Eastbourne Çeviri İspanyolca
38 parallel translation
Onu arabayla Eastbourne'a götürmüş olabileceğini düşündüm.
Pensé que él la llevaba en coche a Eastbourne.
Cust ile Eastbourne'daki Royal George Hotel'de 24 Ağustos akşamı buluştuğuna her şey üzerine yemin ediyor. Birlikte yemek yediklerine, gece yarısını geçen saatlere dek domino oynadıklarına.
Él jura que conoció a Cust en el Royal George Hotel, en Eastbourne, en la noche del 24 de Agosto, que comieron juntos y jugaron dominó hasta después de la media noche.
Eastbourne'da domino oynuyordum, öyle değil mi?
No estaba jugando dominó en Eastbourne?
Eastbourne'da. Değil mi, aşkım?
Eso fue en Eastbourne ¿ Verdad, amor?
Eastbourne'e babamın sanatoryumuna gidiyorduk.
Estábamos visitando a papá en el hospital.
"İlk çocuklarının Eastbourne'ye gitmek üzere..." "... bu şekilde ortadan kaybolması ailesini yasa boğmuştur. "
Sus padres se apenaron al ver a su primogénita esfumarse de su casa para ir a Eastbourne. "
İzlerini örtmüş. Ros, 7.2 VHI hareket önleyici BMB teknolojileri tarafından Eastbourne'deki bir fabrikada geliştiriliyormuş.
Ros, los inmovilizadores 7.2 VHI fueron desarrollados por BMB Tecnología en una fábrica en Eastbourne.
Eastbourne'daki tek hoş çocuğa gaz sorunum olduğunu söylemek normal mi?
¿ Contándole al único chico cool en Eastbourne que tengo flatulencias públicas? ¿ Está bien?
Eastbourne'a taşındığınıza memnun musun?
Entonces, ¿ Estás contento de haberte mudado a Eastbourne?
- Eastbourne, yeni Brighton'mış.
- Escuché que Eastbourne es el nuevo Brighton
Teşekkürler ve iyi geceler Eastbourne.
Gracias y buenas noches, Eastbourne
- Eastbourne'da 10 yıl. - Evet.
- Durante 10 años en Eastbourne.
Eastbourne'a gitmeli ve ondan önce oradakilerle konuşmalıyız.
Necesitamos ir a Eastbourne a hablar primero con ellos.
- Eastbourn'a.
- A Eastbourne.
Eastbourne'daki Salon'da bu saçmalığa kimse katlanmazdı.
En el teatro de variedades de Eastbourne no tolerarían esto.
Hasta babasına bakmak için Eastbourne'a gitmesi gerekti.
Tuvo que irse a Eastbourne para cuidar de su padre enfermo.
Eastbourne emekli olup taşındıklarından beri annemi ve babamı göremiyordum.
Apenas los veía hasta que se fueron a Eastbourne.
Ama Eastbourne değildiniz olay olduğunda...
Pero no estabas en Eastbourne cuando...
Eastbourne yakın yaşadıkalrını söylemiştiniz?
¿ Dice que vivían cerca de Eastbourne?
Ravenscroft davası hakkında kimse birşey hatırlıyor mu diye bulmaya çalışıyorum.
- algo del caso Ravenscroft. - Eastbourne.
Eastbourne.Tepedeki çift.
La pareja en el acantilado.
Berki 13 yıl önce Eastbourne'da olan trajediyi hatırlıyorsunuzdur.
Quizá recuerde la tragedia de Eastbourne, hace trece años.
Endişeleniyorum.Eastbourne gitmek konusunda birşeyler diyordu.
Me preocupa. Dijo algo sobre ir a Eastbourne.
Willoughby Ensitüsine mi gidiyor?
Willoughby? ¿ Y ahora fue a Eastbourne?
Şimdi Eastbourne gitmiş olmalı?
Alors, está en peligro.
2359 nolu tren, AlphaTrack'den Eastbourne'e gitmekte.
Del de las 23 : 59 con destino a Eastbourne.
Duraklarımız, Glasgow, Edgecliff, Lavanter Croft, Wisburg Christchurch, Barrowd Hild, Old Hill ve Eastbourne varış saat 01 : 48'de.
Paradas en Glasgow, Edgecliff, Lavender Croft, Wisburg, Christchurch, Barrows Hill, Old Hill y llegando a Eastbourne a la 1 : 48.
Eastbourne. Eastbourne
Eastbourne.
Görünüşe göre tren, Eastbourne yakınlarında bozuldu.
Parece que tuvimos una avería a las afueras de Eastbourne.
Burası Eastwick treni, acil yardım isteniliyor!
Aquí es el agente del tren a Eastbourne, solicitando asistencia de emergencia.
Sonraki durak, Eastbourne.
Próxima parada, Eastbourne.
Haftaya Eastbourne'da.
La próxima semana en Eastbourne.
Maaş bordrosuna göre Eastbourne'daki bir anaokulunda çalışıyormuş.
Según sus nóminas, trabajaba en el colegio infantil Eastbourne.
Onunla birkaç ay önce kızımı Eastbourne'a okul turuna götürdüğümde tanışmıştık.
la conocí hace unos meses, cuando visité la escuela Eastbourne para mi hija.
Bölge komutanıyla Eastbourne'dayım.
Estoy en Eastbourne con mi gerente de área.
Görünüşe göre bugün onunla Eastbourne'daymışsın.
Lo conociste hoy en Eastbourne, al parecer.
Bunu kabul etmiyorum! Eastbourne'da bir yer var...
Hay uno en Eastborne, ¿ cómo se llamaba?
- Peki, o zaman Eastbourn'dan olsunlar.
Eastbourne si insistes.