Ernestine Çeviri İspanyolca
47 parallel translation
Maddalena Ernestine, babasının adı... "
Maddalena Ernestine, hija de... "
Dayımın vasiyetinin okunması için bir araya gelmiştik.
Ernestine estaba presente.
Ernestine'nin yeri ayrıydı.
Había sido la cocinera de mis tíos desde que tengo uso de razón.
" St. Anne manastırındaki rahibelere, toplam 3,000 frank bırakıyorum.
" Y a mi cocinera, Ernestine, le entrego 1.000 francos.
Ernestine.
¿ Qué te sucede?
Ernestine!
Ernestine.
Aman Tanrım, öldü mü?
¡ Ernestine!
Ernestine bana bomba haberi verecektir.
- ¡ Por Dios, Paul, cállate! - Cállate. Por supuesto, no estaré en la casa para la cena.
Neyi haber vermem gerekir? Her şeyin yolunda gittiğini bana haber vermelisin.
Ernestine... me dará la buena noticia.
Tam bir aptalsın Ernestine.
No se había puesto ese vestido desde el casamiento de la hija del alcalde.
Doktor Pencet sadece yarım bardak içmemi söylemişti.
Eres una tonta, Ernestine.
Ernestine!
Así que es usted, vestido elegantemente, y su pobre tía enferma.
Ernestine! İlacımı getir.
Fue muy travieso al darle tanto vino.
Artık neden Doktor Poncet'ın çok fazla şarap içme dediğini anlamışsındır.
¡ Ernestine!
Git buradan.
¡ Ernestine! Mis sales aromáticas.
Ernestine, sevgili evladıma yiyecek bir şeyler hazırla.
Tú eres mi único heredero ahora, Henri.
Abisine hiç benzemiyor.
Ernestine, ofrécele al muchacho algo de comer.
Bana âşık olacaksın Ernestine.
Te vas enamorar de mí, Ernestine.
Ernestine Freneau.
Ernestine Freneau.
Sen, Catherine Louise Marie Ernestine Freneau, bu adamla yasal kocan olarak evlenmeyi ve onu ömrünün sonuna kadar, sevip şefkat göstermeyi, koruyup kollamayı kabul ediyor musun?
Tú, Catherine Louise Marie Ernestine Freneau, ¿ Tomas a este hombre en matrimonio para ser tu esposo legal, pra amarlo y apreciarlo, tenerlo y mantenerlo, mientras ambos vivan?
Ernestine, Julie, Charlotte.
Ernestine, Julie, Charlotte.
- Onu sonra yaparsın Ernestine.
Haz eso más tarde, ¿ quieres, Ernestine?
Bayan Ernestine Grant.
La señora Ernestine Grant.
Donovan Grant ile Ernestine Trapshaw arasındaki 1930 tarihli evliliğin sertifikası.
Es un certificado de matrimonio entre Donovan Grant y Ernestine Trapshaw que data de 1930.
Ernestine'e yalvardım ama o reddetti. Beni asla bırakmayacağını söyledi.
Se lo pedí a Ernestina, pero ella me contestó que nunca me dejaría libre.
Ben Pat'e aşık olduktan sonra, Ernestine beni takip etmeye başladı.
Después me enamoré de Pat y Ernestine empezó a acosarme.
Ernestine, öğlen beni aradı.
Ernestine me llamó por la tarde.
Hatırlıyorsan biz İsviçre'de evlendik, Ernestine. İngiliz yasaları önünde bir değeri yok.
Nos casamos en Suiza, Ernestine por si ya lo has olvidado, y no sirve ante la ley británica.
Seni uyarıyorum, Ernestine. Pat'e yaklaşırsan yemin ederim ki seni öldürürüm.
Te lo advierto, Ernestine si te acercas a Pat, te juro que no dudaré en matarte.
Ernestine, bir sonraki desteyi göster.
Ernestine, haga pasar a los que siguen.
Karısı Dorothy oğulları Walter, Coleman ve kendisiyle gurur duyduğu Ernestine.
Su esposa Dorothy, sus hijos Walter y Coleman, y su orgullo, la joven Ernestine.
Ernestine ve Walter yok mu?
¿ No le dijiste de Ernestine y Walter?
Ernestine'le konuştuğum sırada bu kitabı yazmaya karar verdim. Coleman'ın benden yazmamı istediği kitabı değil ama onun kendi başına yazamadığı kitabı yazmaya karar verdim.
Fue durante mi charla con Ernestine que decidí escribir este libro, un libro que Coleman no podría haber escrito.
Anne ve babasının Walter ve Ernestine'nin, Steena Paulsson'ın ve Faunia'nın hikayesini yazmaya karar verdim.
La historia de su madre y su padre, de Walter y de Ernestine, de Steena Paulsson... y de Faunia,
Buna el koymama gerekiyor, Doktor Ernestine Chow.
Tendré que confiscarla, Dra. Ernestine Chow.
Ernestine Fagerdal Perukçu
ERNESTINE FAGERDAL FABRICANTE DE PELUCAS
Ernestine, bir yorum aldım.
Ernestine, tengo un comentario.
Ve, tabii ki, Ernestine bahsetmiştir burada her zaman yardıma ihtiyacımız var.
Y, seguramente, Ernestine te dijo que siempre podemos necesitar un poco de ayuda por aquí.
- Ernestine! Tebrikler.
Ernestine!
Benim büyük büyük büyükannem Ernestine, ilk ev içi tuvaletlerden birine sahipti.
Mi tatara tatara tatara abuela Ernestine tuvo uno de los primeros inodoros interiores.
Teyzem Ernestine altıncı sınıfların dersine giriyordu.
Una de mis tías Ernestines enseñaba en sexto grado.
Tamam Ernestine. Haydi dua et.
Ernestine, date prisa y di la plegaria.
Her neyse. Bu da ninem Ernestine.
Ella es mi abuela, Ernestine.
Ernestine nine, tatlı patateslerin bu sene çok güzel olmuş!
Abuela, ¡ qué ricas le salieron las batatas este año!
Ernestine teyzem eridi Kimmy!
¡ Una de mis tías, Ernestine, se derritió, Kimmy!
Bayan Ernestine Grant. "
Ernestine Grant. "
"Bayan Ernestine Grant."
Señora Ernestine Grant. ¡ Oh, no!