Emindim Çeviri İspanyolca
1,702 parallel translation
Balık ısmarladığına adım gibi emindim.
Estaba segura que ordenaste pescado.
Darviller! Seyirci Joy'u beğenmişti, fakat bir kaç bıçak atışının bize zaferi kazandıracağından emindim.
La audiencia realmente se entusiasmó con Joy pero yo confiaba en que un par de lanzamientos de cuchillos nos llevarían a la victoria.
Joy'un annesi evdeydi, ama onun sır saklayabileceğinden emindim.
La madre de Joy estaba en casa pero estaba seguro que ella podía guardar el secreto.
- Dar beyazlardan giydiğine emindim.
Pensé que usarías los apretados.
Kandırmaca olduğundan emindim.
Yo estaba seguro que era falso.
Bizim çocukları, bu süslü püslü kafede bulacağımızdan emindim.
Diez a uno a que nuestros chicos estarían en el restaurante del muelle.
Olaylara doğru açıdan bakacağına emindim Michael.
Sabía que pensaría como yo, Michael.
O anda, çıkarılması imkansız bir açıda yatıyordu o kadar kan vardı ki onu öldürdüğümden emindim.
Para ese momento, ella estaba en un ángulo imposible y... había tanta sangre que pensé que la había matado.
Bak, seni kendimden uzaklaştırdım... ve doğruyu yaptığımdan emindim... sadece sen bunu göremedin ya da görmeye tenezzül etmedin.
Mira, te alejé de mí. Estaba tan seguro de estar en lo cierto y que no podías verlo o que no te interesaba verlo.
Oh, Tanrım, işe yarayacağından emindim!
Oh dios mío, pensaba que esto funcionaria.
- Bahsettiğimden emindim.
¡ Estaba seguro de haberlo mencionado en la cinta!
Seni arayacağından emindim.
Pense que te llamaria.
Sinyalden etkilenen birinin bu işin ardında olduğundan emindim. Ama ya restoranda servis ettikleri balıklar, genetik olarak sinyalden etkilenmişlerse?
¿ pero que tal que el pescado que sirven en este restaurante... ha mutado genéticamente por la señal?
Geri geleceğinden çok emindim.
Estaba convencido de que volverías.
"... ama okulların açılacağı gün dönmüş olacağımızdan emindim. "
Pero estaba seguro de que volveríamos para el primer día de clases.
Buralarda olduğundan emindim.
Sabía que lo tenía.
Günün birinde fırtınaların seni bana geri getireceğinden hep emindim.
Sabía que, un día, el viento te traería de vuelta a mi lado.
Buraya ilk geldiğimde kendimden çok emindim.
Cuando vine aqui primero, estaba tan seguro de mi mismo.
Başkalarına benzemediğimden çok emindim.
Tan seguro de no ser como los otros.
O her zaman yanımda olmuştur ve ben ondan hep emindim... aile geleneğimğzğ devam yürüteceğinden.
El único que estaba cerca de mi corazón, y estaba seguro de él.. .. que seguía las tradiciones de la familia.
Beklediğim günün geleceğinden emindim.
Yo sabía con certeza que ese día llegaría.
O yüzü daha önce gördüğümden emindim.
Sabía que había visto ese rostro antes.
Başaracağından emindim zaten.
- Siempre supe que podías.
Fakat bana pompaladığı tüm o haplardan sonra bile, ne gördüğüme emindim.
Pero aún después de todas las píldoras con las que me llenó yo sabía lo que había visto.
Ve şu diğer kızdan vazgeçeceğinden emindim ya da en azından, karısının ayaklarını bağlayacağından!
Y estaba seguro que había dejado a la otra. O al menos se aseguró que su esposa fuera la primera de la fila.
ilk madonna taklidin sırasında "alternatif bir hayat tarzı" yakaladığından emindim... yani üç yaşındaki hangi çocuk...
Estaba segura que tú llevabas un "estilo de vida alternativo". Desde la primera vez que hiciste de Madonna.
1, 2, 3, 4... kesinlikle geleceğinden emindim.
1, 2, 3, 4 sabía que vendrías
Nasıl çıkacağımı bulamayacağımı düşünüyordum, öleceğime emindim.
Pensaba que si no iba en dirección hacia la superficie, moriría.
İmparator tarafından fethedilmeyi kabullendim çünkü onu fethettiğimden emindim.
Me dejé conquistar por el emperador... porque estaba convencida de que lo había conquistado.
Ama bir keresinde bulduğuma emindim.
Una vez estaba convencido de que si.
Bundan emindim.
Estaba segura de eso.
Adım gibi emindim.
Estaba tan seguro..
Hava kararmadan bulacağımızdan emindim.
Estaba seguro de que lo encontrariamos antes de oscurecer.
Bea'nın duyup, heyecanla anlattığı öyküyü dikkate alarak cinayetin Hunter'ın üstüne yıkılacağından kesinlikle emindim.
Estaba bastante convencido, que con el entusiasta resumen de Bea sobre lo que había oído, este asunto se lo cargarían sin dudarlo a David Hunter.
Zaten emindim.
Apuesto a que sí.
Tanrım, işe yarayacağından emindim.
Estaba seguro de que eso serviría.
- Kimsenin izlemediğine emindim.
- Me aseguré que nadie miraba. - Papá.
Haklı olduğuma emindim.
Estaba segura de tener la razón en eso.
Başına korkunç bir şey geldiğinden o kadar emindim ki.
Estaba segura que algo horrible le había pasado.
Geri geleceğinden çok emindim.
Estaba seguro de que volverías.
Ve o anda, bir şeyden emindim.
Y en ese momento estuve segura de una sola cosa.
Miyagi olduğundan oldukça emindim.
Estaba seguro que era Miyagi.
Bir hayli emindim.
ESTABA BASTANTE CONFIADO.
Bir hayli emindim.
Estaba bastante confiada.
Sen yok musun? Sekizlin olduğundan emindim.
Estaba segura de que tenías un 8.
Hergün, binin üzerinde adam kaybediyorduk ama ben yine de rotamızdan emindim.
Cada día, se perdían mas de mil vidas, pero estaba seguro de nuestra causa.
Şef olacağına emindim.
Yo veía claro que iba a ser el jefe
Bana tecavüz edeceklerinden emindim
Era seguro que iban a violarme.
Bu işi kabul etmeyeceğinden emindim.
Sabía que no querrías hacerlo.
Öldürdüğümden emindim!
¡ Me dijiste que habías matado a ese jodido huevo! Estaba seguro de haberlo hecho.
- Kasette bahsettiğimden emindim.
Estaba seguro de haberlo mencionado en la cinta