Else Çeviri İspanyolca
121 parallel translation
Else'e mi?
¡ Else!
Görüşürüz, Else.
Adiós, Else.
The way you treat her, what else can l do?
De la manera que la tratas, ¿ qué más puedo hacer?
Şimdi... Şimdi, kaybeden benim well, that's something else again.
Yo, un perdedor eso es otra cosa.
Else teyzeye.
A lo de la Tía Else.
Bayan Else Woltersheim, Mergentheimerstr. 3 telefon : 349462.
Woltersheim Else, Mergentheimerstr. 3, telefono 349462.
Else Woltersheim ve Katharina Blum.
Woltersheim, Else, y Blum, Katharina.
Bayan Else Woltersheim?
Señora Woltersheim?
Zaten Else'le birlikte yaşayacağım.
Yo voy a vivir con Else de todas formas.
Asla başka birini bulmak için gitmeyeceksin
You'll never go looking for anyone else
Else Manni adında bir kleptoman.
Su nombre era Else Manni, una asidua ladróna de tiendas.
Başkasının karısıyla çimlerdeyim...
I'm on the lawn with someone else's wife
d Seni büyük ağızlı, ne yanlış gidebilir d d Senin gibi iyi bir çocuk için d
So, big mouth, what else could go wrong For a real nice kid like you
- O bir else ben bakireyim.
- Si eso es una mano, yo soy virgen.
Başka birinin menajerinden, değil mi?
- Algún agente de Else, no?
# Etrafta kimsecikler yokken bebeğim
When there's no one else around
* I think something else destroyed your greener grass *
" Creo que algo más arruinó tu verde césped
In somebody else's body
En el cuerpo de otro
With someone else's head
Con la cabeza de otro
When I was someone else instead
Cuando yo era en cambio alguien más
When you're in somebody else's body
Cuando estabas en el cuerpo de otro
Somebody else had apparently come to the same conclusion.
Alguien había llegado a la misma conclusión.
Başımı belaya sokacak birine ihtiyacım yok...
I Really don't need anyone else to cause me trouble...
Don't mix it with nothing else or you'll be all over the floor.
Ten cuidado con eso. Si Io mezclas con algo, expIotarás.
Başka birinin aramasını mı bekliyordun? Waiting for somebody else's call?
Llegare a casa antes de que salga tu luna.
- Karım, Elza.
- Mi esposa, Else.
Ben sadece... başkasının göremediği bir çatlağı sandalyede gören adamım
Soy... un tipo que vio una grieta en una silla que nadie más veía. that no one else could see.
- O kadar önemli değil. "Else" diyelim.
- No importa. Llamémosla Else.
Else çok güzeldi ve harika vücudu vardı.
Else era muy linda. Tenía un gran cuerpo.
Else erkek arkadaşından ayrılmıştı.
Else recién había terminado con su novio.
Zavallı Else.
Pobre Else.
- Else, ne yapıyorsun orada?
¿ Qué haces, Elsa?
So if there's nothing else...
Así que si no hay más...
Demek istediğim, Doesn't mean anyone else will.
Que me guste algo que se me ocurrió no significa que le guste a los demás.
Başka kiminle konuşabiliriz?
Who else can you go to on this? ¿ Quién más puede ir a esta?
Henning ve Else'yle konuştun mu?
¿ Has hablado con Henning y Else?
- Yalan söyleme, Else.
No les mientas, Else.
"Sanitarium," "Nothing Else Matters" ve neydi?
"Sanitarium", "Nothing Else Matters" y... ¿ cuál era la otra?
hold out for something else.
No, claro que no.
- Tanrı seninle olsun, Else!
Que Dios te acompañe, Else.
başka ne yapabilirim ki?
What else can I do?
ne else?
¿ Qué más?
Else?
¿ Else?
Adım Else. Ablana ben bakıyorum.
Me llamo Else, yo cuido de tu hermana.
*'Cause You Knew You Were Finally Free * *'Cause All You See * * Is Where Else You Could Be *
JR1983, Leporello, Lujaine, muiram, Siena, visualita y WendolaPM.
Something else came up.
Algo ocurrió.
DESPERATE HOUSEWIVES 5. sezon, 3. bölüm "Kids Ain't Like Everybody Else"
Desperate Housewives S05E03 Kids Ain't Like Everybody Else
We do something else.
Hacemos otra cosa.
# Bu yüzden başka kimsenin bilmesi gerekmez #
So everybody else Don't have to know
Evet dostum, herkesin bir sıkıntısı var.
Sí, hombre, todo else siente el mundo.
'Hey, hey Donna, I wanna sing to you, hey hey hey Donna, no one else will ever do, I've waited so long for school to be through,
Hey, hey, Donna. Quiero cantarte. Hey, hey, hey, Donna.