English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gemide

Gemide Çeviri İspanyolca

4,335 parallel translation
10 yıl önce Dearing'in oğlu Evan'la birlikte aynı gemide, USS Brandywine'da ölmüş.
Le mataron hace diez años en el mismo barco, el USS Brandywine, que a Evan, el hijo de Dearing.
Whitting'le Dearing'in oğullarının aynı gemide öldüklerini duydum. Evet.
¿ He oído que Whitting y el hijo de Dearing fueron asesinados a bordo del mismo barco?
Gemide mi?
¿ En un barco?
Eğer ben bu gemide ölürsem Chief de benimle aynı kaderi paylaşacak.
Si voy a morir aquí, el Jefe morirá conmigo.
Gemide kurtulanlar var. Frekansınızı bulduk, koordinatlarınızı alıyoruz.
Fijando frecuencia, rastreando coordenadas
- Normalde ben de Betty ile aynı gemide olurdum.
Normalmente estaría en el mismo bote que Betty. ¿ Pero?
Bunu etiketleyin yeter, gemide yer israfından başka bir şey olmaz bundan.
Etiqueta y envía a esta basura del espacio.
Bir gemide o kadar çok yeşil sebze vermeleri harika bir şey.
Es increíble la cantidad de verdura que sirven en un barco.
Sonunda gemide yolumu bulmayı öğrendim.
Por fin he sido capaz de orientarme en el barco.
Bu, gemide doğduğumu... ... söylersem yanlış olmaz.
Sería correcto decir que nací en esta nave.
Gemide yeterli yer olmadığı için, her oda bir çok şey için kullanılıyor.
Eso y otros tantos usos. No hay suficiente espacio en esta nave.
Ne zaman "Millet gemide ayak işlerine bakıp Mars'ta yaşamaya gitmek harika bir fikir!" dediğimi söyleyin.
"¡ Vamos a vivir a Marte!"
- Gemide sivilin ne işi varmış?
¿ Qué hacía el civil en el barco?
Gemide olanlar, Red dinamit kullandığında olanlarla tam olarak aynıydı.
- De acuerdo. Lo que pasó en el barco... es exactamente lo mismo que cuando Red usó la dinamita.
İşi yapmak için haftalarca gemide kapalı kalırsınız.
Puedes estar en el barco durante semanas... hasta llegar a puerto.
Bu gemide yemek alınacak dokuz farklı yer olduğunu biliyor musun?
¿ Sabías que hay nueve sitios distintos... donde conseguir comida en este barco? Sí.
Sen bu gemide iki bin yıl kalmayı dene,... bakalım senin boyan ne hale gelecek!
Trata de estar en esta nave por dos milenios, ¡ veamos cómo queda tu pintura!
- Hiçbiri gemide değil.
- No a bordo.
Sen de kaçırdığın gemide artık bir tutsaksın.
Así que ahora eres un prisionera en la nave que robaste.
Bu gemide çok değerli bir kargo var...
Esta nave contiene la carga más valiosa.
Bu gemide hiç savunma sistemi yok mu?
¿ La nave no tiene instalado algún sistema de defensa?
- Gemide hiç silah yok mu?
¿ Qué clase de nave carece de armas?
İzler, gemide bulduklarımızla eşleşiyor ama henüz kimlik yok.
Las huellas coinciden con las que encontramos en el barco, pero no hay identidad todavía.
Şey, gemide o kadar ileri gitmemiştik hiç.
Nunca llegué tan lejos con él en barco.
Bu gemide, türbişonu nereye koyuyorsun?
¿ Dónde guardas el destapador en este lugar?
Sadece o gemide olduğumu. Kozamdaydım.
Sólo que yo estaba... en la nave... en mi cubiculo.
Gemide benimle birlikteydi.
¡ Estaba en la nave conmigo!
- Teknede değil. Gemide.
En una barca no.
Atalarım, Amerika'ya göçerken gemide dayak yemişler.
A mis antepasados les dieron una paliza en el Mayflower.
Charlie, o gemide olanlar benim suçum.
Charlie ¿ Qué pasa en ese barco? Es mi culpa.
Gezegeni patlatmak için yeterince silahınız var bu gemide.
Tienes suficiente potencia de fuego en esta nave como para explotar el cielo.
Ast Gösteri Yöneticisi, enkaz bir gemide saklanıyor evrenin gördüğü en gelişmiş savaşçı ırkın güvenlik sistemlerine giriyor.
Una gerente de entretenimiento júnior, ocultándose en una nave estropeada... hackeando los sistema de seguridad de la raza guerrera más avanzada que el universo ha visto jamás.
Tüm cesetler biz Tokyo'ya varana kadar gemide olacaklar.
Veamos quién sera el cadáver y quien quedará a bordo, una vez que este barco alcace su destino.
Biri limanda, diğer ikisi gemide.
Uno en los muelles, y los otros dos en el mismo barco.
- Mayın dökme sırası hangi gemide?
- ¿ Qué minador toca?
Bu tutsak neden hâlâ gemide?
¿ Por qué el prisionero sigue a bordo?
Konuştuğumuz gibi, şu an gemide ve yarın sabaha kadar İngiltere topraklarında olur.
Mientras hablamos, viene en un barco que tocará tierra mañana a la mañana.
Hangi tarafta olduklarını öğrenene kadar onları gemide tutamayız.
No podemos tenerlos a bordo hasta saber de qué lado están.
İçtimadan önce gemide...
Quédese ahí hasta que...
Ben bu gemide nükleer kıdemli uzman çavuşum.
Soy suboficial certificado en armas nucleares.
Josh, şu anda gemide 120 can var.
Hay 120 almas en este submarino.
- Bu gemide, öyleyim.
Aquí, lo soy.
Şu anda gemide.
Ya está en la nave.
Sana kaç kez bu gemide olmayı düşlediğimi anlatamam.
No puedo decirte las veces que he soñado con estar en esta nave.
- Bu gemide öyleyim.
- Aquí adentro, lo soy.
- Her iki gemide de mi?
- Falla mecánica.
Onu gemide onarabiliriz.
Podemos repararlo en la nave.
Gemide kalırsanız başınıza bu gelir.
Esto es lo que pasa cuando uno se queda en la nave.
Acilen tahliye istiyoruz. Gemide kurtulanlar var. Öncelik kodu :
Supervivientes a bordo, priorización código Víctor 05-3-Sierra-0-117
Ama gemide tayfa var. Evet.
Sí...
O gemide hiçbir şey yok.
En ese barco no hay nada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]