Fara Çeviri İspanyolca
88 parallel translation
Fano'lu musun? Bahse girerim oralısın.
Apuesto a que eres de Fara.
- Fara Tine!
- ¡ Fara Tine!
Fara, ona de ki bu ameli tam erkeklere göre.
Fara Tine,... repítele... que su acción es realizable por todos los hombres.
Fara, ona de ki, buradan ancak onun sırtında ayrılırım.
Fara, hazle saber que solo me iré de aquí... utilizándolo como montura.
Gelde şu fara bak, seni salak.
Mira, idiota.
Tel el Fara'daki kampa gidiyoruz... Sonra Birüssebi'ye
Levantaremos el campamento de Tel El Fara, para ir hacia Beersheba.
İleri Üs Kampı, TEL EL FARA
CAMPAMENTO BASE DE VANGUARDIA, TEL EL FARA.
Bu çocuklar üç haftadır pornodan uzaklar.
Nu? Sunt 3 ssaptamani de cand copii sunt fara filme pentru adulti.
- Maçı birasız izlemeyeli ne kadar oldu?
A trecut mult timp de cand ai vazut un meci fara o bere?
Fara yakalanmış tavşan gibiydim!
Ahora, Yo estaba con el culo al aire.
Adı Tali. Şefle birleşince "Şeftali" oluyor.
Mi amigo se llama On y el tío le dice que es el fara... y dicho seguido es el fara-on.
Ve adıyla birleşince Şef-Tali oluyor.
Mi amigo se llama On y el tío le dice... le dice que es el fara...
Aynı zamanda da Şef.
Es como el final de fara.
Bilirsiniz, yarışçıların fara ihtiyacı yoktur çünkü pist her zaman aydınlıktır.
Bien, ya saben, los autos de carrera no necesitan luces, porque la pista está siempre iluminada.
Evet, kardeşim de böyle der demesine, ama hala fara ihtiyacı var.
Si, mi hermano también pero igual necesita luces.
Malik Fara adlı bir Arap delikanlı, öldürülmüş halde bu sabah bulundu.
Un chico árabe llamado Malik Fara fué hallado muerto esta mañana.
Malik Fara'nın ölümü adeta kesin bir hataydı.
La muerte de Malik Fara Fué casi por seguridad un error.
Şu, Malik Fara.
Y Malik Fara?
Malik Fara öldürülene dek hiç kimseye göstermedin ki onu.
Nunca identificó a Malik Fara hasta después de muerto.
Sizi Malik Fara cinayeti hakkında bilgilendireyim. Malik'in katili dün öğleden sonra bulundu.
Déjenme ponerlos al tanto sobre el asesinato de Malik Fara.
Çünkü? Çünkü Malik Fara öldürüldüğü gece birisiyle buluşmuştu. Birçok sebepten ötürü o kişiyi bulmamız gerekiyor.
Porque Malik Fara fué a encontrarse con alguien la noche que fue asesinado, y necesitamos encontrar a esa persona por... muchos motivos.
Malik Fara hakkında. emin olmak için soruyorum.
Jefa, solo para aclarar un poco sobre este Malik Fara,
- Ru'Yah Fara? - Evet.
Ru'yah Fara?
Malik Fara hakkında ne biliyorsun?
Qué sabe sobre Malik Fara?
Malik'in annesi hakkında. - Rita Fara. Yaş, 35.
Indagué algo del pasado de la madre de Malik, Rita Fara, de 35- -
Rita Fara'nın Malik doğmadan önce çekilen resimleri olan hani?
Las fotos tomadas a Rita Fara antes de que Malik naciese...
Rita Fara, Beyrut'tan değil.
Rita Fara no es de Beirut.
Rita Fara, Amman yani Ürdün'den gelmiş.
Rita Fara es de Amman, Jordania.
Bazılarını Rita Fara çözecek diye umuyorum.
Algunos de los cuales espero que Rita Farah me ayude a solucionar.
Rita Fara'yla konuşmam lazım. - Şimdi mi?
- Ahora?
Fara adlı kadını almaya giden polis memurundan haber geldi.
Tenemos información de la patrulla que envió a recoger a esa mujer Fara...
Çünkü görüşmemizden sonra Ru'Yah Fara, yani Malik'in annesi ortadan kayboluverdi.
Porque después que hablamos, Ru'yah Fara, la madre de Malik, desapareció.
Çünkü Malik Fara öbür âlemden buraya sesini iletiyor.
Porque Malik Fara habla entre los muertos.
Fara yakalanan tavşan gibisiniz.
Pareces un conejo asustado por las luces.
İyi bir etki yaratacaktır.
Har � buena impresi � n, Fara.
Kendine ait odan var Ben o fara ağızla beraber kalıyorum.
Al menos tienes tu habitacion. Yo estoy atorado con ese cara de tonto.
Ama eğer o kırık arka fara ek olarak geçerli bir ehliyet ve ruhsat gösteremezsen...
No sé a qué te refieres. Pero añádale ese piloto roto al hecho de que no me entregases una licencia válida ni una tarjeta de registro, bueno, aquí estamos metidos en un pequeño problema.
Cox fara yakalanmış geyik gibi.
Cox es como un ciervo delante de unos faros de coche.
Fara var, fare.
Hay una rata aquí, una rata.
Walter, seyyar bir Fara- - Dediğini duyduk!
Walter, debes construir algo movible- -
Fara Sassani benim adıma çalışıyor.
Fara Sassani trabaja para mí.
- Selam Fara.
Hola, Fara.
Fara, kasadan 80.000 rupi almam gerek.
Fara, necesito 80 000 rupias del efectivo para gastos menores.
- Fara beni çocukla ilgili bilgilendirdi.
Fara me puso al corriente en lo del chico. ¿ Y...?
- Fara, çocuk seni tanıyor.
Fara, te conoce.
Fara...
Fara...
Fara yakalanmış geyik gibi dolaşırsan sonunda ezilirsin. Bu kadar basit.
Es así de sencillo.
Adı, Malik Fara.
La víctima, un joven de 16 de nombre Malik Fara.
Rita Fara niye bana "Lübnanlıyım" diyerek yalan söylesin ki?
Solo... sé que hay algo en estos libros que stoy pasando por alto.
Terör örgütünden biri niye Malik'e Amerikan pasaportu aldırtmaya uğraşsın ki?
Me refiero a, por qué Rita Fara me mentiría sobre ser de Jordania?
- Evet.
- Necesito hablar con Rita Fara.