English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Expresso

Expresso Çeviri İspanyolca

74 parallel translation
Expresso makinesi var mı?
¿ Tiene máquina de café?
Eşimin ebeveynleri Bayan ve Bay Expresso evlerinde sürpriz bir parti verirler.
cuya hija es mi mujer.
Wheezer, double expresso'ları hallet ve yatağına geri dön.
Wheezer, deja de tomar tanto café y regresa a la cama.
Eşimin ebeveynleri Bayan ve Bay Expresso evlerinde sürpriz bir parti verirler.
Una fiesta en casa de los Expreso, cuya hija es mi mujer.
Evet. Şu varoluşcu adamı diyorsunuz sanırım. Hani herkes siyah giyer ve espresso içer?
Oh si. ¿ Te refieres al existencialista.... que siempre viste de negro y toma café expresso?
Ben bir espreso içecegim. Sen de ister misin?
Voy a traer un expresso.
Ekspresso.
Expresso.
Bir duble ekspresso bir de güzel bir çörek alayım, Gnoc.
Dame un expresso doble y un buen donut, Gnoc.
Gnoc, bana şu duble ekspresso'lardan bir tane daha verirsin, değil mi?
Gnoc, dame otro expresso doble para llevar, ¿ vale?
Ermalinda ona kendi kendine expresso yapmayı öğrettiğinden beri kendini bir şey sanıyor.
Desde que Ermalinda le enseñó a hacer su propio expresso se cree el más listo.
a evet bir kahve daha lütfen.
- Otro expresso, por favor.
Tanıştığımızda ne içtiğimi hatırlıyorum. Duble espresso'ydu. Haklısın.
Recuerdo que estaba tomando un gran expresso cuando te conocí.
Sonra latte içmeye başladım, şimdi de duble espresso içiyorum.
- Lo recuerdo. Luego pasé a los cafés con leche, y luego al doble expresso con crema.
Burnumun dibindeki tek şey Carter'a kadar bütün başkanların olduğu bu servis.
La unica cosa bajo mi nariz en este momento es este expresso.
Bana duble expresso almanı istiyorum ve... Vicky'nin moteline aşk merdiveni yolla ve Regi aradı mı? - Hayır, henüz değil.
Dame un expreso doble y doble envíale magnolias a Vicci a su hotel y, ¿ llamó Regis?
Espresso.
-... y un gran expresso.
Bu kadar yeter, Albert. Artık sana espresso yok!
Ya basta, Albert ¡ No más café expresso para tí!
( CHE GUEVERA ) - Eurostar 971 de geliyor!
- El expresso de las 7 : 30 esta llegando!
Tom, bir duble espresso.
Tom, un expresso doble.
Espresso makinasını getirirsen, Simon kahve yapabilir.
Si traes nuestra maquina de expresso, Simon puede preparar café.
"Espresso makinasını getrirsen..." Hadi ama!
"Si traes la máquina de expresso..." Vamos!
Bitter çikolata yiyip üzerine espresso içmiş gibiyim.
Como si hubiera comido chocolate negro y bebido un expresso
Expresso alacağım.
- Un expreso, por favor.
The - the, the, Somali'ye özgü Akılyolculuğu, Günün espressosu. Ben - bu normal atıştan farklı mı? - Hayır.
- El expresso pequeño del día, ¿ es diferente del regular?
Bayana bebek beyin-uçurucusuyla extra espresso vuruşu ver.
- Dale a la dama un Baby my Bloor con un expresso extra
- Mesela expresso? - Dışarı!
- ¿ Un express, tal vez?
Bakın, bunu onun üzerine atmayı gerçekten isterdim. Ama bunu yapamam. Çünkü tüm öğleden sonra onunla Espresso içiyordum.
Realmente me gustaría echarle el muerto a ella, pero no puedo porque estuve con ella en el Expresso Drop toda la tarde.
Bir saattir expresso makinanla güreşiyor.
Está peleando con tu maquína de expreso hace una hora.
Sana kahve aldım.
Te compré un expresso.
Çekiciye ihtiyacım var, acil
Necesito una grúa. Ah.. y un expresso.
Sana Expresso ısmarladım ya.
Te invité a un expresso.
İkincisi gerekli miydi?
No necesitabas ese segundo chute de expresso.
Bu saatte duble espresso...
Un expresso doble. A esta hora.
- Espresso makinemiz bozuldu.
- Nuestra maquina expresso se rompio.
Ve sadece organik espresso tanelerini kullan. Çünkü inanır mısın bilmem ama Julianne farkı anlıyor.
Y utiliza sólo granos de café expresso orgánico, porque lo creas o no,
Bir de espresso.
Y un expresso.
- Espresso ister misin?
- Oye, ¿ quieres café expresso?
Bir de "Yiyebildiğiniz kadar espresso".
Y todo el café expresso que puedan beber.
Sana triple espresso ya da bir dans sunabilir miyim?
¿ Puedo ofrecerte un expresso triple? ¿ O quizá un baile?
Bu sabah, espresso makinesinin kolunu kırmış.
Esta mañana, usó mi máquina de expresso y la rompió.
Ancak benim, kahvemi yudumlarken, 22 yaşında bir sanat öğrencisiyle paylaşabileceğim 10 Milyon Dolar'lık bir Manhattan manzaram yok.
Y no tengo una vista de 10 millones de dólares en Manhattan que comparto con una estudiante de artes de 22 años, mientras me tomo un "Expresso".
Bugün güzel Espresso her yerde var. 10 yıl önce?
Hoy puedes conseguir en cualquier lugar un buen Expresso.
Espresso...
Expresso...
Espresso makineniz var mı?
Chicos tenéis una máquina de expresso?
Bunu burdaki küçük tübe koy düğmeye bas. ve expresso gelsin..
Pon este pequeño tubo aquí dentro, presiona el botón, y sale el café.
Sıkılmış limonla çifte espressonuz bay Bernard.
Doble expresso con una rodaja de limón, Señor Bernard.
Gidip kendime espresso alacağım.
Yo, eh, voy a por un doble expresso.
French Press kahve makinesiyle yapıldı.
Es expresso francés.
Yolda içmek için bana koyu bir espresso ver.
Deme un expresso doble para llevar.
Espresso alır mıydınız?
¿ Te gustaría un expresso?
- Konu yine Mel.
Niles, cualquier cosa que esté mal, la respuesta no está en el fondo de una taza de expresso. Es Mel de nuevo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]