English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ F ] / Fbı

Fbı Çeviri İspanyolca

86 parallel translation
ATT cep telefonunu umursamaz tavırlarla çıkardı ve bazı tuşlara basarak Capitol Hall'deki bazı görüşmeleri odaya taşıdı... Tam bu sırada bir FBı ajanı tepesinde dikiliyordu.
Y él tira thisAT y teléfono celular T... la saca de los envoltorios de plástico, dedo-hacks que... y comienza a monitorear las llamadas de teléfono... subir y bajar el Capitolio... mientras que un agente del FBI está de pie en su hombro le escuchaba.
Point place polis departmanının Fbı'la bağlantıları var.
la policia de Point place. tiene conexiones con el fbi.
Dinle, FBı'in veya diğer polis gücünün medyumları kullanmışlığı var, doğru veya yanlış...
El FBI ha usado psíquicos antes, así como otras agencias lo admitan o no.
Tamamen FBı'a göndereceğim.
Y se lo pasare por completo a los federales.
Leona Helmsley ile iki gün etrafta dolan ve sahte FBı ajanları da sana ateş etsin de gör.
Prueba manejar con Leona Hemsley durante dos días con agentes corruptos del FBI disparándote.
Bunu FB veya AG'nin işi... diye beyan edeceksin.
¿ Y del fbi..., la investigación de la AG?
Her saniye Amerika'da 15'in üstünde cinayet işleniyor. Bu baya korkutucu bi oran. Ve aynasızlar onnarla baş edemediği zaman kimi çağırırlar, FB Eveet.
unos 15 asesinatos se producen cada segundo en EEUU es un porcentaje que asusta y cuando los maderos no pueden con el tema, llaman al FB.... alli
FB tam olarak nedir?
¿ qué es el FB?
Bakın. Şimdi'Ogan'ın dar sokağındayız, FB'nin eğitim olayları burda oluyor dimi?
estamos ahora en'Ogan's Alley, que es parte de la movida de entrenamiento del FB, que no?
- Ben. Bunun hakkında bişey bilmiyorum üzgünüm. Genç insanlar, FB'ye takılmak istiyolarsa, ne yapmalılar?
- no sé no sé nada sobre eso, lo siento los jóvenes - si quieren unirse al FB, ¿ qué deben hacer?
Yine de, Washington'da yaşayan bir su soğutucusu satıcısının, Baltimore'lu bir polisin adını bilmesi tuhaf.
En serio, esa mierda funciona. Mi hermano es Marine, ¿ no? Usan FB allá, en Fallujah.
FBI!
¡ FB...!
FB...
FB -...
Çin, Audrey'i, nükleer bombalardan birindeki FB alt devre levhasıyla takas etmek istiyor.
Los chinos quieren intercambiar a Audrey por un sub circuito FB de una de las bombas.
Jack onlara bombalardan birindeki FB alt devre levhasını teslim etmezse, onu öldürecekler.
Van a matarla a menos que Jack les entregue un sub circuito FB de una de las bombas.
Başkanlığa ait emrim var. Bu bombalardan birindeki FB devre levhasını çıkarıp, acele analiz için CTU'ya götürmem gerekiyor.
Tengo órdenes del Presidente de remover el circuito FB de una de estas bombas y llevarla de inmediato a la CTU para su análisis.
Bombalardan birindeki FB alt devre levhasına karşılık.
Por el circuito FB de una de las bombas.
FB alt devre levhası.
La placa del sub-circuito FB.
FB alt devre levhası şu anda elinde.
Tiene en su poder la placa del sub-circuito FB.
Cheng ile buluşup Audrey'e karşılık FB alt devre levhasını takas etmek üzereyim.
Estoy a punto de encontrarme con Cheng y a intercambiar el circuito por Audrey.
O halde, silahlardan birindeki bir FB alt devre levhasının şu an Çin hükümetinden bir ajanın elinde bulunduğunun da elbette farkındasınızdır.
Entonces también está "muy al tanto" de que un sub circuito de una de esas armas, está en poder de un agente del gobierno chino.
Silahlardan birinin FB alt devre panolarından biri, şu an Çin hükümetinden bir ajanın elinde.
Un sub-circuito de una de esas armas está en poder de un agente del gobierno chino.
FB alt-devre kartını yurtdışına kaçırmaya çalışan ajanları bulup yakalamayı başardık.
Tuvimos éxito en localizar y detener a los agentes chinos que intentaban sacar la placa de circuito fuera de nuestro país.
Ruslar, bizi Çinlilerin FB alt-devre kartının çalınmasına izin vermekle suçluyorlar ve bize karşı misilleme yapmaya hazırlanıyorlar.
Los rusos nos culpan por dejar que los chinos roben la placa del circuito y están preparando represalias en contra nuestra.
Siz bana bunları verin, bende size FB alt-devre kartını vereyim
Usted me da eso, y yo le doy la placa del sub circuito.
Silahlardan birine ait FB alt devre panosu şu an Çin hükümeti adına çalışan bir ajanın elinde.
Un sub circuito de una de esas armas está en poder de un agente del gobierno chino.
Eğer bana bunları sağlarsanız, size fb alt devre panosunu geri veririm.
Usted me da eso, y yo le doy la placa del sub circuito.
Baban FB alt devre panosunu ele geçirmiş.
Tu padre se apropió de la placa del sub-circuito FB.
Ya da FB'yı.
O mejor aún... ¿ al FBI?
FB...
- FB... - Tranquilo.
Sen şu FBI'da çalışan adam...
Oye, tú eres el tipo del FB...
SS konuşmaktan FB'ye vakit yok.
No hay tiempo para FB.
Şu FB ajanı.
A ese tipo del FBI.
Telefonla konuşurken mail atma! Yoksa bu...
¿ "FB"?
FB?
Está bien.
FB...
FB...
FB için...
FB...
Ben emirleri FB'den alıyorum.
Mis órdenes vienen de FB.
FB mi?
¿ FB?
FB benim her şeyim.
FB es... todo... para mí.
FB
FB...
FB
FB....
Mail yolla bana lütfen FB!
FB!
Şu FB denen kişiye mi?
¿ A ese tal FB?
Ben emirlerimi FB'den alıyorum.
Mis órdenes vienen de FB.
FB benim her şeyim.
FB es... todo para mí.
Ama peşin peşin söyleyeyim sana ne olduğu zerre umurlarında değil.
¿ Pero sabes qué? A ese tal FB no le importa lo que te pase.
FB seni kullanılmış bir mendil gibi fırlatıp atacak!
Te abandonará sin pensarlo.
FB öyle birisi değil!
¡ FB no es ese tipo de persona!
FB hayatımı kurtardı.
FB... me salvó. 20 ) \ fn04b03 \ cH2F9969 \ fs45 } En la oficina del gabinete.
FB benim için bir anne gibi.
FB es como una madre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]