Gas Çeviri İspanyolca
9,260 parallel translation
Gazın nasıl etkin hale geldiğini doğruladılar mı?
¿ Confirman cómo se activó el gas?
Pekâlâ, gaz saate 120 ve 200 kübik feetle hareket eder.
Y el gas fluye en cualquier parte entre cuatro y siete metros cúbicos por hora.
Belki de gaz işe yarıyordur.
Quizá el gas esté funcionando.
Ama gaz yüzünden değil.
Pero no con el gas.
Bir insan 4 yolla oksijensiz kalabilir el yada başka bir aletle, solunum yolunu kapatılması yada asal gaz solunumu veya göğüs, diyaframa baskı uygulayarak boğulabilir.
Hay cuatro maneras en las que un hombre se puede asfixiar... Estrangulación, obstrucción respiratoria, inhalación de gas inerte, y la comprensión del pecho y el diafragma.
Bir test yaptık, ve gazın yer değiştirdiği hava oranı...
Hicimos una prueba, y el ritmo al cual el gas - desplaza el aire...
Eva spor çantasında biber gazı taşıyormuş.
Eva llevaba un aerosol de gas pimienta en su bolso de gimnasia.
- Hayır, biber gazından.
No, gas pimienta.
Sana biber gazı sıkmasını sağlayacak kadar yakınındaydın.
Tuvo que acercarse lo suficiente a ella para que lo rociara con gas pimienta.
Zaten bir kez biber gazını yemiştim.
Ya me había rociado con gas pimienta una vez.
İnsan konuşmasını pek anlayamam ama elektrikli testere kullanabilirim.
No es el lenguaje humano así dominó, pero yo uso una sierra de cadena de gas.
- Aşağıda gaz kaçağı var.
Hay una fuga de gas abajo.
- Gaz kaçağı mı?
¿ Fuga de gas?
Badem, elma ya da çürümüş saman kokusu alırsanız düşman size bir gazla aldırmış demektir.
Si llegan a oler a almendras, manzana o heno podrido... Significa que El enemigo acaba de atacar con gas.
Bu bir gaz bombası atarsavarı. Gaz bombalarını vurabilir.
Lanzaron granadas de gas.
Gaz saldırısı!
¡ Ataque de gas!
Gaz maskelerinizi takın.
Pónganse sus máscaras de gas.
- Gaz kokusunu alabilen sen miydin?
- ¿ Tu eres la que huele El gas?
Gaz saldırılarını sezebiliyor.
Puede anticipar los ataques de gas.
Hadi ocakta Fellas pişirelim.
Vamos. Cocinamos con gas, muchachos.
Bunlar gelmeden önce, askerler gazdan korunmak için ağızlarını, kendi sidiklerine batırılmış çorap ya da paçavra bezlerle kapatırlarmış.
Antes de que llegaran estos, un soldado tenía que cubrir su boca con calcetines o trapos mojados en su propia orina para soportar el gas.
O gazların derhal yok edilmesini istiyorum.
Quiero esas existencias de gas destruidas inmediatamente.
Yeni arıtma tesisinde gaz sızıntısı var diyeceğim, değil mi?
Fuga de gas en la nueva planta depuradora, ¿ cierto?
Allah bilir ne zamandır kenarda köşede maden gazı birikmiş bir ortamda o silahı ateşlersen, ben sana ne olacağını söyleyeyim.
Si disparas esa cosa aquí abajo... con el grisú que se ha ido acumulando... en algunas de esas bolsas de gas, Dios sabe hace cuánto... te diré qué va a pasar.
EV SAHİBİNİ ARA / FATURALARI ÖDE / SENDİKA ÖDEMESİ! TELEFON REHBERİ BUL / BENZİN AL / ALIŞVERİŞ YAP / KURT'Ü ÖP
Llamar al arrendador, pagar las cuentas, sindicato encontrar la agenda, cargar gas, ir de compras, BESAR A KURT
- Diğer haberlerde ise gaz hatları, sokağa çıkma yasakları...
- Y en noticias relacionadas, - ductos de gas, toque de queda...
Ayrıca göz yaşartıcı spreyim var.
Además, tengo mi bote de gas pimienta.
Jeneratörümüz de var.
Tengo un generador a gas.
- Bir soda alayım.
Un agua con gas.
Buraya soda almaya gelmiştim.
Vine aquí por un agua con gas.
Belediye Başkanı bütün izinleri iptal etti, sokaklarda 800 ekstra memurumuz var,... isyan takımında, göz yaşartıcı gazla birlikte.
El alcalde canceló todos los permisos, tenemos 800 oficiales extra en la calle, en vestimenta de disturbio, con gas lacrimógeno.
- Polis gücünün isyan takımı ve göz yaşartıcı gaz ile birlikte hazır olması gerekiyor.
- Ella cree que la policía debería estar lista con vestimenta de disturbio y gas lacrimógeno.
Arıtılmış su mu istersiniz maden suyu mu?
¿ Destilada o con gas?
Maden suyu.
Agua con gas.
- Gaz kokusu alıyor musun?
¿ Huele a gas? No.
Yanan dokuda propan izine rastladım.
He encontrado rastros de gas propano en el tejido quemado.
Berlin'de Enerji Çözümleri Zirvesi, Rio'da Dünya Geleceğin Enerjisi Zirvesi Asya-Pasifik Petrol ve Gaz Meclisi.
La cumbre de soluciones energéticas en Berlín, la cumbre de energía mundial futura en Río, la asamblea de petróleo y gas en Asia-Pacífico.
İçinde petrol ve gaz projeleri ve Federal Büro'nun sözleşme ve program tarihleri var.
Hay planos de petróleo y gas ahí de contratos de agencias federales y fechas de planificación.
Sanırım Christoph'ın hedefi Williamstown, Pennsylvania, Standard Gas tesisi.
Creo que el objetivo de Christoph... Williamstown, Pennsylvania, Instalación de Standard Gas.
Elizabeth Simpson incelemekte olduğu şey doğal gaz üretim tesislerinde ve hidrolik işlemlerde kullanılan oldukça hassas basınç kapaklarının yerini değiştirmek.
Elizabeth Simpson supervisa... supervisaba el reemplazo de válvulas de alta sensibilidad usadas en el procesamiento de gas natural y operaciones de fracturación.
Standard Gas Williamstown üretim tesisi.
La Planta procesadora de Standard Gas de Williamstown.
Belki sadece oksijen azlığıdır ya da zehirli gaz solumuşsunuzdur. Bu da açıklanamayan şeyler görmenizi sağlamıştır?
Tal vez fue debido a la falta de oxígeno o que respiraste algo de gas tóxico e hizo que vieras fenómenos inexplicables
Kimsenin taşınmayacağını kabullenince gelip gazı kapatayım dedim.
Yo... solo he venido a cerrar el gas, ya que asumía que nadie se había mudado.
Gelip gazı kapatayım dedim.
III estaba llegando para apagar el gas,
Uluslararası Ceza Mahkemesi, Ma'an'daki gaz saldırısını onun emrettiğine dair yeni delillere sahipmiş.
Por lo visto, la Corte Internacional tiene nuevas pruebas de que ordenó el ataque con gas sobre Ma'an.
Umarım albay Ma'an'daki gaz saldırısyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü de söylemiştir.
Espero que el coronel también le haya aclarado que nuestra investigación sobre el ataque de gas en Ma'an sigue su curso.
Evet, ayrıca 3H'deki kadına gaz kokusu almadığımı da söyledim.
Sí... también le dije a la mujer del 3H que no olía gas.
"A" sana neden gaz maskesi verdi ki?
¿ Por qué "A" te daría una máscara de gas?
Gaza maruz kaldılar.
Se llevaron la peor parte del gas.
Bak, bu cam tam olarak kapanmıyor.
Mira, esta ventana está mal sellada. Algo del gas habría escapado por aquí.
Gaz sızıntısı.
Fuga de gas.