Evans Çeviri İspanyolca
2,133 parallel translation
Evans'a ihtiyacın yok.
No necesitas a Evans.
Evans'ı kaparsam, Teddy'ye ihtiyacım kalmaz.
No necesito a Teddy si tengo a Evans.
- Cidden Evans seni o ödül dolu kanatlarının altına alır mı sanıyorsun?
- ¿ Realmente crees que Evan va a meterte bajo su premiada ala?
Eğer Evans gelirse ben giderim.
Si Evan entra, yo me voy.
- Teddy hakkında Derek Shepherd ile konuşmalısın. Onun yerine Evans'ı alırsa, büyük bir hata yapmış olacağını söylemelisin.
Tienes que hablar con Derek Shepherd sobre Teddy y por qué sería un gran error reemplazarla por Evans.
Teşekkür ederim Dr. Evans.
Gracias Dr. Evans.
- Evans ilgilendi mi?
- ¿ Evans está interesado?
Evans iyidir.
Bueno, Evans es bueno.
Evans'a teklifte bulundum.
Se lo ofrecí a Evans.
Shepherd'a, Teddy yerine Evans'ı işe almasını mı söyledin?
¿ le dijiste a Shepherd que contratará al Dr. Evans en véz de Teddy?
Bunlara bakınca eski dostum Marcus Evans'ı ziyaret etmeyi öneriyorum.
A juzgar por estos, sugiero una visita a mi viejo amigo Marcus Evans.
- Artık Müdür oldum. - Terfi ediyorsunuz, değil mi? Senin gibi pislik içinde debelenmiyoruz Evans.
A diferencia de ti, Evans, sigues metido en el arroyo.
- Olmaz. - Çekil Evans, o bir delil.
- Es evidencia. - ¿ De qué?
Ona zarar verebileceğini düşündüğünüz kimse var mı?
- Pobre Abby. - ¿ Sr. Evans, ¿ sabes quien quisiera dañar a la señorita Tunstall? - Nadie.
Evans'ın çektiği kartpostallar kilise gecesine davetiye gibi kalır.
Estas hacen de las tarjetas postales de Evans invitaciones a una iglesia.
Bayan Tunstall'ın öldürüldüğü gün yaptıklarını detaylı anlattılar. Yargıç Chislett bu işin arkasında Bay Evans'ın olduğunu düşünmüş. - Sence doğru mu söylüyorlar?
- Todas respaldada para el día que la Srta. Tunstall fue asesinada, incluyendo al Juez Chislett, quien, de hecho, dijo que abordó al Sr. Evans, pensando que Evans era el de la nota de chantaje. - ¿ Los encontraste veraces?
Moira Mahoney. Marcus Evans'ın stüdyosunda bizimle konuşmak için kalmıştı.
La que se quedó para hablarnos en el estudio de Marcus Evans.
Marcus Evans için soyunmakta sakınca görmedin.
Eso fue diferente.
Abigail Tunstall hangi adama yaklaşacağını nasıl biliyordu?
Tenía la lista de clientes del Sr. Evans.
Bay Evans'ın müşteri listesi ondaydı.
- ¿ Ella la robó?
Ben değildim.
Yo ni le llegaba cerca. Evans sólo le entregó la lista, ¿ no?
- Evans listeyi eline mi verdi? - Listeyi niçin istediğini aslında bilmiyordu.
Bueno, él no sabía para que la quería, ¿ verdad?
Bu davada adamımız Evans bence. Abigail Tunstall'a âşıktı. Kız onu McTavish için başından savdı.
Estaba enamorado de Abigail Tunstall, quien se sacude a McTavish, y como patada final en las nueces, toma su lista de clientes.
Evans'ın ikisini de öldürmek için yeterli sebebi vardı.
Muy bien, vamos.
Hiç ders almıyorsun değil mi?
Es hora de decir la verdad, Evans. - No sé de qué habla.
Hayatının aşkıydı ve merak etmedin mi?
Ella les tenía haciendo cola alrededor de la manzana, Evans.
Saçmalama. Onları sıraya dizmişler Evans.
Haciendo dinero a manos llenas, ella y McTavish, chantajeando a tus clientes.
Şişko parmaklarınla kızın ince boynunu sıkıyordun.
Tu la mataste, Evans. ¡ Y mataste a McTavish!
Onu sen öldürdün Evans.
¡ Yo no maté a McTavish!
- Sally kim? Evans'ın Abigail ve McTavish'i öldürme sebebi vardı ama Sally- -
Evans tenía una razón para matar a Abigail y McTavish, pero no a Sally.
Bu iz tanıdık geliyor mu Evans?
¿ La reconoces, Evans?
Terörizmle ilgili deneyimlerin işimize yarar Evans.
Podrías usar tu experiencia en terrorismo, Evans.
Evans.
Evans.
Ajan Evans. FBI'danım.
Agente Evans, FBI.
Merhaba, Bayan Evans.
Hola, Sra. Evans.
Üzgünüm, Bayan Evans.
Lo siento, Sra. Evans.
- Bir yere mi yetişeceksin Evans? - Hayır.
- ¿ Tienes que ir a alguna parte, Evans?
Yanıldım herhalde. Ben sizi Özel Ajan Erica Evans sanmıştım.
Debe tratarse de un error, pensé que eras el agente especial Erica Evans.
Bayan Evans.
¡ Señora Evans!
Evans haklı çıksan iyi olur.
Evans, espero tengas razón.
Ajan Evans.
Agente Evans.
Evans.
- Hola. - Evans.
Bayan Evans... Bu iki adam hakkında ne söylediysem...
Señora Evans Io que dije sobre esos dos hombres...
Öyle mi?
Pero te desnudaste para Marcus Evans.
Bay Evans vermiş.
- ¿ Así nada mas?
Bence yanlış hedefe kilitlendim.
Estas ladrando al árbol equivocado, Murdoch. Evans es nuestro chico.
Eski günlerin hatırına müşteri listesini aldı.
Evans tiene motivos para matarlos a ambos.
Evans benimle gel!
Evans, ¡ conmigo!
Evans...
Evans...
- İyi iş Erica.
Bien hecho, Evans.
Sağ olun Ajan Evans.
Gracias, agente Evans.