English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Elinor

Elinor Çeviri İspanyolca

210 parallel translation
"ve bence Elinor Glyn çok daha ilginç!"
"¡ creo que Elinor Glyn es mucho más interesante!"
Şimdi bizim şarkımız. Elinor'dan Dan'a sevg...
Ahora nuestra canción para Dan, de Elinor, con amor.
Birçok defa enkazdan gemimiz Elinor M ile konuşmaya çalıştım.
Intenté comunicarme varias veces con su nave, la Elinor M.
Buna tahammül edemem Elinor.
No lo podré tolerar, Elinor.
- Elinor bile bu kirayı kabul eder.
- Elinor aprobará el alquiler.
Sanırım Edward ve Elinor bir bağ kurdu.
Creo que Edward y Elinor han entablado una relaciön.
Elinor senin gibi hissetmiyor.
Elinor no tiene tus sentimientos.
Elinor...
Elinor...
- Onu özlüyor olmalısın Elinor.
- Debes extrañarlo, Elinor.
- Elinor da öyle derdi.
- Eso es lo que diria Elinor.
Ah, Elinor, bu Willoughby.
Ay, Elinor, es Willoughby.
Çiçeği solacak ve Elinor gibi evde kalacak.
Perderá sus encantos y acabará solterona como Elinor.
Elinor iyi.
Elinor está bien.
Elinor, kalbin nerede senin?
¿ Elinor, ; Y tu corazön?
- Elinor nerede?
- ¿ ; Dönde está Elinor?
Daha sonra Happy Days'den Erin Moran ve Prenses Elinor Donahue...
A continuación, aparecerán Erin Moran y la princesa Elinor Donahue...
Evet, bu bir Elinor Hoyt Wylie şiiri.
Sí, es del poema de EIinor Hoyt WyIie.
- Merhaba, Elinor.
Hola, Elinor.
- Elinor?
¡ Elinor!
Almanya'dan döndüğü için çok memnunum, Elinor.
Me alegro tanto... de que haya vuelto de Alemania, Elinor.
Elinor. Belki de her zaman sevinçten çok üzüntü getirir.
Elinor, tal vez siempre trae más tristezas que alegrías,
Merhaba, Elinor. Eski günlerden konuşuyorduk.
Hola, Elinor, estábamos recordando los viejos tiempos.
- Elinor'a mı?
- ¿ A Elinor?
Bu mektubu yazanın, Elinor Carlisle'in çıkarlarını korumayı düşündüğüne de bir an inanmadım.
Y no creo ni por un momento que la persona que ha escrito esta carta desee proteger los intereses de Elinor Carlisle.
Tabii, bunu Elinor Carlisle'in kendisi yazmadıysa.
A no ser, claro, que la escribiera la propia... Elinor Carlisle.
- Elinor Carlisle, bu Hercule Poirot.
Elinor Carlisle, les presento a Hercule Poirot.
Elinor, Hemşire Hopkins bu gece burada kalabilirmiş. Nöbeti hemşire O'Brian'dan devralabilir. Ama söylemen gerek.
Elinor, la enfermera Hopkins está dispuesta a quedarse esta noche a sustituir a la enfermera O'Brien, pero quiere hablar un momento contigo.
Çok üzgünüm, Elinor.
Lo siento mucho, Elinor.
Teyzeniz herhangi bir bağışta bulunmadan vasiyetname yazmadan ve ticari faaliyeti olmadan öldüğüne göre bu ev de dahil olmak üzere her şey en yakın akrabasına kalıyor. Yani gayet tabii ki, yeğeni olan size, Elinor Carlisle.
Como su tía murió sin dejar legados, ni testamento, ni acuerdos ni fideicomisos, todo, incluso la casa, va a su pariente más cercano, que naturalmente es Ud., su sobrina, Elinor Carlisle.
Hayır, Elinor. Her şeyi almalısın.
No, Elinor, deberías quedártelo todo.
Elinor Carlisle'ın cinayetle suçlandığını mı? Evet.
¿ Que a Elinor Carlisle la han acusado de asesinato?
Evet, sandviçleri hep birlikte yemişler ama zehrin birine konması yeterliydi. Elinor Carlisle'ın da ifade ettiği gibi Mary Gerrard somonluyu seviyordu.
Sí, todas comieron bocadillos, pero sólo hacía falta envenenar uno, y el preferido de Mary Gerrard, tal como declaró la propia Elinor Carlisle,
Elinor Carlisle'ın, Mary Gerrard'ın dönecek olmasından endişelendiğini varsayalım. Kızın güzelliğinden çok söz ediliyordu ve nişanlısı ile Mary'nin geçmişte çok yakın olduklarını biliyordu. Burada yine görüşecekleri de kesindi.
Supongamos que Elinor Carlisle estaba preocupada por el regreso de Mary Gerrard, porque se habla mucho de su belleza y ella sabe... que su novio y Mary estaban muy unidos en el pasado, y que... por fuerza iban a encontrarse aquí.
Onun için Elinor Carlisle, imzasız bir mektup yazarak nişanlısını Mary'ye düşman etmeyi umut etmiş olabilir.
Así que la propia Elinor Carlisle pudo escribir la carta anónima con la esperanza de volverle contra Mary.
Elinor Carlisle'a karşı nasıl kanıt toplarsın?
¿ Cómo ha podido inculpar a Elinor Carlisle?
Ama yine de, kuşkuların olduğunu bana söylemeni isterdim. Çünkü doğru söylüyorsan, Elinor Carlisle'ın durumu şu an daha önce düşündüğümden çok daha kötü.
Sin embargo, ojalá me hubiera hablado antes de sus sospechas, porque si está en lo cierto, será mucho peor para Elinor Carlisle de lo que yo había pensado.
Elinor'a yardımcı olacaksa, Poirot. İstediğin her şeyi sorabilirsin.
Si sirve para ayudar a Elinor, Poirot, pregunte lo que quiera.
Doğru, geri dönmüştüm. Ama Elinor'un bilmesini istemedim.
Es cierto, volví, pero no quería que Elinor lo supiera.
Kendimi çok kötü- - Elinor'un yaptığını düşünmüyor musunuz?
¿ Y Ud. no cree que Elinor la matara?
Elinor'u karıştırmaları, bu olayı çok daha trajik yapıyor.
El hecho de que hayan implicado a Elinor en esto resulta aún más trágico.
Mirası Elinor Carlisle'a kalacak olan Bayan Welman morfinle öldürüldü.
La Sra. Welman, cuyo dinero heredaría Elinor Carlisle, murió asesinada con morfina.
Elinor Carlisle'la nişanlısının arasına giren Mary Gerrard morfinle öldürüldü.
Mary Gerrard, que se interpuso entre Elinor Carlisle y su prometido, murió asesinada con morfina.
Elinor Carlisle, buradan daha önce tutuklu bulunduğunuz cezaevine oradan da infaz yerine götürülerek, ölünceye dek boynunuzdan asılı kalacaksınız.
Elinor Carlisle, queda sentenciada a volver a la prisión donde estaba confinada, y desde allí... se la llevará a un lugar de ejecución donde se la colgará del cuello...
Elinor ne dedi?
¿ Qué le ha dicho Elinor?
Siz veya bir başkası, Elinor Carlisle'ın, Mary Gerrard'ı da davet edeceğini ve Mary'nin de somon ezmesini sevdiğini kolayca tahmin edebilirdi.
Es fácil imaginar que Ud. o alguien más supiera que Elinor Carlisle pensaba invitar a Mary Gerrard aquí, y también supiera... que la pasta preferida de Mary era la de salmón...
Yani, sandviçleri zehirleyen Elinor Carlisle değil mi?
¿ Así que Elinor Carlisle no envenenó el bocadillo?
Elinor Carlisle için korktuğunuzdan mı?
¿ Era porque temía por Elinor Carlisle?
Jüri üyesi beyler.
Señores del jurado, hemos presentado... pruebas abundantes y muy claras de que Elinor Carlisle, que se encuentra ante Uds.,
Sizlere, pek çok açık seçik kanıt sunarak önünüzde bulunan Elinor Carlisle'ın korkunç bir katil olup en küçük bir pişmanlık duygusu hissetmediğini gösterdik.
es una cruel asesina múltiple... que no demuestra el más mínimo remordimiento...
Elinor?
- ¿ Elinor?
- Elinor.
- ¡ Elinor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]