Eyal Çeviri İspanyolca
115 parallel translation
- Oğlunuz Eyali hakkında.
- Se trata de su hijo, Eyal.
- Aferin, Eyal.
- Bien hecho Eyal.
Şey... İşini seven adam, Eyal'e.
Felicidades Eyal, un hombre al que le gusta su profesión
- Sen Eyal olmalısın. - Evet.
- ¿ Tu eres Eyal?
Neden bu kadar gerginsin? O senin gibi değil.
Eyal, porque te pones tan nervioso.
- Eyal, ne yapıyorsun?
- Eyal, ¿ que haces?
Merhaba Eyal. Uçağı yakaladı mı? Evet, gitti.
- Hola Eyal. ¿ Ya cogió el avión?
Eyal! ...
Eyal
- Egla, bu Eyal.
- Egla, él es Eyal.
- Ben Eyal, ben de memnun oldum.
- Soy Eyal, mucho gusto.
- Eyal mi, bu?
- Eyal, es..
Bu, arkadaşım Eyal.
El es mi amigo, Eyal.
Eyal?
¿ Eyal?
Onu alalım ve yargılamak için İsrail'e götürelim.
Vamos a llevárnoslo de aquí - A un juicio a Israel - ¿ Eyal?
- Eyal, beni iyi dinle.
Eyal, escúchame bien,
Ajanları Eyal Lavin... O da çantasıyla kaçmış.
Su operativo, Eyal Lavin también escapó con su paquete.
Eyal Lavin.
Eyal Lavin
Eyal!
¡ Eyal!
- Teşekkürler, Eyal.
Gracias, Eyal.
Eyal'i bir saattir tutuyorlar.
Ellos han tenido a Eyal por más de una hora ya.
Eyal Lavin.
Eyal Lavin.
Eyal, beni dinle.
Eyal, escúchame.
Eyal, kes.
Eyal, para.
Eyal'i takip et, amacını öğren.
Sigue a Eyal y determina por qué.
- Eyal.
- Eyal.
FBI Eyal'in adamını bu akşam ele geçirmeyi planlıyor. Bu gerçekleştiğinde herkes kazanmış olacak. Sen de bu işten sıyıracaksın, Annie Walker.
El FBI está planeando coger al hombre de Eyal esta noche, y cuando eso pase, todos ganamos, y tú estarás fuera del agarre, Annie Walker.
Eyal adamın ismi Kardinal demişti.
Eyal dijo que su nombre era Cardenal.
Eyal Mossad ajanı demişti.
Eyal dijo que era un operativo del mossad.
Eyal'e ne olacak?
¿ Qué pasa con Eyal?
Eyal İsrail'e gitmemiş.
Eyal nunca llegó a Israel.
Dinle, Auggie. Eyal benimle birlikte.
Mira, Aiggie, tengo a Eyal.
Eyal biliyordu.
Eyal lo sabía.
Eyal Lavin?
¿ Eyal Lavin?
Eyal Lavin ülke dışındaymış.
Eyal Lavin está fuera del país...
Bu bir iş yemeği, Eyal.
Esta es una cena de trabajo, Eyal.
- Merhaba. - Eyal.
- Hola.
Eyal, benim burada olmam doğru mu sence?
Eyal, ¿ estás seguro de que debería estar aquí?
Eyal, bu sana neye mâl oldu?
Eyal, ¿ qué te ha costado esto?
Adamımızın kimliğini, Ori Yadin olarak belirledik ve ayrıca, Ahmed Assad, Eyal Uziel ve Josi Dimitriou olarak da biliniyor.
El hombre ha sido identificado como Ori Yadin, también conocido como Ahmed Assad, Eyal Uziel, y Josi Dimitriou.
Eyal Lavin'den benim için kapsamlı bir değerlendirme istemiş.
Le pidió a Eyal Lavin que hiciera un perfil completo sobre mí.
Ayrıca Eyal fevkalade yeteneklidir ve Annie'ye bir iyilik borçluydu.
Además, Eyal es extraordinariamente competente y le debe a Annie un favor.
Doğrudan mesaj atmak yerine bir forum sitesini kullanarak Eyal'la bağlantıya geçiyorum.
He establecido un protocolo con Eyal usando un foro externo... para evitar un enlace directo punto a punto.
- Eyal- - - Şansımız yaver giderse... Çok fazla açığa çıkmadıysak...
- Quizás si tenemos suerte, si no estamos demasiado comprometidos...
Eyal, çantam bende değil.
Eyal, no tengo mi equipaje.
Annie ve Eyal'in zaman aralığı bu.
Esa es la ventana de Annie y Eyal.
Rivka Singer, Eyal Lavin...
Rivka Singer, Eyal Lavin...
- Sakin ol.
- Eyal, tranquilízate.
Eyal Leven'i yollamışlar.
Enviaron a Eyal Leven.
- Merhaba.
- Eyal.
Eyal seni iyi tanıyor.
- Eyal te conoce bien.
Eyal da bunu söylemişti.
- Eso es lo que él dijo.