English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Escucha

Escucha Çeviri İspanyolca

59,593 parallel translation
Bak Steve, seni severim. Komik adamsın.
Escucha, Stevie, me agradas, eres gracioso.
Dinle, kahpe Lupe köpeğini aldı.
Escucha, esa perra de Lupe se llevó a tu perro.
- Hemen başlayacağım.
Lo haré enseguida. Escucha...
Dinle, hayatım boyunca kararlarına saygı duydum.
Escucha, cuento contigo para ser el lastre en mi vida.
Dinle, bir daha benden borç alma, tamam mı?
Escucha, ¿ no me pidas prestado más dinero, si?
Bak, buraya sana öyle davrandığımız için özür dilemeye geldik Steve.
Escucha, estamos aquí para disculparnos contigo, Steve... Por darte una paliza.
Dinle. Hesaplardan anladığıma göre Batı Hindistan Limanları'ndaki bürolar işletilmek üzere 50 yıllık sözleşmeyle kiralanmış ve sürenin bitmesine 32 yıl kalmış.
Escucha, las cuentas me han dicho que tenemos un arriendo de cincuenta años en las oficinas de los muelles de las Indias Occidentales, quedan 32 años.
Bak Walter, bunu sana önceden söylemek istemiştim.
Bueno, escucha, Walter, quería hablar de esto antes.
Kesinlikle heves kırıcı konuşmak istemem.
Escucha, no es mi intención sonar desalentador, para nada.
Walter, Twin Peaks'te buranın adı 50 yıldan fazladır Double R. İnsanlar böyle biliyor.
Escucha, Walter, en Twin Peaks, ha sido Café RR por más de 50 años y así es como nos conocen.
Biliyorum ama lütfen dinle.
Lo entiendo, pero, por favor sólo escucha.
çok iyi dinle.
Escúchame, escucha muy atentamente.
Beni dinle Meksika çorbası.
Escucha, "Menudo".
Froyo Lo, dikkat et işte böyle.
Escucha... ♪ ¡ Froyoló es Genial! ¡ Es Light! ♪
Tamam, peki.
Está bien, escucha.
Dinle.
Escucha...
Bak, bu evliliğimi kurtarmak için son şansım.
Escucha, tengo una sola oportunidad para salvar mi matrimonio.
Seni uyarmalıyım.
Escucha, debo advertirte algo.
Sadece dinle. Duydun mu?
Sólo escucha. ¿ Oyes eso?
Başın derde girerse, Waffen-SS'deki koca memeli Alman piliç ne olacak?
Escucha, si tienes que echar un polvo, que tal esa... pájara tetona alemana en el enlace de la Waffen-SS, ¿ eh?
Ablanı dinle.
Escucha a tu hermana.
Dinle, Julia.
Escucha, Julia.
Onu dinlemeyin, bunu dinleyin.
No escuches esto, escucha esto.
Bak, çok geç değil Koşulu bırakmak için.
Escucha, aún no es tarde para curarte ese trastorno.
O iyi, ama dinle.
Ella está bien, pero escucha.
Dinle.
Escucha.
Dinle, tek yapman gereken benim gibi olmak.
Escucha, todo lo que tienes que hacer, es parecerte a mí.
Dinle, Mal.
Escucha, Mal.
Baba, sesimi dinle.
Papá, escucha mi voz.
Bana dedi ki, " Wikipedia'yı açan herkes seni görüyor.
Él me dijo, "escucha, " Todos los hijos de puta tienen que ir a Wikipedia, y ven... que soy tu hijo ".
- Hayır. Kasetleri dinle Clay.
Escucha las cintas, Clay.
Clay, seninle bir ara Hannah Baker hakkında konuşmak istiyorum.
Escucha, Clay, quisiera hablarte en algún momento sobre Hannah Baker.
O zaman konuşma, dinle.
Entonces, escucha, no hables.
- İnsanlar dinlediği için mi?
¿ Porque la gente escucha?
Pekâlâ, dinle. Annenle ceza meselesini ve gerektirdiklerini konuştum ve onu hükmünden vazgeçmeye ikna etmeyi başardım ama bir şartı var.
Escucha, hablé con tu mamá sobre tu castigo y lo que implica y logré convencerla de anular su veredicto con una condición.
Baksana, Dr. Mendez ilaçlarını yazdırmak için aramadı.
Escucha, el doctor Mendez no llamó para renovar tu medicación.
O fotoğrafları Tyler'dan alacağım.
Escucha, obtendré esas fotos de Tyler.
Ona dedim, onun kasetini dinlerse her şey değişir.
Se lo dije, si escucha su cinta todo cambiaría.
Clay, Tyler'a yaptığın şey...
Escucha, Clay, lo que le hiciste a Tyler es...
Merhaba.
Escucha.
Dinle, geçen gün söylediklerinle ilgili...
Escucha, lo que dijiste el otro día...
- Bak dostum.
- Escucha.
- Dinle...
- Escucha...
- "Dinle" falan yok.
- No, nada de "escucha".
- Bak, dün gece... - Sorun değil.
- Escucha, sobre lo de anoche...
Ya benim melodilerimi kimse duyamazsa?
¿ Y si mis melodías son las que nadie escucha?
"Kütüphaneci" deyince akla 60 yaşında, beyaz saçlı, kalın bilekli bir kadın geliyor.
Cuando se escucha la palabra "bibliotecario", piensan en una señora de 60 años, con pelo blanco y tobillos gordos.
Dinlediğinde anlayacaksın. "
Escucha y sabrás cómo ".
- Dinle.
- Escucha.
"Ya benim melodilerimi kimse duyamazsa?"
¿ Y si mis melodías son las que nadie escucha?
Pekala, dinle. Bebeğim, beni dinle.
Todos los derechos, así que escucha.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]