English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Galan

Galan Çeviri İspanyolca

697 parallel translation
Gece beni solgun ve düşünceli halde sürgünümün bitmesini bekler bir halde bulmuşken üçümüz, Atos, Portos ve matmazel d'Artagnan olarak locamızda galanın başlamasını bekliyor olacağız.
Esperando el fin de mi exilio, cuando los tres, Athos, Porthos y Mademoiselle D'Artagnan nos sentemos en el Palco Real a ver el estreno...
Galanın canı cehenneme!
¡ Al diablo tu estreno!
" Emilia, ilk galan kutlu olsun.
EMILIA : FELIZ PRIMERA GALA. CON CARIÑO.
Galan'a karşı sadakatini kanıtladın.
Has establecido la lealtad con Galán.
Eğer böyle oynarsak Galan'ın etrafında olabilirsin.
Si jugamos esto bien, puede ser nuestro billete al círculo más íntimo de Galán.
Ama Andrés Galan isteklerini yerine getirmek için isteksizdi.
Pero Andrés Galán no estaba dispuesto a ceder a las demandas de delincuentes comunes.
Bay Galan, o sertifikalı bir pilot.
El Sr. Galán, es un piloto experimentado.
Galan özel bir maç için beni saha gezisine çıkardı.
Galán me está llevando de viaje,
Şu anda Galan'ın jetindeyim Nicaragua'ya gidiyoruz.
Estoy en el jet de Galán con rumbo a Nicaragua..
Sayın Galan, Sizin takımınız için sadece 90 saniye oynadım.
Sr. Galán, todo lo que he jugado para su equipo han sido 90 segundos.
O zaman beni bir alet olarak görüyorsunuz, Bay Galan?
¿ Me está llamando herramienta, Sr. Galán?
Dedim ki " Annie, tanıştığımız...
El Sr. Fane es nuestro galán.
Sanırım çantasını kaybetmişti.
Nuestro otro galán, lan Stewart. Muy buen actor.
Güneşten başka kim olabilir ki
"Quién es el galán? Sólo puede ser el sol."
Komik görünüşlü sevgilisi vardı ya.
¿ Recuerdas a su galán?
Hevesle uzun bir yol kat ettik. Beyaz pantolonlu, elinde tenis raketiyle koşturan yakışıklı delikanlıyı hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas cuando, siendo un galán joven, salí a escena con pantalones blancos y una raqueta de tenis?
Genç bir kızken hayalini kurduğum sevgiliye benziyorsun.
- Es el galán que soñaba de joven.
Ateşli erkeğimiz!
¡ El mismo galán!
Dün gece saat kaçta geldin?
¿ A qué hora llegaste anoche, galán?
Londra'ya gider gitmez oradaki her centilmeni... kendinize hayran bırakırsınız.
Porque en Londres usted tendrá a cada galán de la ciudad a sus pies en poco tiempo.
- Beş sent senaryo, on sent bütçe ve iki sent oyuncular ve bitirmiş oluruz.
Un cuento de 5 centavos, un galán de 2 y el presupuesto de 10 y filmamos.
- En zor problemimiz baş oyuncuydu
El peor problema fue hallar un galán.
- İlk kez bir yıldız Pebbel filminde olacağını söyledi
El primer galán en trabajar para Pebbel.
Sonra ilk sevgili ve tabii yeni giysiler ortaya çıktı.
Cuando en tu primer baile de gala... tu galán se enfermó de sarampión.
Çok hoşsun Toulouse.
Eres un galán.
Sen ve Lina'yı birlikte bir filmde oynatacağım.
Tienes talento. Te haré primer galán de Lina.
İkinizin görüşüne de saygı duymakla beraber şahsi görüşümce onun romantik bir başrol oyuncusu olmadığını yineliyorum!
Cada cual su tiene su opinion. Yo encuentro que no tiene un físico de galán joven.
# Perdede gördüğün bir dövüş de olabilir bu... #... köylü bir gencin, kraliçeye aşkı yüzünden katledilmesi de... #... önemli bir Shakespeare'vari sahne de, hani hayaletle prensin karşılaştığı... #... herkesin lime lime doğrandığı... #... espri, bayrak sallama da olabilir... #...
Podría tratarse de una pelea como las de las películas un galán que muere por el amor de una reina una escena de Shakespeare en la que el fantasma conoce al príncipe y todo el mundo muere la broma ondea en la bandera
Kafamı karıştırıyorsunuz!
Menudo galán.
African Queen'deki o adama bak. Ona deli oluyorum.
Fijese en ese galán maduro de La reina de África.
Şimdi, bu centilmen diplomatın raporunu dinleyelim.
Escuchen, por favor, el informe de ese galán diplomático.
Yoluna, aşk çocuğu.
Sigue tu camino, galán.
Sanki buralar seninmiş gibi çizmelerini tepe tepe yürüyorsun.
Sacaste a relucir tus botas como si fueras un galán.
Dünyanın etrafını bu şekilde dolaşmak için cesaret, maceraperest olmak gerekir.
Debe ser un galán, aventurero, para ir alrededor del mundo así.
Eskiden, önceleri beni kapıma dek uğurlayan kişi o idi.
Primero a mi galán yo recibía, a la entrada del edificio y palidecía,
Ondan izin alarak geldim.
Éste es su sombrero de galán.
Sekizinci Bulvar'ın işsizlik bürosunun çapkını nasıl?
¿ El galán de la oficina de desempleo?
Sana eski kısrağımın nallarından söz etmemi ister misin doktor?
¿ Quiere que le cuente sobre mi galán?
Adi herif döndü.
El galán ha regresado.
Randevusu olan bir arkadaşıma ödünç verdim o broşu.
Se lo dejé a una amiga para impresionar a su galán.
Kader işte, randevusu bir kuyumcuylaydı, yeşil cam da zümrüt çıktı.
El destino quiso que el galán fuese un joyero y el cristal verde una esmeralda.
Tabii ki, Mark'ın eskiden benim favori sevgilim olduğunu biliyorsundur.
Claro, Joanna, sabes que Mark era mi galán favorito.
Köylü gencinle dans etmeyecek misin?
¿ Quiere bailar con su galán?
Demek sadece o genç adam onu terk ettiği için evden kaçmamış?
¿ Así que no sólo huyó porque su galán la abandonó? No.
Güzelleşmek için olmalı.
Para pescar a algún galán, supongo.
Dinle, anlaşmamızı gerçekleştirelim. Sonra centilmeni oynarsın.
Escucha, después de que demos el palo, podrás hacer de galán.
Doktor başhemşireyi soyarken onu izledim.
La observo mientras el galán desnuda a la actriz.
Ne yapıyorsun? Bir erkekmi arıyorsun?
- ¿ Qué haces, tienes algún galán escondido?
Lorenzaccio geldi.
Esperábamos una lolita, y aterriza un apuesto galán.
Kibar görünmeye mi çalışıyorsun?
¿ Intentas ser un galán?
Büyük olasılıkla, oradaki kulüplerden birine karşı mücadele edeceksin.
- "PUEDES ENTRAR EN CONTACTO CON..." - Lo más probable, competirás - "OTROS MIEMBROS DE LA ORGANIZACIÓN DE GALÁN" - contra algún club de allí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]