Farley Çeviri İspanyolca
323 parallel translation
- Farley nerede?
- ¿ Dónde está Farley?
- Farley!
- ¡ Farley!
-... Farley's Bend'deki zincirleme kazadan daha kötü olduğunu düşünüyorum.
- Que el accidente de la curva de Farley.
Filo Komutanı Tümamiral Farley C. Barnswell'den Pearl Harbor, St. Pat'tan ve Bragg Tabyası, 1.
Al vicealmirante Barnswell, Gibraltar. St. Pta, Pearl Harbor.
NEW YORK EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ 16 : 15 YÜZBAŞI B.F. FARLEY ÖZEL İSTİHBARAT
New York Jefatura de Policía - 16 : 05 PM
Donny, Bayan Summers'a söyle, Ahmed Farley diye biri...
Donny, dile a la Srta. Summers que Ahmed Farley está aquí...
Bu otele kayıtlı Farley Wrye adında bir müşteriniz var mı?
¿ Farley Wrye se aloja en este hotel?
Farley Wrye. O gözlükleri de nereden buldun?
Farley Wrye. ¿ De dónde has sacado esas gafas?
Az önce Farley Wrye aradı.
Farley Wrye acaba de llamar.
Maddie ve Farley ağaçta oturuyorlar. Ö - p-ü-ş-ü-y-o-r-l-a-r!
Maddie y Farley sentados en un árbol B-E-S-Á-N-D-O-S-E
Gözlerimin içine bak ve Farley Wrye'a gerçeği anlattığını söyle.
Mírame a los ojos y dime que le has dicho la verdad.
Buraya bir adam geldi, adının Farley Wrye olduğunu söyledi.
Un hombre que dice llamarse Farley Wrye.
Merhaba Bayan Farley.
Si. hola, Sra. Farley.
Ben de cam tuğlayı severim Bayan Farley ama sizin evinize uymaz.
También me gusta el ladrillo de vidrio, pero no combina con su casa.
- Merhaba, bayan Farley bugün nasıl?
Cómo está la Sra. Farley hoy? Bien.
Geçen sene Farley Gıda, beş milyon turta üretti. Biftekli ve ciğerliden Cornish pastalarına kadar her türlüsü.
El año pasado la empresa de alimentos Farley produjo cinco millones de unidades desde las típicas de carne con riñones hasta empanadas de verduras.
Ancak ihtiyar Farley için bu yeterli değil. O, skoru iki katına çıkarmak istiyor.
Pero eso todavía no es suficiente para el señor Farley quien desea doblar la producción.
Bunun bir ortaklık, Farley ailesi ile belediyedeki biz mütevazi ölümlüler arasındaki bir ortaklık olduğunu düşünmek istiyorum.
Me gustaría pensar que ha sido una asociación una hermosa asociación, entre la familia Farley y nosotros los humildes mortales de la municipalidad.
- Benedict Farley kim? - Hiçbir fikrim yok.
- ¿ Quién es Benedict Farley?
- Farley'nin turtalarından değil mi?
¿ No es el de las empanadas?
" Sevgili beyefendi, Bay Benedict Farley sizin tavsiyelerinizden yararlanmak istiyor.
¿ Por qué? Muy señor mío, al señor Benedict Farley le gustaría contar con su prestigioso consejo.
Hastings, Benedict Farley'in turta yaptığını söylemek aynı Wagner'in on altılık nota yazdığını söylemek gibi.
Hastings, decir eso de Benedict Farley es como decir que Wagner escribía semicorcheas.
Benedict Farley'in servetinin kaynağı ve ilham yeri.
¿ Qué le parece la fuente y el origen de la riqueza de Benedict Farley?
Sanırım Farley, buradan çalışanlarını göz hapsinde tutuyordur.
Desde aquí a Farley le encantará controlar a sus empleados.
Bay Poirot ve Yüzbaşı Hastings, Bay Farley'i görmeye geldi.
El señor Poirot y el capitán Hastings. Venimos a ver al señor Farley.
Bana ne konuda danışmak istiyordunuz, Bay Farley?
¿ Qué deseaba consultarme, monsieur Farley?
Peki ben nerede devreye giriyorum, Bay Farley?
¿ Y qué tengo que ver yo en esto, monsieur Farley?
Northway Evi'ndeyim, Poirot. Benedict Farley'in evi.
Me encuentro en Norway House, la casa de Benedict Farley.
Bay Farley, kendisini vurmuş.
El señor Farley se ha suicidado.
Müfettiş Japp, söyler misiniz Bay Benedict Farley'in ölümü nasıl oldu?
Inspector jefe Japp ¿ podría contarme los hechos que precedieron a la muerte de monsieur Benedict Farley?
Bay Farley, işten iki temsilciyle görüşmeyi kabul etmiş.
Tenía previsto recibir a dos representantes de la fábrica.
Saat 13 : 00'e biraz kala Bay Cornworthy, odasından çıkıp Bay Farley'i görmeye gitmiş. İlk önce onu görememiş. Oda boş sanmış.
Un poco antes de la una, el señor Cornworthy salió de su despacho y se dirigió al del señor Farley pero al no verle al entrar creyó que no había nadie.
Ben cesedi saat 13 : 32'de inceledim. Bay Farley, en azından bir saat önce ölmüştü.
Examiné el cadáver a las 13 : 32 el señor Farley llevaba al menos muerto una hora.
Bayan Farley, tabancayı tanıdı.
Su esposa ha hecho una identificación positiva.
Aslında, Benedict Farley'in intihar ettiğine inanmamız için her şey mevcut.
De hecho, todo parece indicar que monsieur Benedict Farley se suicidó.
Size sormak istediğim bir şey var.
Señora Farley, quería preguntarle algo.
Pardon, Madam Farley. Kocanızın kaç tane gözlüğü vardı?
Pardon, madame Farley ¿ sabe usted cuántos pares de gafas tenía su esposo?
O duvarın öteki tarafında Bay Farley'i zengin yapan aptallar duruyor.
Al otro lado de esa pared están los tontos que hicieron millonario al señor Farley.
Bay Cornworthy, geçen Perşembe akşamı buraya geldiğimde Bay Farley'in kendi odasına götürülmedim.
Monsieur Cornworthy cuando vine aquí el jueves pasado, el señor Farley no me recibió en su despacho.
Bay Farley'in emirlerini sorgulamazdım.
Yo no cuestioné las órdenes del señor Farley, jamás.
Müfettiş, Benedict Farley'in bu rüyası çok önemli.
Inspector jefe ese sueño de Benedict Farley es muy importante.
Şimdi lütfen Baş Müfettiş Japp'e telefon açıp öğlen vakti tüm Farley ailesini toplamasını ister misiniz?
Ahora, si es tan amable llame por teléfono al inspector jefe Japp y dígale que reúna a toda la familia Farley este mediodía.
Eğer yapmazsak Bay Farley, "üç küçük domuz" bile diyemeden telefona sarılırdı.
Si no lo hacíamos, el señor Farley llamaba por teléfono antes de que uno contara hasta tres.
Fabrikaya düzenli olarak gelir miydi?
¿ El señor Farley venía regularmente a la fábrica?
Bay Benedict Farley, beni burada, sekreterinin odasında kabul etti. Ve açıkça onun odasını görmeme karşı çıktı. Oysa oda hemen yakındaydı.
Monsieur Benedict Farley me recibió aquí en el despacho de su secretario y se opuso totalmente a dejarme ver el suyo que está a dos pasos de este.
Bay Benedict Farley, mektubu ona geri vermemi istediğinde kazara ona ev sahibimden gelen mektubu verdim.
Cuando monsieur Benedict Farley me pidió que le devolviera su carta sin darme cuenta le di la correspondencia de mi casero.
Peki Bay Benedict Farley, bu iki çok farklı mektup arasındaki farkı neden anlamadı?
¿ Y por qué monsieur Benedict Farley no vio la diferencia entre dos cartas totalmente distintas?
Peki o akşam Bay Benedict Farley'in odasına gitmeme neden izin verilmemişti?
¿ Por qué no se me permitió entrar en el despacho de monsieur Farley aquella noche?
Bay Benedict Farley'in odasında görmemi istemedikleri ne vardı?
¿ Qué había en el despacho de monsieur Farley que yo no tenía que ver?
Bay Benedict Farley'in odasında olup da Bay Benedict Farley'in bana göstermek istemediği şey Bay Benedict Farley'di.
Lo que había en el despacho de monsieur Benedict Farley que monsieur Benedict Farley no me permitió que viera, era a monsieur Benedict Farley.
Bayan Farley.
Bien, señor.