Frobisher Çeviri İspanyolca
422 parallel translation
Günaydın Bayan Frobisher.
Buenos días, Sra. Frobisher.
Frobershire 3-229 lütfen.
Frobisher 3-229, por favor.
Ahududulu buz çubuğu istiyorum.
Un polo de frambuesa de Frobisher y Gleason.
Şeytan olduğumu ispat etmek için ahududulu buz çubuğu hemen geliyor.
Para demostrarle que soy el ángel caído, El polo de frambuesa de Frobisher y Gleason será suyo... en un tris.
Ahududulu buzlu şekerlemeye ne oldu?
¿ Y el del polo de frambuesa de Frobisher y Gleason?
- Dr. Frobisher.
Dr. Frobisher.
Ona uyumadığını, bir şey yemediğini, hatta koklamadığını söyledim 13-B'deki Bayan Frobisher için iyi haber.
Le dije que no duerme, no come, incluso ni ole cosas. Bienvenidos a las noticias de la Sra. Frobisher en 13B.
Charlie Frobisher.
charlie Frobisher.
Arthur Frobisher yüzünden buradayım.
Estoy aquí por Arthur Frobisher.
Arthur Frobisher işçilerine şirketlerine yatırım yapmalarını söyledi sonra da kendi payını sattı.
Arthur Frobisher les dijo a sus empleados que inviertan en la empresa y luego vendió sus acciones.
Arthur Frobisher kişisel kazancına milyonlarca dolar eklerken çalışanları maaşlarını, birikimlerini sahip oldukları her şeyi kaybettiler.
Arthur Frobisher origina cientos de millones en ganancias personales mientras sus trabajadores pierden sus pensiones sus fondos de retiro, todo lo que tenían.
Frobisher'ın avukatı Wall Street Journal'de bizim için açgözlüler demiş.
El abogado de Frobisher nos llamó codiciosos, en el Wall Street Journal.
Frobisher'ın adamları davayı karıştırmaya başladılar tam da beklediğimiz gibi.
Y la gente de Frobisher están armando su caso de la forma en que esperábamos que lo hicieran.
Frobisher bizi basın vasıtasıyla harcayacak kişisel olarak saldıracak hayatlarımızı cehenneme çevirecek ki anlaşmaya razı olalım.
Frobisher nos destruirá en la prensa, nos atacará personalmente intentará destruir nuestras vidas para que aceptemos un acuerdo.
7 / 24 Frobisher davasına odaklanmış durumdayız.
Hemos estado trabajando en el caso Frobisher sin descanso.
Bay Frobisher hükümet soruşturmasında zaten hayatından üç yılı kaybetti.
El Sr. Frobisher ya ha perdido tres años de su vida en juicio contra el Gobierno.
Müvekkillerin için mi bu davadasın yoksa Arthur Frobisher'ı yok etmek için mi?
¿ Estás en esto por tus clientes o para destruir a Arthur Frobisher?
Arthur Frobisher dosyası, bu da komisyoncusu Gary Genow.
El expediente de Arthur Frobisher y su agente, Gary Genow.
Frobisher hisselerini satmak için daha önceden anlaşma yaptığını iddia etti.
Frobisher adujo que tenía un acuerdo preexistente para vender sus acciones.
Frobisher ve Genow hisseleri elden çıkarmak için hafta sonu Florida'da birlikteydiler.
Muy bien. Sin embargo Frobisher y Genow estuvieron en Florida el fin de semana anterior a la venta.
Frobisher ve komisyoncusu arasındaki bağlantıyı kuramazsak kanıtımız yok demektir.
No tenemos un caso, a menos que conectemos a Frobisher con su agente.
Söz konusu günde işçilerden, üniversite ve golf arkadaşlarına kadar Arthur Frobisher'ın 150 km yakınında olan herkesle görüştük.
Entrevistamos todos los empleados, colegas y compañeros de golf en 160 Km. a la redonda de Arthur Frobisher, el día en cuestión.
Ve Frobisher'ın nerede olabileceğiyle ilgili parçaları birleştirmeye çalıştık.
Y logramos averiguar el paradero de Frobisher.
Öğlen 3 : 00'ten akşam 6 : 00'ya kadar Frobisher vücut bakımı için kaplıcadaymış.
Desde las 3 : 00 hasta las 6 : 00 PM Frobisher estuvo en el spa, tomando un tratamiento completo.
Akşam 6 : 00'da Frobisher özel jetiyle eve dönmek için havalanıyor saat 9 : 00'da Teterboro havaalanına iniyor.
A las 6 : 00 PM, Frobisher vuela a casa en su jet privado. Llega al aeropuerto de Teterboro a las 9 : 00 PM.
Yani Frobisher ve komisyoncusu bir şekilde Florida'da görüşmüş ama kimse onları birlikte görmemiş.
De alguna manera, Frobisher y su agente se comunicaron en Florida pero nadie los vio juntos.
Frobisher'la ilgili bilgiler. Patty tam bir özet isteyecektir.
La deposición de Frobisher- - Patty necesitará un resumen completo.
Bahriyeli günleri çok gerilerde kaldı, Bay Frobisher.
Lo de los marines sucedió hace mucho tiempo, señor.
Bay Frobisher size bir rakam öneriyor.
El señor Frobisher tiene una cifra para usted.
Arthur Frobisher geleceğinizi çaldı.
Arthur Frobisher les robó su futuro.
Frobisher, biz gerçeği ortaya çıkarmadan anlaşmaya varmak istiyor.
Frobisher quiere llegar a un acuerdo antes que podamos exponer la verdad.
Kesinlikle ama bu Frobisher'ın sizden kurtulmak için ödemek istediği para.
Es lo que Frobisher está dispuesto a pagar para deshacerse de ustedes.
Frobisher'ın net varlığı aşağı yukarı 2.5 milyar dolar.
El patrimonio de Frobisher supera los 2,500 millones de dólares.
Ben bu işi jüriye götürmeyi ve Bay Arthur'un size ne ödeyeceğine onların karar vermesini isterim.
Me gustaría presentarlo ante un jurado y dejar que ellos decidan cuánto les debe el Sr. Frobisher.
Bunu aramızda konuşmuştuk. Eğer Frobisher bize 100 milyon dolar teklif ederse kabul edecektik.
Ya hemos discutido esto y acordamos que si el Sr. Frobisher nos ofrecía cien millones de dólares aceptaríamos la oferta.
Frobisher'dan daha fazla para gelmesi sizin için de daha fazla kazanç demek.
Más dinero de Frobisher significa más dinero para usted.
Ama Frobisher bu kadar ucuza yırtacak olursa tüm hukuk camiası Patty'nin yenildiğini bilecek.
Por lo general, si les consigues cien millones a tus clientes eres un héroe pero si Frobisher se escapa de esto tan fácilmente todo el mundo legal sabrá que ella no pudo con el caso.
Sen benim kardeşimsin. Arthur Frobisher'ı nereden tanıyorsun?
Eres mi hermana. ¿ De dónde conoces a Arthur Frobisher?
Bundan bir hafta sonra avukatı beni aradı ve Frobisher'ın beni çok beğendiğini ve lokanta açmam için yardım etmek istediğini söyledi.
Una semana después, su abogado me llamó y dijo que Frobisher era mi admirador y quería ayudarme a abrir un restaurante.
Katie, ne bok yemeye şimdiye kadar Frobisher için çalıştığını bana söylemedin?
Katie, ¿ por qué no me dijiste que trabajaste para Arthur Frobisher?
Frobisher, Palm Beach'teyken bir şekilde komisyoncusuyla iletişime geçti.
De algún modo, Frobisher se comunicó con su agente allí, en Palm Beach.
Ben Frobisher'la konuşmadım bile.
Ni siquiera he hablado con Frobisher.
Bekle biraz. Frobisher'a karşı şahitlik yapmamı mı istiyorsun?
Espera. ¿ Quieres que yo sea un testigo contra Frobisher?
Frobisher'ın aleyhine konuşacağım.
Quiero que detengan a Frobisher.
Forbisher bu şekilde onu susturacağını düşündü, ama tam tersi bir etki yarattı.
Si Frobisher pensó que esto la callaría, ha conseguido lo contrario.
Öyleyse, Frobisher'ın ifadesine doğru devam edelim.
Entonces, pasamos a la declaración de Frobisher.
Arlington Virginia, 1983 Frobisher'ın Jaguar'ı kaza yapar ve yanındaki kız ölür.
Arlington, Virginia, 1983 el Jaguar de Frobisher colisiona, matando la muchacha que lo acompañaba.
Frobisher kendisinin kullandığını reddeder, ama o sırada sarhoştur.
Frobisher negó haber estado conduciendo, pero estaba ebrio en el momento.
Asla suçlanmaz, dolayısıyla kaza sonucu ölüm nedeniyle ceza da almaz. Ancak geçen hafta Frobisher'ın kızın ailesine şirketinin hisselerinden verdiğine dair bir ipucuna ulaştık.
Nunca se le imponen cargos, así que no hay juicio de muerte por negligencia pero la semana pasada nos informaron que Frobisher le dio a los padres de la muchacha acciones de su compañía.
Suskunluk parası. Yani, bunu Frobisher'ın geçmişte adaleti engellediğini göstermek için kullanacağız.
Es un soborno, así que vamos a usarlo para mostrar el historial de Frobisher de obstrucción de justicia.
Arthur Frobisher aileme finansal destek sağladı, çünkü kızımı seviyordu.
Arthur Frobisher dio apoyo financiero a mi familia porque amaba a mi hija.