English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Emt

Emt Çeviri İspanyolca

89 parallel translation
Araç 39 EMT istiyor.
Carro 39 solicitando asistencia médica.
Yerel kanun güçleri ve EMT birimleri iki saattir bölgede, ancak ilk raporlara göre yolcu manifestosunda bulunan 134 yolcu ve uçuş mürettebatından yaşayan birine henüz ulaşılamamış.
La policía local y los paramédicos hace dos horas que están en el lugar, los informes iniciales indican que no se hay supervivientes entre los 134 pasajeros y tripulantes que estaban en el avión.
Hastamın iyiliğini düşünüyordum. Ayrıca hastaneye de ceza kesildi.
Al hospital le ha costado una multa de la EMT ALA.
Romano, Fletcher vakası yüzünden büyük bir ceza almış.
A Romano le ha puesto una multa la EMT ALA por el caso de Fletcher. Bien.
EMT daha kötülerini yaşadığını söyledi.
Se han visto casos peores.
- EMT'de bir şey var mı?
- ¿ Tenemos historia?
Keşke raporda sütyenin yerini değiştiren Acil Tıp Teknisyeni ile arasındaki ilişkiden de bahsetseydi.
Desearía que hubiese mencionado su relación con el EMT que movió el sostén.
Ve yılın Acil Sağlık Görevlisi ödülünün sahibi- -
Y el premio EMT del año es para... No para mi.
Ben tamam. EMT önce kontrol etmek gerekiyor. Aşağıya.
Vale, los médicos tienen que verte primero, allí
Doğru, fakat olay yeri raporu kız bulunduğunda çoktan ölmüş olduğunu yazıyor.
Correcto, pero los informes EMT dicen que ella ya tenía la lesión cuando fué encontrada en la escena del crimén.
Ben de el sanatları öğretmeniyim. Sınıflarımdan birinde ahşap kursları da veriliyor.
Yo soy profesor de EMT, con mis 4º trabajamos con la madera.
Durumda EMT hazır olun Ben rehin dışarı yaralı olduğunu olsun.
Que los de Urgencias estén preparados por si sale el herido.
Camın tamamının çıktığından emin olmak istiyorlar.
Solo quieren asegurarse de que sacaron todo el cristal. Pero el EMT dice que estás bien.
Acil yardım görevlileri Erica'yı götürdükten sonra duvardan söktüm.
La saqué de la pared después que EMT se llevara a Erica.
Burası 42-05. Elimizde bir kadın yaralı var. Yaklaşık 25 yaşında.
EMT 32-05, tenemos una víctima femenina... 25 años aproximadamente...
John Graham, Paramus New Jersey'den bir EMT gönüllüsü.
John Graham es técnico de emergencias voluntario de Paramus, Nueva Jersey.
Diğer taraftan, EMT onun gittikçe düzeleceğini düşünüyor. ve, gördüğünüz gibi onlarda benle aynı fikirde, kalp krizine yol açan ben değilmişim. bunu istemeyerek söylemiş olsalar bile.
Además, los médicos parecen pensar que se pondrá bien y, como habeis visto, admitieron que yo no le he causado el ataque al corazón, incluso si lo dijeron un poco a regañadientes.
Hemen EMT'yi getirin!
¡ Traigan al médico ahora!
Hemen bir EMT getirin.
¡ Traigan a un médico aquí ahora!
Arkasında olduğunu biliyormuş, bir EMT aramış.
Cuando recuperó el conocimiento, yacía de espaldas mirando a un paramédico.
AMT :
EMT :
Eh, Bayan Rachel'ın ehliyetini almadan ve araba kullanmayı öğrenmeden önce 96. Cadde'den, East River'a kadar çok sinirli ve bağırmakta olan bir taksi şoförünü alt etmeyi ve aynı zamanda yaşlı bir hanımı tekerlekli sandalyeye taşıyan ambulans görevlilerini ezmeden geçebilmeyi becerdiğini burada sizinle paylaşmak istedim.
Vaya, vaya, quisiera compartir con todos que la señorita Rachel antes de obtener su licencia o incluso saber cómo conducir se las arregló para ser mejor estratega que un taxista gritón y furioso durante todo el camino desde la calle 96 hasta East River esquivando cómodamente a dos tipos de EMT cargando a una anciana sobre una cama con ruedas o algo así.
Sonra da onlardan birinin telefonunu aldı ve onunla iki kez çıktı.
Y luego obtuvo el número de teléfono de uno de los EMT y salió dos veces con él.
Tamam, kanıt çantasını getirip EMT'ye bebek pudrası sorayım.
De acuerdo, tomaré una bolsa de pruebas y le preguntaré a los de emergencias si tienen polvos de talco.
EMT "Sesini duymam gerek tatlım" "Sesini duymalıyım tatlım" deyip duruyordu.
La paramédica no dejaba de decir : "Tengo que oír tu voz. Tengo que oír tu voz, cariño".
EMT'ye dışarıyı görmek istediğimi söyledim.
Le dije a la paramédica que quería ver por la ventanilla.
EMT dışarıyı görebilmem için aynayı ayarlamaya çalıştı. Ama tek görebildiğim kendimdim.
La paramédica tenía un espejo que trató de ubicar para que yo pudiera ver el exterior pero sólo podía verme a mí misma.
Kolejde, EMT olmak için uğraşırken, veteriner asistanı olarak çalışmıştım.
Trabajé como ayudate de veterinario en la universidad cuando estaba estudiando para ser Médico de Primeros Auxilios.
Acil servis üçüne de belkemiği travması hükmü verdi ama biz bunu hemen kabul etmedik.
EMT trajo el caso como triple caso de trauma espinal, pero descartamos eso de inmediato.
Ve EMT bu noktada işleyen saatli bir bomba olduğumu söylüyor - çünkü bu sadece ufak bir kalp kriziymiş.
Y los médicos dicen que soy una bomba de tiempo porque fue sólo uno pequeño.
Tamam. Eskiden EMT idim.
Solía ser paramédico.
Bundan önce EMT kamyoneti gibi birşey almak zorunda kalacaksın mı?
¿ Tendrías que pedir un camión o algo?
Tıbbi eğitimi olan ve eski bir EMT olan bir polis.
Un policía con conocimientos médicos. Antes era paramédico.
Sağlık görevlisi lazım!
- Necesitamos un EMT!
EMT onu alabilsin diye içeri alalım.
Hagamos que se esconda para que el medico de emergencias pueda llegar a él.
Bugün için TMS planlandı.
- Tiene programado un EMT para hoy.
Asıl soru, TMS'nin Gideon üzerinde bir etkisi olacak mı?
La pregunta es, ¿ el EMT tendrá algún efecto en Gideon?
TMS'in Gideon'a şimşek etkisi yaptığını mı söylüyorsun?
¿ Estás diciendo que el EMT ha hecho a Gideon revivir el alcance del rayo?
TMS senin gibi geliyor.
Con el EMT viene como estás.
Tekrar TMS...
De nuevo EMT.
Davis Bloome. Ben sağlık görevlilerinden biriyim.
Davis Bloome, soy uno de los EMT.
Dikkatimi çekti de, göreve Glenn'le çıkıp duruyorum.
Ha llegado a mi conocimiento que voy a seguir cargando con Glenn como mi EMT. ( EMT = Tecnico para Emergencias Medicas )
Diğer çalışanlar da keza yutarlar onu.
Y los otros EMT se lo comerían vivo.
Genç kız, bıçaklanmış... EMT'ye, failin, kan kaybından ölene kadar onu izlemeyi istediğini söylemiş.
mujer joven, apuñalada, le contó a los médicos que el criminal quería mirar cómo se desangraba hasta la muerte.
Acil müdahaledekiler bunu kullanıp evine gitmeni söylediler.
Los EMT dicen que lo uses y vayas a casa
Seni duyuyorum ama ilk yardım ekibi başını oldukça sert vurduğunu söylüyor.
Te escucho, pero la EMT te dice que golpees la cabeza con fuerza.
Bence bulabildiğimiz en sakin sağlık ekibini bulup onu, Queens Hastanesi'ne götürelim.
Digo que encontremos el más tranquilo EMT que podamos... y lo llevemos al Queens Hospital Center.
Buraya hemen bir EMT istiyorum.
Necesito asistencia médica ahora.
TMS'yi denedik...
Intentamos EMT...
EMP, EPT * değil.
EMT, no EPT.
EMT'ye şey demişsin.
Le...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]