Fabrika Çeviri İspanyolca
1,637 parallel translation
Ucuz işçilik, fabrika bölgesinde çalışınca El Paso'da yaşamı daha güvenli buluyorlar.
Tienen mano de obra barata aquí, pero prefieren vivir en El Paso, pasada la frontera.
- Fabrika ne zaman kapandı?
- ¿ Cuándo cerró el aserradero?
Fabrika kapandığından beri, o kumarhane kasabanın başlıca gelir kaynağı oldu.
Desde que cerró el aserradero ese casino es la fuente principal de ingresos en el pueblo.
800'den fazla fabrika satış mağazası.
Es un centro con más de 800 tiendas al por mayor.
Hiçbir şey anlamadım ama emekçilerin, çocuk işçilerin ve fabrika işçilerinin hayatını anlatan kısma geldiğimde nefesimin gitgide yavaşladığını hissettim.
No pude entenderlo. Pero, cuando llegué a la parte de la vida de los trabajadores, el trabajo infantil, y los trabajadores de las fábricas
Fabrika genişletme işinde çalışıyorum.
Trabajo en la ampliación de la fábrica.
Fabrika güvenli mi?
¿ Son seguras las instalaciones?
Eski fabrika kapandığında, bir kamyon ödünç alabilecek durumdaydım.
Cuando cerraron la vieja fábrica, conseguí una camioneta.
Bobbi ve Roland'ın yüzen evi fabrika yapımı.
La casa flotante de Bobbi y Roland tiene un motor.
Beynin hipotalamus denilen bir parçası vardır. Burası küçük bir fabrika gibidir. Burada belirli duygulara uygun belirli kimyasallar üretilir.
Hay una parte del cerebro que se llama el hipotálamo... y el hipotálamo es como una minifábrica... y es un lugar que reúne ciertas sustancias químicas... que combina ciertas emociones que experimentamos.
Bolşevikler Rusyadaki kiliseleri cezaevi ve fabrika haline getirdiler.
Convirtieron las iglesias en fábricas y cárceles.
Fabrika 1980'de kuruldu... beton ürünleri üretiyor.
Esta fábrica se fundó en 1980. Fabrica productos en hormigón.
Milton'da bunun gibi başka bir fabrika yoktur.
Oh, Margaret, ¡ es tan duro!
Aynen fabrika gibi.
Es una fábrica.
Marghera'daki kimyevi fabrika yüzlerce kişinin ölümüne yol açtı.
La planta química de Marghera es responsable de la muerte de cientos de operarios.
Hollywood, fabrika üretim hattını model alıp, kendini yeni araçlarla donattı.
Hollywood se transformó y siguió el modelo de una fábrica de ensamblaje.
- Evet, burada birçok fabrika ve depo var. - Ya da bu durumda, komşularına.
O, en este caso, sus vecinos.
Fabrika sahibinin adı neydi?
Cual era el nombre del dueño?
Büyük halası 1943'te bir fabrika kazasında ölmüş.
Su tía abuela murió en un accidente en su fabrica, en 1943.
Fabrika raporunda ne diyor?
Que dice el reporte de la fabrica?
O sadece bir fabrika kızıydı.
Ella era solo una chica de la fábrica.
Neden yardım için fabrika sahibine gitsin ki?
Por que ella recurrió al dueño de la fabrica por ayuda?
Ve fabrika kazası oluverdi.
Y el accidente en la fabrica ocurrio.
Fabrika sahibi bir şeyler gördü değil mi?
El dueño de la fabrica vio algo, cierto?
Fabrika karsilayamaz o kadarini.
Nuestra fábrica no puede manejarlo.
- 2013'te açmayi düsündügümüz yeni fabrika 5 milyona mâl olacak.
- La nueva fábrica que esperamos abrir en 2013, costará unos $ 5 millones.
Alıcı ücra bir yerde terk edilmiş birkaç fabrika binası gösteriyor.
El comprador eligió un grupo de edificios abandonados... -... en algún lugar desconocido.
Bunlar, o lastiğin fabrika çıkışında takıldığı beş araba.
Ésos son los cinco autos que traen ese neumático.
Üretim bilgilerine göre, ön cam fabrika çıkışı takılanla aynı.
El parabrisas es original, cumple especificaciones de fábrica.
- Fabrika boyası, orijinalle aynı.
Es pintura de fábrica, igual a la original.
Fabrika koltuğu, $ 2000.
El asiento de fábrica, 2 mil.
Bu fabrika olabilecek en iyi durumda.
Esta fábrica es de última generación.
Bu adam fabrika müdüründen emirleri almış o da orta dereceli bir yöneticiden emirleri almış o da bir alt başkan yardımcısından emirleri almış o da kim bilir kaç tane kişiden emirleri almıştır bu da netice bizi size getirir.
Este hombre recibió órdenes del director de planta, que recibe órdenes de un ejecutivo de nivel medio, que recibe órdenes de algún vicepresidente menor, que recibe órdenes de Dios sabe cuánta gente... hasta llegar al final a usted.
Fabrika, kartuşlar, yağlar... inek ve domuzdan elde edildiler.
La fábrica, el cartucho, la grasa... hecha de vaca y cerdo.
Gece işçileri tutup dükkanı fabrika gibi çalıştıracağım.
Puedo contratar trabajadores nocturnos y trabajar como una fábrica, hombre.
Fabrika bastığı bu test kayıtlarından sadece birini yollamıştı.
La fábrica me manda uno antes de fabricar un lote de mil.
Fabrika çiftliklerinde dişi domuzlar birer üretim makineleri gibi sürekli olarak yapay döllenmeyle hamile bırakılıyorlar.
Las hembras industrializadas son máquinas de reproducción. Son premiadas constantemente a través de inseminación artificial.
Bizim deniz mahsülü iştahımıza hizmet için var olan fabrika tekneleri, okyanuslardaki deniz hayatını hızla boşaltıyorlar.
Los buques pesqueros junto con la demanda de este alimento, agotan la vida oceánica a un ritmo alarmante.
Normalde stresli kalabalık fabrika çiftliklerinde kilo alamayacak hayvanların kilo alması için kullanılan antibiyotiklerle, plestisit ve haşarat ilacının aşırı kullanılmasıyla, veya süt üretimininin miktarını ve sıklığını arttırmak için dizayn edilen yapay hormonlarla yapay renklendiricilerle, bitki ve larva öldürücülerle,
como antibióticos usados para aumentar el peso de los animales, ¿ Quién engordaría bajo el estrés y sobrepoblación de una granja industrial abusando de pesticidas e insecticidas o con hormonas artificiales, usadas para aumentar la producción de leche tanto en cantidad como frecuencia con colorantes artificiales, herbicidas, larvicidas, fertilizantes sintéticos, tranquilizantes, y estimulantes del crecimiento?
- Fabrika gerçekten kapandı, Charlie.
- La fábrica sí cerró, Charlie.
- Fabrika tekrar işbaşı yapmıştı.
- La fábrica estaba funcionando de nuevo.
" 1 Şubat saat tam 10 : 00'da fabrika kapısında hazır bulunmalısınız.
" El 1 de febrero ve a las puertas de la fábrica a las 10 a. m. En punto.
Gitmen gereken bir fabrika var.
Tienes que ir a la fábrica.
Bu arada dünya üstündeki başka hiçbir fabrika çikolatayı çağlayan ile karıştırmaz, sevgili çocuklar.
A propósito ninguna otra fábrica del mundo mezcla el chocolate con una cascada mis queridos niños.
- Bu arada, dünya üzerindeki hiçbir fabrika...
A propósito, ninguna otra fábrica en el mundo...
- Fabrika.
- Fábrica.
Pekala, dinleyin, sizi fabrika artıkları.
Escuchen, desechos de la fábrica de pegamento.
KDH'in Galler'de kurduğu fabrika Fransa'da kurulmuş olabilirdi.
La planta que construyó KDH en Gales pudo irse a Francia.
Yani fabrika mağazasından alış veriş yapıyormuş.
Eso nos dice que compraba ofertas.
Ama çoğu fabrika çiftliklerindeki üretim hattına koyuluyor.
La mayoría son llevadas a "líneas de montaje" de granjas industriales.
FABRİKA AÇILDI
Wonka mejora la economía local