Farketmez Çeviri İspanyolca
1,672 parallel translation
Farketmez.
No importa.
- Farketmez.
- No me importaría.
Karşı taraf haklı veya haksız olsun farketmez.
No importa si tu oponente está en lo cierto o si se equivoca.
Eğer bir kilodan az ya da çok kesersen... İsterse bir kilodan bir gram az olsun veya bir kilodan bir gramın yirmide biri kadar fazla olsun farketmez.
Si tomáis más o menos que una libra, aunque la diferencia en más o en menos sea de un simple gramo, no,
Kim olduğu farketmez.
No importa quién sea.
Hiç farketmez. Anlamıyorsun, bu çok büyük.
No lo entiendes, esto es lo más grande.
Kurt ya da kuzu farketmez, Hiçbir şekilde kurban verilmemeli.
Si no importara lobo o cordero, no habría sacrificio.
"Ara veya arama, benim için farketmez"
Me da igual que me llames o no.
Suchak veya benim hakkında ne düşündüğün... "yada Suchak'ın senin ve benim hakkında, ne düşündüğü departman için hiç farketmez"
Lo que tú pienses de mí o de Suchak... o lo que Suchak piense de ti o de mí, es algo que no le importa al departamento.
Nerede yaşadığın farketmez, Farkeden kiminle beraber yaşadığındır!
¡ No importa donde vivas, lo que importa es con quién vives!
Bana "Farketmez, Stüdyonun belirlediği tarih harcadığınız paradan daha önemli" dediler.
Dijeron : "No importa. El estudio opina... que la fecha tope es más importante que el dinero que gastes".
- Ha sen ha ben, farketmez.
- Es lo mismo.
- Farketmez mi...?
- ¿ Es lo mismo? - No importa.
Farketmez benim için, ya birini ısırırsa?
Igual me compromete. ¿ Si el animal muerde a alguien?
Teşekkürler. Eğer yaparsan, benim için farketmez.
- Ve empezando, Dipsy.
Kimse farketmez!
Nadie va a notarlo.
Farketmez.
En absoluto.
Farketmez.
- No importa.
Susan, bir şey farketmez.
Sussy eso no importa.
Bir şey farketmez.
No importa.
Farketmez.
No me importa.
Bir şey farketmez.
No habrá diferencia.
Ha bir eksik, ha bir fazla, farketmez!
Una mas no importara.
her zaman hoş karşılandığını... bilmeni istiyorum. - Artık farketmez.
Eso ahora no importa.
Eğer günde tek bir yarışa oynarsak kimse bizi farketmez.
Si nos mantenemos con una apuesta al día, nadie lo notará.
Hiç farketmez, öyle bir şey yapmaz ki.
No importa. Él nunca haría eso.
Söylemedi, çünkü bu farketmez, tamam mı?
Pero ella... no me lo dijo porque no importa, ¿ no?
Farketmez.
eso no importa.
Ve bu da farketmez, çünkü benden başka kimse seni aramaz, doğru mu?
Y no importa de todos modos, porque nadie te habla excepto yo, ¿ verdad?
Hiçbir şey farketmez.
Él no se dará cuenta.
Farketmez.
Lo que Ud. diga.
Farketmez.
No hay problema.
Farketmez.
Me da igual.
Farketmez.
No pasa nada.
Evleneyim de cinsi minsi farketmez.
Ahora mismo, firmaría por un matrimonio con algún sexo.
Biliyor. hem bilmese bile, Senin yaptığını düşünüyor, farketmez yani.
Lo sabe. Y aunque no lo supiera, piensa que fuiste tú, así que da lo mismo.
Birşey farketmez. İşlemciler ağ kuracaktır. İkinci kişi de Teal'c'i orada esir alan aynı elemanların kurbanı olacaktır.
Podría no significar ninguna diferencia los procesadores estarían en red y la segunda persona caería víctima de los mismos elementos alterados de la simulación que ya han atrapado a Teal'c.
Ben haklı olsam da, birşey farketmez, gerçeği düşündüğünüzde.
Que yo tenga razón o no, no importa, dado el alcance de la verdad.
- Artık birşey farketmez.
Eso no importa ahora.
Düzen Efendileri, bir grup ya da birey olarak farketmez, güvenilmezler.
No se puede confiar en los Señores del Sistema ni como grupo, ni individualmente.
- Farketmez.
- Como sea.
Dalsam buza, kalsam güneşte Farketmez benim için işte
Me es indiferente Si hace frío o hace calor
- Farketmez. Durum şu, şüpheli levazımatçıyı öldürmüş olabilir.
El hecho es que este tipo no tiene problemas en admitir que lo mató.
Farketmez.Sorun değil.
No importa.
Gerçi çok farketmez. Çünkü nasılsa burada uzun süre kalacak değilsin.
- Estará bien, no importa, porque no seguirás aquí mucho más tiempo.
Pekala, herneyse, bilirsin, farketmez.
Vaya.
Bahse girerim, birkaç gün daha farketmez.
Dudo que no pueda esperar unos días más.
- Eh... farketmez.
Bueno... eso no importa.
- Farketmez mi? Hayır.
¿ No importa?
Bana farketmez.
Pero yo no podía hacer nada.
Söylemeğe çalıştığım, ne yapacağın farketmez, benimle yinede yatıcaksın.
No importa lo que hagas, nos acostaremos.