Emret Çeviri İspanyolca
242 parallel translation
Evet, efendim. Adamlarına barikatların altına siperlerin zayıf olduğu yere gitmelerini emret.
Que se coloquen abajo donde el muro es más grueso.
Basit bir iş! Emret!
Sólo el trabajo. ¡ Ordene!
- Emret komutanım!
- ¡ Ordene!
Sen emret, ben şu arkadan hançerleyenleri yandan vurayım.
Si me autoriza, mataré a esos traidores con una lluvia de balas.
Oradan çıkmasını emret.
Ordénaselo.
Sen emret, biz peşinden gelelim.
Ni lo habrá nunca. Da una orden y te seguiré.
Tutuklanmasını sen emret.
Emita la orden de arresto.
Firavun'un önünde diz çökmelerini emret.
Ordénales que se arrodillen ante el Faraón.
Kendi fethettiklerine emret.
Cuenta lo que has conquistado.
- Adamlara geri çekilmelerini emret.
Ordena que retrocedan, Josué.
Emret onbaşı.
Da la orden, Cabo.
- Emret yeter Yüzbaşı.
Dé la orden, Capitán.
O halde Alvarez'e uzak durmasını emret.
Dígale a Álvarez que se aleje de la tripulación.
- Emret, çavuş.
- Sí, Sargento.
- Emret o zaman.
- Entonces habla.
"'Ne emredersen emret, boynum kıldan ince'
" Y todo lo que desees y quieras te lo daré con alegría'
- Emret, komutanım.
- A la orden.
Emret, çavuşum.
A la orden, sargento.
- Emret, komutanım!
- ¡ A la orden!
13. Kısım Führer Sen Emret Biz yaparız.
Capítulo XIII
- Emret, komutanım.
- ¿ Señor?
- Emret komutanım.
- ¿ Si, Sargento?
Buraya gel başkan Johnson ve salıverilmemi emret.
Presidente Johnson ya puede ordenar mi liberación.
Subaylarının aşağı inmelerini emret. Yeşil Durum.
Ordene a los suyos que aterricen.
Sen emret, ben günlerini gösteririm, Şerif.
Una palabra suya y yo los echo, Sheriff.
Gitmesini emret!
Expulsarle.
- Emret komutanım.
- Si, Señor.
Bu arada, emret Muhafızlar sokaklara dağılsın!
¡ Mientras tanto, saca a la Guardia a la calle!
Claudius, ısrar ediyorum, emret özür dilesin.
Claudio, tienes que obligarle a disculparse.
- Emret, komutanım?
Si, sr?
- Emret, komutanım.
- Si, sr.
Devriyemize dönmelerini emret.
Ordena regresar a la patrulla.
- Emret yeter.
- Sólo tienes que decírnoslo.
Orduma saldırıp, şu papirüsleri yok etmelerini emret.
Ordena a mi ejército que ataque y destruya a ese Papiro.
Füzeleri silahsızlandırmasını emret.
¡ Ordena que desarme los misiles!
Emret ağam.
Sí, Agha.
- Emret ağam.
- ¡ Sí, Agha!
Geldi ağam, sen emret.
Si agha, dime qué hacer.
- emret, Zach.
Lárgate, Zach.
- Köpeklere oturmalarını emret.
- Ordéneles que se sienten.
Onlara beni eğlendirmelerini emret.
Haga que me diviertan.
Emret.
Tú lo nombras.
Emret komutanım.
Sí, señor.
- Bay Scott. - Emret komutanım. Lütfen ışınlayıcıların tamir edildiğini söyle.
Sr. Scott, dígame, el transportador ¿ trabaja?
Sen emret, ben icabına bakarım.
Deme la orden. Yo lo haré.
Emret!
¡ Dame la orden!
- diğer 20 sinin uyanık olamsını emret
Sí, señor.
- Emret komutanım.
- Sí, señor.
Emret canım.
Desde luego...
Bana emret.
Ordéneme.
- Emret, Sezar?
¿ Sí, Cesar?