Furiosa Çeviri İspanyolca
1,699 parallel translation
Şu aralar Jan'in Michael'a gıcık olduğunu biliyorsun.
- ¡ Sabes que está furiosa con él!
Kardeşim çok sinirlenirdi.
Mi hermana se ponía furiosa.
Sana çok kızdım, Marc.
Estoy furiosa contigo, Marc.
Allah'ım PO-d kadar güzel olacaktı.
Cielos, se pondrá realmente furiosa.
- Kızgın ve sarhoş. En azından Tracy ile iyi anlaştılar.
Furiosa y borracha, pero por lo menos se lleva con Tracy.
Ama bakın, Gil onu nasıl "öfkeli" den "meraklı" ya dönüştürecek.
Vean como el viejo Gil la convierte de furiosa en curiosa.
Polis sinirli kalabalığın etrafı kırıp dökmesini... engellemekten aciz.
La policia es incapaz de detener la masa furiosa... que está calentando las calles.
Ama ikimiz birlikte bu kararı verdik. Birlikte verdik ve ve şimdi, Saul, gerçeğin çarpıtılmış hali yüzünden bana kızgın.
Pero ambos tomamos esa decisión, fuimos los dos, y... y ahora, Saul, ella está furiosa conmigo con otra versión de la realidad
Tom, ofisin yarısı, Patty'nin bağırışını duydu.
Tom, media oficina la vio salir furiosa el otro día.
Seni kızdırdığım ya da güldürdüğüm zaman bunları seni kontrol edebildiğim için yapıyorum.
Cuando te pongo furiosa o te hago reír, lo hago por controlarte.
kolejdeki gibi mi? Buna kızgın olmayışınızı anlamıyorum.
No puedo creer que no estés furiosa por esto.
Kızgın görünüyor.
Parece furiosa.
Çok sinirliyim.
Estoy furiosa.
İncinmiş ve kızgın hissediyorum.
Me siento herida y furiosa.
"Sıcak-soğuk" oyununu mu denedin yoksa "kızgın genç kız" ı mı?
- ¡ Sí! ¿ Lo has intentado de la manera suave... o has ido directa en plan dura y furiosa adolescente?
Saha haberi verdiğimi hatırlıyorum. Kızdığını hatırlıyorum. Mirketleri izlediğimizi hatırlıyorum.
Me acuerdo de haberte dicho lo que paso me acuerdo que tu... te pusiste furiosa, y me acuerdo...
Buraya geldiğinden beri gerginsin.
Estás furiosa desde que llegaste.
- Blair bir sorunu yok.
Mi mamá se va a poner furiosa.
Neden küplere binmedin demek istedin herhalde!
Querrás decir, ¿ por qué no estoy furiosa?
Başka? Eğer Blair beni görürse, çok kızacaktır.
Si Blair me viera, se pondría furiosa.
İki ölü İranlı Amerikan burada, Bir avuç kızgın insan dışarıda.
Dos estadounidenses de origen iraní aquí y un montón de gente furiosa afuera.
Güzel kızgın huzur verici acımasız kusursuz, sence de öyle değil mi?
Preciosa. Furiosa. Tranquilizadora.
Rain çıldırdı!
¡ Xiao Yu está furiosa!
Chuck, güvenilen çalışanlar tarafından çalındığından korkulan yadigârları listelerken,... bir Wilfred Woodruff tarafından yazılmış özellikle kızgın bir ölüm tehdidi ile karşılaşmıştı.
Chuck, al estar catalogando las reliquias que temían robadas por profesionales se encontró con una amenaza de muerte particularmente furiosa escrita por un Wilfred Woodruff.
Ne istediğimi biliyordum. Ofisten fırlayıp çıktığın andan beri.
Sabía lo que quería desde la primera vez que saliste furiosa de nuestra oficina.
Tamam, biliyorum bana çok kızgınsın ve biliyorum ki o adama aşıksın. Ama Julia, bu hikaye gerçek, bunu bilmelisin.
Ok, ya sé que debes estar furiosa conmigo... y ya sé que lo quieres y todo eso... pero es la verdad, Julia, y realmente tenías que saberlo.
- Abby buna çok... - Kızacak. Kaçırdı.
Abby va a estar tan... furiosa
Tarihe geçen bir anlık şiddetin sonucu olarak, doğa, çılgınlık, öfke dehşet ötesi yaratığını biçimlendirdi.
Porque en un momento de violencia histórica, la furiosa naturaleza creó su obra más impresionante.
Özünde ise öfke ve korku dolu.
Asustada y furiosa por dentro.
Kızgınsın.
Estás furiosa.
Sanırım artık neden kızgın olduğunu biliyorum Sara.
Creo saber el por qué estás tan furiosa, Sara.
Şimdi bu yıl gönderemeyecek.
Y este año no podrá. Está furiosa.
Kızdığın için seni suçlamıyorum ama çok çaresizim Bambi.
No te culpo por estar honestamente furiosa. Pero estoy desesperada, Bambi.
Annen çok kızmış olmalı.
Tu mamá debe estar furiosa.
- Sana öyle kızgınım ki!
- ¡ Estoy furiosa contigo!
Çaresizlik ve korku, aynı anda da öfke duydum.
Me sentí inútil y espantada, y furiosa a la vez. Me sentí inútil y espantada, y furiosa a la vez.
Bu şeyleri sana verdiğimi öğrenince delirecektir.
Se va a poner furiosa cuando se entere de que te di todo esto.
Bugün gerçekten çok sinirliyim..... çünkü çalıştığım evde bir kadın vardı..... adı Catherine, 96 yaşında.
Estoy furiosa hoy y frustrada porque hay una mujer en el hogar de convalecencia donde trabajo. Catherine. Tiene 96 años.
- Dışlanmadım, sinirim tepemde.
- ¡ Engañada no, estoy furiosa, carajo!
Bana çok kızgın.
Y está furiosa conmigo.
yada öfkeden küplere binmişti.
-... o se pondría furiosa.
Anfitrite, Poseidon'un kocası, birçok aşkı vardı. Böylece... Kıskanç ve kızgın oldu...
El esposo de Anfitrite, Poseidón, tenía muchas amantes ella se puso muy celosa y furiosa
Beni böyle bir duruma soktuğuna inanamıyorum. Resmen çıIdırdım.
Es increíble que me pusiera en esta situación. ¡ Estoy furiosa!
Eğer el yazını okuyabilseydim sinirden delirirdim.
Si entendiera tu letra, de seguro estaría furiosa.
Gelip bizi birlikte görünce çok sinirlenmiştir.
Debe estar furiosa que sepa de lo nuestro.
Sylvia'ya yüzünden çileden çıktım.
Me puse furiosa con Sylvia.
Amy kıskançlıktan çatlayacak.
Amy va a estar furiosa.
Bilmeniz gerekiyorsa daha önce kavga etmiştik ve çok kızgındım ona.
Tuvimos un rollo más temprano, si es que lo saben. Estaba furiosa con él.
Son derece kızgındım.
Absolutamente furiosa.
Çok ama çok kızgınım!
¡ Y estoy muy furiosa!
- Son derece sinirli.
Absolutamente furiosa.