döneceksin.
- Vas a volver.
Ladonna, eve ne zaman döneceksin?
Ladonna, ¿ cuándo vas a venir a casa?
- Dövüşe geri mi döneceksin?
- ¿ Volver a pelear?
14 blok düz gideceksin, sonra Euclid'den sağa döneceksin.
14 cuadras todo derecho, entonces giras a la derecha en Euclid.
Eve döneceksin hemen!
... ¡ Justo ahora! ¡ Vuelve a esa casa!
Bir günlüğüne geldin, yarın hastaneye döneceksin.
Volveras por un dia, mañana regresaré al hospital.
Hata yaptığın anda, ki yapacaksın, o hücreye geri döneceksin.
A la segunda que lo arruines, y lo vas a hacer... vas a volver a esa celda.
Bu durumda geri döneceksin.
Tú te quedas y volver a Hua Ð? conmigo.
- Dövüşe geri mi döneceksin?
¿ Vas a pelear de nuevo?
22 yaşındaki formuna döneceksin
Ponerte en forma, como si tuvieras 22 años otra vez.
Elbette döneceksin.
Sí, van a volver.
- Ne zaman döneceksin?
- ¿ Cuándo?
Ama o yoldan yalnız geri döneceksin.
Pero tendrás que conducir todo el camino de vuelta.
Bu gece Hidra'yı alsak da almasak da eve döneceksin.
Esta noche, encontremos o no Hydra, te irás a casa.
Ondan istediğimiz her şeye arkanı mı döneceksin?
¿ Estás dispuesto a dar la espalda a todo lo que queríamos para ella?
Yakında döneceksin zaten.
Volverás pronto.
Üvey ailene geri mi döneceksin?
¿ Volverías con tus padres de acogida?
Nereye döneceksin?
¿ Volver a dónde?
Ve orada burada vakit harcamayı kesip işinin başına döneceksin.
Debes dejar de dar vueltas y ponerte a trabajar.
- Oraya geri döneceksin yani?
Así que vas a volver ahí. Sí.
Yakın zamanda döneceksin Salmaah'ya.
Regresarás a Salmaah pronto.
Ne zaman döneceksin?
¿ Cuándo vuelves?
- Eve nasıl döneceksin?
¿ Te vas a casa?
Herneyse, onları ikna ettim. - Ne zaman döneceksin?
Les creí que era vino.
- Hemen döneceksin, değil mi?
Vuelves enseguida, ¿ no?
Artık ağaç da yok ne zaman eve döneceksin?
"Ahora el árbol se ha ido." "¿ Cómo volverás a casa?"
Ne için? - Ne zaman geri döneceksin?
- ¿ Cuándo vuelve?
Ne zaman döneceksin? Bilmiyorum
No se.