Faydalı Çeviri İspanyolca
2,930 parallel translation
Yani onlardan faydalı olmadıkları için nefret edemeyiz.
De manera que no podemos odiarlos.
House'u faydalı bir alet olarak kullanmak ya da onu sistemin çarkına sokulan çomak haline getirmek senin tercihin.
Tú eliges si House es una herramienta útil o una llave inglesa.
Bana kendimi daha faydalı biri gibi hissettirmek için oyun yapıyorsan var.
Pero si sientes la necesidad de manipularme para hacerme sentirme útil, entonces sí.
- Madem faydalı eleştirilerde bulunuyoruz- -
- Sabes, ya que compartimos críticas constructivas...
Ama faydalı eleştiriler benim hoşuma gidiyor.
No, no, no, pero agradezco las críticas constructivas.
Kepek ve ceviz bağırsaklar için çok faydalıdır.
Relaja verlos volar. Me ayuda con el tránsito instestinal.
- Bayağı sert. Faydalı olmaya başlayınca haberim olsun.
Házmelo saber, cuando vuelvas a ser útil.
Sanırım birazcık faydalı olabilecek bir gaf yaptın.
Tal vez te hayas topado con algo remotamente útil.
Faydalı olduğunu kanıtlayabilir.
Podría resultar útil.
Hem de çok faydalı.
Muy útil, por cierto.
Brown'a göre, astronomlar için hala bir gizem olan Sedna'nın mevcut yörüngesini anlamada tramplen sıçrayışı çok faydalı olabilir.
Para Brown, el bote de una cama elástica ofrece una forma de entender cómo Sedna terminó en una órbita que sigue siendo un quebradero de cabeza para los astrónomos.
- Sakıncası var. - Faydalı olabilirim Gibbs.
Puedo ser de ayuda, Gibbs.
Kanıtlara bakılırsa,... en faydalı yönelmenin adli bozulma üzerine yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Y a la vista de las pruebas, creo que la dirección más rentable... es la corrupción judicial.
- Burada daha faydalı olurum. Ryan'a hedef konusunda yardım ederim.
Sirvo más ayudando a Ryan a identificar a los blancos.
Bir kadın olarak, güçlü bir adamla ortaklık yapmak çok faydalı oluyordu.
Y como mujer, fue de mucha ayuda estar así de vinculada a un hombre poderoso.
Muvakkat sırasında, Bay Wemmick kendimi faydalı yapabileceğim, şeyler önererek çok nazik davrandı.
Mientras tanto, el Sr. Wemmick ha sido tan amable de sugerirme modos en los que puedo ser útil.
Bu da doğal olarak insanların neyi istedikleri, neye ihtiyacı olduklarını düşündürme yönetmeyle gerçekleşir. Modern reklamcılık oyunlarıyla, dünyanın çoğu yapay bir değer sistemini destekler, ki bu da önemli ya da faydalı olup olmadığını düşündürmeden insanların daha fazla tüketim yapmasını sağlar.
esto naturalmente lleva a las personas a ser manipuladas para creer que quieren o necesitan un producto o servicio en particular. la mayoria en el mundo mantiene un sistema de valores artificial y materialista generalmente no importando la necesidad o la utilidad.
Aslında bu durum faydalı olabilir.
Bueno, en realidad podría ser útil.
Aslında bu durum faydalı olabilir, senin SCIU'da çalışman, tabiri caizse, canavarın karnının içinde olmak.
Ésto podría ser útil, estarías trabajando para el SCIU, desde del interior de la bestia, por decirlo de alguna manera.
Her insanın içinde Tanrı vergisi bir yetenek vardır. Onu bulup özenle yetiştirirsen insanlara faydalı olabilirsin.
Dentro de cada ser humano, hay una capacidad dada por Dios que si la encuentras y la nutres, serás entonces capaz de bendecir la vida de los demás.
Bu faydalı olur.
Será de gran ayuda.
Aylak zamanlarını faydalı şeyler için kullanmaya ne dersin?
Podrías aprovechar este tiempo libre para trabajar de verdad.
- Yardımları faydalı olabilir.
- Necesitaremos su ayuda.
Tek cevap NSA'yı istilâcıların güvenilir olamayacak kadar çok şey öğrenmeden önce, faydalı olabileceklerine inandırmaktı.
La única respuesta... era convencer a los actores no estatales que los invasores son útiles para un par de años... antes de aprender mucho de ser confiables.
Lord Snow, meğer buradaki en faydalı insan senmişsin.
Bueno, Nieve, parece que eres el menos inútil de los que estamos aquí.
- Acayip faydalı.
- Muy inteligente.
Benim için ne kadar faydalı olduğunu düşünmelisin.
Necesito pensar exactamente si usted me será útil.
Ekibe çok faydalı olacaksın.
Vas a integrarte muy bien.
" Huzur dolu faydalı, başarlı ve mutlu hayatlar.
"Tranquilo, útil, próspera y feliz."
Motosikletteki küllük kadar faydalısınız.
Son tan inútiles como un cenicero en una moto.
Yasal olmak faydalıdır.
La legalidad tiene sus beneficios.
Faydalı bir bilgi.
Eso me es muy útil.
Yazı, yaşıtlarımla geçirmemin faydalı olacağını düşünmüşlerdi.
Pensaron que me haría bien pasar un verano con niños de mi edad.
Ekibimizin gerçekten faydalı bir üyesi.
Es un miembro muy útil del equipo.
Ne olarak faydalı?
¿ Útil cómo?
Bu faydalıymış çocuklar, okumamız gerek.
Esto es útil. Deberíamos seguir leyendo.
Çünkü cildim ve böbreklerime faydalı, değil mi?
Porque es bueno para mi piel y mis riñones?
Önerebileceğim tek şey, .. belki birilerinin ilgisini çekmenin faydalı olacağıdır.
En el mejor de los casos lo que puedo sugerir es, a lo mejor despierta a una persona de interés.
Guruba faydalı bir üye oldum.
Y te convertiste en un muy productivo miembro del grupo.
- Faydalı bir şey söyledi mi?
- ¿ Algo coherente de su boca?
Özel soruşturmalardan sorumlu teğmen olarak faydalı olabileceğimi düşünüyorum.
Porque lo pensé mucho y creo que puedo ser más útil como teniente a cargo de investigaciones especiales.
Bu güneyli bu şivesi, letafeti, hangisini daha çok faydalı buldum biliyor musun?
Ud. sabe, de todos los modales y encantos del Sur... ¿ Sabe cual me parece el más útil?
Oldukça faydalıdır mahkumları motive etmek için.
Muy, um... útil para motivar a los presos.
Eski bir arkadaştan böyle bir şey almak bize faydalı olmuştu.
Fue útil para nosotros, teniendo esa clase de asunto con tu antiguo amigo.
Candyland'deki tipleri görür görmez onlara aşık olacağımı tahmin ediyorum. Bu yüzden onları görmeden önce sırdaşımla gizli bir strateji toplantısı yaparsam faydalı olur.
Sí, estoy esperando enamorarme una vez que vea los especímenes en Candyland antes de ese momento, sería bueno si pudiera tener una reunión estratégica en privado con mi confidente.
Farklılık yüksek lisans başvurularında faydalı oluyor.
Lo diverso luce bien en un pedido de beca para un Master.
Denemek isterseniz komidinin çekmecesinde bir sürü faydalı şey var.
Hay toda clase de cosas útiles en ese cajón si les dan ganas de explorar.
Ve ben sadece bazı erkeklerin bunu faydalı bulduğunu belirtmiştim.
Sólo estaba señalando que algunos hombres resultan eficientes.
Karım olunca hemşirecilik oynamaktan daha faydalı işler yapacaksın.
Si te casaras conmigo, no tendrías tiempo para jugar a la enfermera.
Faydalı bir şeyler yap.
Haz algo útil.
Başkalarına yardım edemiyorsam faydalı değilim.
"Mi vida sólo es importante si se puede para ayudar a muchas personas."